Salı, Ekim 19, 2010

Şu 10 şekil heriften uzak dur oğul






 Oğul buraya kadar zahmet oldu ama nasihatlerim sana değil kızkardeşine..


1.Yetkili birileriyle görüşmek istiyorum erkeği (homoyetkiuns gotuein kosus) Onu uzunca şöyle anlatabilirim: Dünya varya dünya? nalet bir sorunlar yumağı ve bunun farkında olan tek insan o, yu andırstend?! Kimse işini yapmıyor; şu adam aptal, öteki gerizekalı, berikinin tipinde meymenet olsaa, ileriki de zaten kalıbının adamı değil. Bu adamlar buralara olmamış, şu kadınlar oralara olmamış. Olmuyo, çıldıracak! Bunları konuşmaktan dilinde tüy bitti, tek başına nereye kadar? Yazık ona yahu yazık! Hayret bişey.
Bu arkadaşla bir ömür geçirmeden önce, hastanede, pastanede, meyhanede, keranede yetkili birine ulaşana kadar ortamın maymunu olmaya. Bir adamla bi kadın olay çıkardı söylentilerinin o "bi kadın"ı olmaya yemin edeceksin. Hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana değin.

2.Tanıdığım bütün kadınlar kalbimi kırdı erkeği: (homoerosmus sümsükum herifit) Vah kadersizim vah bahtsızım ah kadınların ayaklarına paspas ettikleri hırpalanmış küheylanım! Bu grubun erkeklerinden tuna kiremitçiler ve ferhat göçerler yapılır. Kokuları bir sonbahar rüzgarının sarı yağmurları, bakışları sarı yağmurların sonbahar rüzgarıdır. Konuşmaya başladıklarında arkadan alpay'ın "neylülde gehel neylülde gehel" şarkısı başlar, etrafta kurumuş yapraklar...
(Annem gibi ekonomikus kadınlar bu adamları bulsa kışlık yakacağını bedavaya getirir)
Kadınları asla anlayamaz, anlamadıkları için terkedilir, terkedildikleri için e haliyle ya derbeder ya seri katil olurlar. Loş odalarda şiir yazıp, gitar çalarken bilinçaltlarından her an bir henibıl fırlatabilirler. Zaten ondan değil midir a kuzum, kuzuların sessizliğinde takılmaları.

3.Kesin beni aldatıyor erkeği (homoparonies fikfiki kontak) Erkekin seni çok arıyorsa bu sadece sesini özlediği için, aşkından divane olduğu için değil baskın basanındır içgüdüleri taşıdığı için de olabilir. Bütün erkekler beni istiyor kadınının, bütün erkekler kadınımı istiyor versiyonudur. Doğalgaza geçilmesine en çok bunlar sevinmiş olmalı, öyle ya bu sayede çatalı görünen yakışıklı tüpçüler mutfak tezgahına eğilemedi, o cepheden gelen tehlike bertaraf edildi. Allah doğalgazı çıkarandan razı olsun. Kutu sütü çıkarandan da razı olsun, sütcülerin kökünü kuruttular. Elde var iki. Ama damacanacı gavat arkadaşlar hala yüksek risk faktörü. Allah suları kirletenlerin belasını versin. 

4.Kavakta da boy var erkeği (homohidayet enbiyey zekaus) Anasının hangi ara büyüdüğü anlaşılamayan kuzusuuu, minik kuşusuuu. Yaşıtlarının torun torba sahibi olmasına 3 kala beyimiz hala 18 lik esra'yla tunalı hilmi'de, 19'luk ösgee'yle kızılay'da amman sabahlar olmasın ekşınları peşindedir. Annişkosu sabahları bi güzel uyandırır ki sorma. Ağzını ördek ağız yapıp göbüşkosuna gıdı gıdı yapar, gıdısına bıdı bıdı yapar, ağaran kıç kılını olmasa bile burnunun görünen kıllarını anası çeker çıkarır hayat işte tam bu lan, temiz, mis anneden sıfır.

5.Ayna ayna söyle bana benden daha behlül'ü var mı dünya'da erkeği (homotatlıtuğs ednantu kralus) Bir insan bu kadar güzel olmaz ki kardeşim! Şu saç, şu gözler ah şu endam..Bu kadar olağanüstülüğün bir araya gelmesi tesadüf olamaz. Onun top modılslardan neyi eksik ha neyi? Süha özgermi'nin telini bilen var mı? Bir kadının aynalardan, kozmetiklerden, jölelerden ve numaralı bakışlardan tiskinmesini bir tek bu erkek türü sağlayabilir. Elektirik faturasının çok gelme nedeni banyo aynasının önünde harcanan bol spot ışıklı, fön makinalı, kıl, tüy alıcı mesailer yüzünden olabilir. Bunu bir düşünün.

6.Ünlü düşünür şöyle demiş, böyle demiş erkeği (homoukalaus freud tapiyrum) Yaşanılması en zor tür. Mesela televizyon izlemeye davrandın heyhat! Bu aletin evde olması bile yeterince avam bi davranışken birde kalkıp açmak! Açıpta kadın proğramı, komikli diziler, yemekteyiz, yetenekteyiz, evlenmekteyiz gibi proğramlar izlemek! vay babayın şarap çanağına! Freud demişki bunu izleyenler bebekken şu travmayı geçirmiş, morphy demişki kumanda tutanlar aslında ziki tutuyormuş, heman demişki gölgelerin gücü adına güç bende artık..gıy gıyda gıy gıy. Hemen cenin pozisyonu alıp polisi ara! veya itfaiye çağırıp exıt tabelasına koş! Koş forrest koş!

7.Bir futbolum var ona da laf etme erkeği (homoalisamiyens topus mopus) Dünyanın en büyük yalanlarından biri "fair play" Dostluk maçında bile kavga çıkaran bir homosaplık mevzu bahis. Futbol yüzünden ölenleri, kolu bacağı yarılanları geçtim önünden geçti diye paralanan kadınların, televizyonların haddi hesabı yok. "artık ofsaytı anlıyorum ehehe" fedakarlığından bahs etmiyorum bile. Erkeğin bu çetrefilli sevdasına ucundan accik yaranma uğruna şehitler verdik biz. Bir futbolum var denen şey özünde atom bombası için kurulan bir cümle ile aynı anadan "ya bi hiroşima'ya bide nagazaki'ye atcaz bitcek"

8.Bir kahvem var ona da laf etme erkeği (homogayfecius çay çekyrea) Bu babam. Yakınımda bu kadar net bir örnek olmasaydı bu masum fizibiliteye inanacaktım. Bunu diyenin hiç bir zaman bir kahvesi yoktur. Kahveye giden; at yarışından, okeye, spor totodan, iddia'ya her biçim kumarı dener. Çilingir sofraları ve karşı kahve insanlarına saldırı için kolayca eleman toplar. Erkek dedikodularının fısıltı toplumunu hallac pamuğu gibi attırdığı şer odakları naha o kahvelerdir! Tamam abartıda sınır tanımayan bir diger şer odağı da ben oluyorum ama bunları babamı hayal ederek yazdığım için galeyana geldim, afedersin. Bu konuda nedense daha çok yazmak, lüzumsuzca dallandırıp budaklandırmak istedi deli gönlüm. Anlamadım bu hissi.

9.Midyat, beşir, seyfo, gülün! erkeği (homozalimus gaddarus hayvanus) Bu da mı babam lan! Yazının ortasına kadar babam aklımda yoktu demek ki arada bir yerde kendisiyle bir iletişim yaşamış olmalıyım, derinlemesine analiz et bunu. Bu heriflerin parası kol gibidir. Ne kadar para o kadar godfadır. Ne kadar para o kadar görlfair. Parasız insanların ilişki yaşayamadığı şu dünya'da paranın çıtır kuvveti ellerindedir. Yaşları kaç olursa olsun aklı yarım hem cinslerimizden kıtlık günleri için bol miktarda istifleyebilirler. Ama o kadar. Parasının ötmediği yerde B planına geçip gücünü öttürür. Onunla yaşayan kadının ne şartta olursa olsun B planına gelmeden daima paraya ötmesi gereklidir. Bence 6. maddenin sonundaki tavsiyelerim buraya daha bi yakışır.

10.Hallederiz kadir erkeği (homodüzenbasus dilini koparcan bunların.. us) Aha en yaygın tür. Yaşam alanları kolay kafaya alacakları kadınların civar arazileri. Bunlar da kendi kendine 3'e ayrılır. Ben ayırmadım onlar ayrıldı.
a: kendisiyle evlenmeyi bekleyen kadına "şu işlerim bi yoluna girsin gün alıcam" diyen.
b: ödenmeyen faturaları gösterdikçe "şu alacaklarımı bi alayım ödeyeceğim" diyen.
c: yapmayı hayal ettiği işler gerçekten hayal olan "bit sirkesi ithalatı, gine tavuğu tüyünden battaniye projesi, batan titanik'in mallarını getirip çanakkale eceabat arası feribotlarda satmak" gibi. Bu abinin tırıvırı işlerine, şarlatanlıklarına dayanabilen buyursun alsın.

Maddeleri çılgıncasına çoğaltabilir, manyakcasına tespitler yağdırıp el ele tutuşabiliriz, bence?.. aman yok dur dur suyu çıktı iyice. o şöyle bu böyle diye diye elde erkek komadık, kalanların kıymetini bil oğul


     ft

Cuma, Ekim 01, 2010

Güzel, ne güzel olmuşsun

 




Günler boyu, önünde küpe çiçeği saksıları dizili penceremizden ayrılamadım. Ve hep aynı iki yaprağın arasından, aynı sokağın, aynı köşesine baktım. Geleceğine olan inancımı hiç kaybetmedim. Beklemek öyle despot bir duygu ki; ancak beklemeye sadık olursan kavuşacağına, başka bir işe bakarsan beklediğini kaçıracağına inandırır seni. Beklemeye esir olursun. Bu esarette, sevdiğini düşünmeye ara vermek bile affedilmez ihanettir, dilinden asılırsın. Düşünmediğin gecelerin utancını taşır sessizliğin, neden durgun olduğunu merak edenlere inanmayı sevdikleri yalanlar söylersin "uyuyamadım..çayı çok kaçırmışım, ah şu sokak köpekleri yok mu..."  
Konusu hiç iç açıcı olmayan bir filmin, sırası hiç gelmeyen kavuşma sahnesi en çalışılmış sahnen.
"tam şurdan boyasız evin yanındaki sokaktan gelecek, belki şu kırık kaldırım taşına basar, önce bizim evi arar gözleri, sonra odamın penceresine bakar ki ne görsün ben hala oradayım, elbetteki; bıraktığı yerden bir an olsun ayrılmadım" 
    Soluk alman için gerekli o adamı beklerken gereksiz detaylar ezberlersin. Bir sokak lambasının kaçta yanıp kaçta söndüğünü bildiğin kadar yüzündeki ışığın söndüğünü bilmezsin. Bu çocuk sağlam değil aman uzak dur, diyen dostlarının o gittiğinden beri ortalarda görünmediğini farketmezken, sarı çizgili bir bacağı kopuk kedinin sabahtan beri görünmediğinin farkına varırsın. Esen bir rüzgarın uçurduğu poşeti gözden kaybolana kadar izleyen kayıp bir aşıksın artık.

        En çok saçlarımı tararken aklıma düşüyor, saçımın kıvrımlarında anılar taşıdığımı kim tahmin edebilir ki? Bu yüzden olur olmaz saçlarımı taramaya başladım, tuhaf bir randevu verdim saçlarıma, kararlaştırdığımız aynanın önünde, aynı saatte, aynı tarakla...Farzettim ki tarak onun elleri, saçımı yolarcasına taramayı bu farzla bıraktım. Söylesem bana gülerler. Meyvelerden en çok ayvayı sevdiğimi söylediğimde güldüler zaten. Nesi komikse.. Benim sevgilimin göğsü ayva kokardı, ayva bahcelerinde buluşup koynuna yattığım, tenini okşayıp okşadığım elimi bile kokladığım adam başka ne kokacaktı ya? Yoksa bakma işte ayvanın sevilecek bir yanı yok. Belki artık kokusunu da sevmemeliyim. Kendime inanmayı sevdiğim yalanlar söylemeliyim. "unuttum, çok oldu unutalı...zaten belliydi gideceği.. kalsa bu kadar sevmezdim"

Güzel, ne güzel olmuşsun
Görülmeyi, görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi

Benim yârim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi

    Hatıra bıraktığı ajandanın ilk sayfasında bu şiir yazılı, sonraki sayfaların şiirleri kirli. İkindi saatleri  hatasız insanlar, kusursuz çaylar eşliğinde düzenin çok bozulduğundan bahsederken ben düzeni bozanın hatası olmaya koştum. Beni beklediği kuytuda ilk önce gözleri ışıldardı, o kahrolası ela gözleri. Dudaklarıma, ellerime, kirpiğime ayrı ayrı aşkını anlattı, ara sıra gözlerime şarkı okudu, saçlarıma şiir. O okudu ben şiire el koydum, başka ela gözleri başka siyah zülüflerden kıskandım.
   Ben bir zamanlar dünya'nın en küçük seyyahıydım. Suskun bir adamın ela gözlerine seyahat ettim. Biliyordum ki gözlerinde sonu olmayan bir yeryüzü saklıydı, hatta bir ara pılımı pırtımı toplayıp gözlerine yerleştim, yaşayıp gittim. Bazen gözlerinin sınırlarını kapadı, ben yerimden yurdumdan oldum. Elimle yüzünü kendime çevirip; zorla, cürümle gözlerine iltica ettim. Ta ki gözlerini tüm ziyaretlere tamamen kapatana kadar...
      Su kanalında bir beden..öleli on gün olmuş yada öldürüleli...İkindi vakti bulundu. Ölenin düzeni bozanlardan olduğunu anlayana kadar sık sık "düzen çok bozuldu" diyen adamlar göründü kayboldu, gerçeği öğrenince de "su testisi su yolunda" dediler, üstlerine düşen görevleri bitirip gittiler.

    Ayrı ayrı karşılaşıp tek vücutta spastikleştiğimiz, o köprünün hemen altında yatan kirli bakışlı adam; ölmüş olman beklemeyi bırakacağım anlamına hiç gelmedi. Ben seni beklemeye hep sadık kaldım. Hep esir kaldım. Hatıranı sakladım, günahlarını sevdim, saçlarımı hiç kesmedim ara sıra ördüm. Seni çok özledim


Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...