http://siminya.blogspot.com/2008/11/yasal-olsa-kime-tecavz-ederdin.html
Annem ve ötekiler gürültüler çıkara çıkara, ellerini ağızlarına ters yumruk yapmış "amaaaa, hiiiii, vah vah vah" sesleriyle beni sırtüstü yatırıp bacaklarımı ayırdılar. Yüzlerinde kurban kesildiğinde başına toplanıp taksim yaptıkları bakışlar.. hem inceleyip hem konuştular
-içine tam girmemiş, girse kan olurdu çok şükür kan yok.
Bu cümle günlerce, aylarca kaldı kulağımın
duvarlarında
-içine tam girmemiş, girse kan olurdu çok şükür kan yok.-içine tam girmemiş, girse kan olurdu çok şükür kan yok.
-içine tam girmemiş, girse kan olurdu çok şükür kan yok.
İçleri feraha erince birbirlerini sıkı sıkı tembihlediler; hişşş
elalem duymasın, sus sus sus topla topla topla sakla sakla sakla. Anneme
baktım, yabancılardan daha bir başka bakıyordu. Yüzünde mona lisa gibi bir hal;
yarısı ızdırap çekiyor, öteki yarısı utancından kıpkırmızı. Belli ki ben
utanılacak bir şey yapmışım..
Bu yüzdendir kadınlar beni değil onu teselli etmek için çırpınıyorlar. Seçilmiş en vurucu lafları biri bırakıyor, öteki alıyor. Korkma, üzülme, geçer, unutulur, kimse duymaz. Ne çok konuşuyorlar, ne çok akıl veriyorlar, ne çok iyiler onlar. İnsanlar kötü olaylara görünürde üzüntü sergileseler de, ruh; acıları izlemekten gizli bir zevk alır. Kaza mahalline, ölü evine doluşan insanlar ellerine geçen "saygın ve fikri mühim insan bilinme" fırsatını kaçırmamak için deli gibi fikir belirtir, tarif eder, yol gösterirler. Tüm olay yerine birikmelerde kahırdan çok; merak, takdir edilme arzusu ve "bilen kişi" olma kaygısı vardır. Felaketler biter, kazanılacak etiketler kalır. Ah o kötü günümde yanımdaydı, tam kötü gün dostu!
Bu yüzdendir kadınlar beni değil onu teselli etmek için çırpınıyorlar. Seçilmiş en vurucu lafları biri bırakıyor, öteki alıyor. Korkma, üzülme, geçer, unutulur, kimse duymaz. Ne çok konuşuyorlar, ne çok akıl veriyorlar, ne çok iyiler onlar. İnsanlar kötü olaylara görünürde üzüntü sergileseler de, ruh; acıları izlemekten gizli bir zevk alır. Kaza mahalline, ölü evine doluşan insanlar ellerine geçen "saygın ve fikri mühim insan bilinme" fırsatını kaçırmamak için deli gibi fikir belirtir, tarif eder, yol gösterirler. Tüm olay yerine birikmelerde kahırdan çok; merak, takdir edilme arzusu ve "bilen kişi" olma kaygısı vardır. Felaketler biter, kazanılacak etiketler kalır. Ah o kötü günümde yanımdaydı, tam kötü gün dostu!
Adam, olaydan 3-4 ay sonra evine döndü ve hiç birşey olmamış gibi eski makamına buyur edildi. Kimse en azından
benim önümde ona hesap sormadı. Hiç kimse bana bir açıklama yapmadı, sadece
"bekareti duruyor mu hah duruyor" dediler. Oysa ben onu her görüşte o
çirkin yüzündeki acımasızlığı, nefesinin ne kadar pis koktuğunu, bir çocuğu
amacı için kolayca öldürebileceğini hissediyor, yıkılıyorum. Aklıma en az onun
yaptığı kadar acımasız şeyler geliyor. İnsanları delik gören bu ahlaksız
adamların evlenip çocuk sahibi olmaları
suç değilse, benim onların organlarını kesmek istemem suç sayılmamalı.
Tecavüz kelimesi başıma gelen adsız hikayenin ne öncesinde ne sonrasında bu toplumda hiç kullanılmamıştı, belli ki bilmiyorlardı. Güneşli dam diplerinde toplaşıp çeneleriyle beni işaret ediyor, sağ ellerinin üstünü sol elin içine "tuh tuh tuh" şeklinde vurup fısıldaşıyorlardı. Hiç bir fısıltıda tecavüz diye bir kelime geçmiyordu, geçseydi bana yapılan şeyin adını koyacaktım. Hah diyecektim buna bu deniyormuş.
Yanıma yaklaşıp "siminya anlat hadi sen o anda ne hissettin?" benzeri, benzeri olmasa bile yakın düşecek bir soru bekledim. Sorsalardı onlara binbirgece masalları kadar uzun sürecek şeyler anlatacaktım. Kimse bana bir şey demiyordu. Deselerdi onlara hissettiklerimi bir bir söylerdim. Ama kimsecikler sormadı dilimde birikip kaldı çıkamadıkça içerilere akıp gitti, lakin içerde unutulmadı. Zamanı gelince "anne o başıma gelen neydi" diye sorulmak üzere gömüldü, üstü iyi anılarla örtülüp düzleştirildi, her şey yolunda şekli verildi. 18 yaşıma gelip tecavüzcünün anneme kendi dokuduğu halıyı hediye ettiğini ve annemin ona "saol yavrum ellerin dert görmeye" dediğini görüp küller alevlenene kadar üzerinde oturuldu.
"anne, beni parçalayıp öldürmeyi beceremeyen o eller dert görmesin tabi ki! hatta git, bundan sonraki çalışmalarında beline kuvvet de, yürü" dedim. Annem şaşırtmayan cevabı verdi "haydaaa sen daha o davayı mı güdüyorsun, unuttuk gitti"...
Büyüyünce unutur aklına bile gelmez demekle unutulsaydı bugün kimse mazinin esiri olmazdı. İnsanı geçtim filler bile geçmişi saklarken.
Vardır bir bildikleri onlar
ki doğruyu, yanlışı her şeyi bilirler.
Hemde ne bilirler! Sen kaç eşek götürdün benim skor 5 komiklikleri. "doğru yürü, sağa sola bakma önüne bak, kırıtma, gülme, erkek gibi kadın, boynunu ört" cümlelerine indirilmiş ahlak. Töreyle cezalandırılan aşk. Gittikleri her yerde izdihamla karşılanan tecavüzcü film oyuncuları. Atmosferi doldurasıya üretilmiş haklılık cümleleri "oda zevk aldı, kuyruk salladı, tahrik edici giyinmişti"..Her varlığa ölüye bile tecavüz edebilen erkekler, suç ortakları korkak sinik kadınlar, susturulmuş olmadı öldürülmüş çocuklar. Günahsız görünmeyi gayet iyi bilen bir çuval toplum.
Neyse
Hemde ne bilirler! Sen kaç eşek götürdün benim skor 5 komiklikleri. "doğru yürü, sağa sola bakma önüne bak, kırıtma, gülme, erkek gibi kadın, boynunu ört" cümlelerine indirilmiş ahlak. Töreyle cezalandırılan aşk. Gittikleri her yerde izdihamla karşılanan tecavüzcü film oyuncuları. Atmosferi doldurasıya üretilmiş haklılık cümleleri "oda zevk aldı, kuyruk salladı, tahrik edici giyinmişti"..Her varlığa ölüye bile tecavüz edebilen erkekler, suç ortakları korkak sinik kadınlar, susturulmuş olmadı öldürülmüş çocuklar. Günahsız görünmeyi gayet iyi bilen bir çuval toplum.
Neyse
-içime tam girmemiş, girse kan olurdu çok şükür kan yok.