Çarşamba, Ekim 29, 2008

Züğürt ağa ve ailesi şatoda yemek yer

"ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol"

Olamıyorum hurşit o-la-mı-yo-rummm ! Ne göründüğüm kişiyim nede görünmediğim "amann ne ciciymiş uslu uslu oturur bu, dursun şurda " görüntüme inat evden kaçarım, kedi yerim.Görüntünden beklenmeyeni yapmak gibisi var mı ? Milletin bana, şaşkın şaşırmış bakışlarından kolleksiyon yapsam mumya müzesi açardım.Kimse duymasında ben RMB eşliğinde Ankara misket oynuyorum, İron Maiden "Phantom of the opera" dinlerken don çitiliyorum, kosla oksi ekşın yırtsın orada kendini, beyazlar sert müzikle mis gibi oluyor.Kıroluksa al ahada sana kıroluk.Şahika Koçarslanlıya kurban.

İşte böyle turşu gibi karışık olmamın sorumlusu hep onlar "sülalem" çünkü yapısında ciddi bir sınıf uçurumu var. Birisi gata yok ayıp G.A.T.A ! da başhekim olur öteki Bentderesi'nde dilenci, birisi milletvekili olur, öteki üfürükçü.Bu sebeple de birbirinden saklanıp duran, cep telefonlarını açmayan, adres değiştirip izini kaybetmeye çalışan bir kamyon düzenbaz akrabamız var.Bunların arasında vefalı birisi varki Halamın oğlu Faruk. Zamanında sürüden ayrılıp kendine düzüne düzüne otel yapmış (arka arkaya 3 tane düzen kullandım, bilerek yaptım gıcıklığına.Ne diyor blogger kumanda paneli "düzeni düzenle" aha 4 oldu) büyük bir gaflete düşüp bizi yemeğe davet etti, bizde büyük bir gaflette bulunup gittik.

Vay yavrum vay buna ne diyorlar tiripleks mi ? Kaç katlı leks bu anne ! Yengemiz Hacettepe meyzunu, ABD'de master-basyon yapmış, bizim gibi Türkiye'de yapmıyor gidip tee oralarda yapmış. Bizdende nefret ediyor "ne biçim sülalen var senin" diye, Faruk abiyi akşamdan sıcak suya yatırıp yoluk yoluk yolmuş. Bize bir bakış atıp omuzunda son kalan Faruk tüylerini nazikçe çırptı.

Evdeki herşey; beyaz, saten, ipek, tüy, tül,tel gibi malzemelerden yapılmış.Koltuklar oturulmaması gereken bir şeymiş gibi görünüyor, biraz tereddüt edip ısrar üzerine çömdük.Evde bizim kuru fasulyeci Nihat'ın lokantasındaki garsonlar gibi giyinmiş bir kaç tane hizmetkar dolanıyor, birde "bonjur mösyöö matmazel, medyum keto bien, reverans" felan deseler "şatoda gibiyiz demi abi" demeyi planladım.Ama demediler yazık çok yazık.
Sofraya davet edildik, masa Ereğli demir çelik fabrikası gibi.Kişi başına 5 yada 7 çatal, kaşık düşüyor.Annem hemen el attı
-şu neymiş küccücük, git anam git 3 dene çatal mı olurmuş ! siminya seninki bana mı gelmiş bakiim bi, bunlar fazla mutfaa götür yengen yorulmasın gop gız gop
El mahkum mutfağa gitmeye yeltendim yengenin suratına tosladım.
-lütfen rahatsız olmayınız, bu işler için para ödediğimiz bir sürü insan var oturunuz yerinize rica ederim.Üstelik masadaki herşey gerekli fazla hiç birşey olduğunu sanmıyorum !
Hoşttt dese daha kibar olurdu ama alengirli yenge o, başka bişi.
Garsonlar; ilk tabakları önümüze büyük bir sessizlikle yerleştirdiler.Tabakta neler vardı:
  • yerde görsem kuş sıçmış sanacağım cıvık beyaz bir bulamaç.
  • havucu anımsatan ama halka biçiminde arada hareket eden bir yaratık
  • bişeye benzeyen bişey
  • şekilli kesilmiş haşlanmış patates, ucuna saplı bir meşe dalı ile son hali verilmiş
  • yirmilik dişimin arasına sıkışan ve iki gün çıkmayan sert bişey
  • pişmemiş soğuk et, kan fışkırmalıklı
Gece; yengemin şikayet ettiği kırmızı üstü açık Bmw arabası, her tabağa hepsini birden soktuğumuz fottirifinfon alet edevat, Faruk abimin karısı baktıkça küçülen boyu, karnımızın doyduğunu hissetmemesi, abimin yengeyi ıssız yerde boğazlama arzusu (bende gönüllüydüm) babamın "aman aşaadan gelirde çobanın gızııııı oyyyy ooooy eyee eyee" türküsünü patlatıp karizmamızı on ikiden paralaması eşliğinde sürüppp gitti.Eve gelip makarna pişirdik.


edit-büdüt: yazımın başını sildim, ne salak bir girişti o be ?? yok semra kaynana, yok safra kesesi !!! ne alaka hödük !! halada biraz daha kırpasım var neyse bir dahaki yazılara naağsip kısmet

36 yorum:

  1. :):) oohh afiyet olsun
    makarnaya ''medyum keto bien''de kattınız mı :)

    YanıtlaSil
  2. Faruk bu serveti nasıl yaptı peki,bi hafta bloguna onu davet et kariyer ve ninderlik dersi versin.Bi de söyle öyle tripnexi oteli neyim varsa o garıyı boşasın.ne gerenk var:)))

    YanıtlaSil
  3. sosyeteden de geri kalmıyosun bakıyorum.. multi-kültürel, multi fonksiyonel, multi-enternasyonel bir aile işte ne güzel..

    syndrome'a katılıyorum bu kez, ne iş yaptı da böle oldu?

    Faruk'lar herzaman kötü adam, yada ortalara doğru çıkıp hikayenin akışını değiştiren fakat sonra kaybolan karakter olur filmlerde, bu seferki nötr adammış.. ha bi de ben varım, hayatına girdiklerim olursa onları zehirlemek asli ve tali görevim.. filmler gerçeklerden esinlenir malumun..

    YanıtlaSil
  4. Gözümde canlandı(yok "anıılaarr" demiycem) sahneler,
    yine çok zevkli dakikalar geçirmişin...:-)

    YanıtlaSil
  5. akrabalarınıza bayıldım. bizimkilerin hepsi aynı ayardalar. hiç renkli bir hayatım yok benim anasını satayım.
    hep aynı babam memur annem ev hanımı amcam dişçi eniştem tornacı dayım belediye işçisi halam ev hanımı yengem ev hanımı, bildiğiniz tipik türk sülalesi yoksa sizin dayınız belediye işçisi değil mi lan?

    YanıtlaSil
  6. altıma işedim ya :)) master-basyon teliflimi? bende kullancam bak :)

    YanıtlaSil
  7. Cok komiksin ya; bizim ufaklik (1 yasindaki oglum) uyandiktan sonra tekrar okuycam yazini. Valla uyanmasin diye rahatca gulemedim:))

    YanıtlaSil
  8. *Zahir..Keto bien bittiydi bir tutam lö memiş ekledik :)

    *godi..Halamın koca tarafı müteahhit, mühendis, turizmci, komtan falan hergün dahada büyüyorlar bir düğünlerine gidiyorum kıskançlıktan takılarımı mideye indiriyorum :)

    *arti..bizim sosyete öyle asil sosyete değil sonradan olundu evet reprenkliyiz geçinemiyoruz ama eğleniyoruz :)Faruk bir rurmuz asıl adları genelde yazmıyorum nolur nolmaz ;) Sen bir kaç gündür gerçekten moralimi sıfır ettin ama olsun seviyorum seni :)

    *opeth..Her zamanki gibi efenim, her türlü duyguyu en uçta yaşamak isteyen her babayiğidi bizim muhite beklerim :)

    *Kriptograf..olur mu ya onlardan ne malzeme çıkar, bak dişçi ve tornacının ne hikayeleri olur ortaya karışık yaz bi :)Benim bir dayım var oda bizi terketti onuda yazmalıyım bizi buralarda bıraktı gitti allah belasını vermesin

    *bızbız..piff koktu :P det uyuz

    YanıtlaSil
  9. Kremalının annesi...anaaa ne çaya batırmalık adın var kız :)tamam bebiş uyansın yeniden gel güldüğünü duyacam, öpüyorum o minik ellerinden onunnn :)

    YanıtlaSil
  10. eheheheh :D alemsin siminya.. aslında yengenin yaptığı ayıp yani insanları yemeğe davet ettiğinde öyle kaş göz fln yapıp ne bileyim ukalalık edip ortalıkta dolanmak bende "okumuşsun, para görmüşsün, gezmişsin ama adam olamamışsın" deme arzusu uyandırdı...

    Ayrıca öyle, bir serviste 5 çatal bıçak bana çok alengirli ve sıkıcı geliyor. Ben bir Türküm ve yemeğimi bir çatal bir bıçak ve bir kaşıkla yerim bu kdr.. hatta bazen bıçağa gerek olmayabilir... sonuçta masada kusup iğrençlik yapmadığın, edebinle yediğin sürece her yol mübah. Nedir yani üf bu kdr kasmaya gerek yok. Önemli olan sofrada mutlu olmaktır kardeşim..

    Soracııma faruk arkadaşımıza acıdım. öyle bi kadınla kanser olup gitmesse iyidir. çok yazık...

    YanıtlaSil
  11. o zaman masustan Faruk'u seçtin dimi, bana şey olsun diye..!?!

    YanıtlaSil
  12. Arti iş başında :))

    Ya insan görgüsüz olmayagörsün para gördü mü götü kalkıverir işte böyle isterse 10 master yapsın görgüsüz olan görgüsüzdür abicim..

    YanıtlaSil
  13. Bir gün de Bentderesi'nde dilenci olan akrabanıza gidin bakalım yemeğe :)))
    Bir de onu anlat bakalım Simim...
    Sabah sabah öldürdün gülmekten..Sen çok yaşa emi...
    En çok tabaktaki kuş pislemiş gibi duran cıvık beyaz bulamaç komikti :DD Ayyk..O ne biçim ev,o ne biçim yengeymiş yauğw..
    Zenginsen zenginsin ne o öyle be :SS
    Buckingham Sarayı'na benzetmiş yengen evi..Iyyy..

    YanıtlaSil
  14. Çok eğlendim valla:)
    Her sülalede bu yengelerden bi tane oluyor sanıyorum lakin bizdeki de sofraya davet ettiğimizde "ayy bütün gün havyar yedim. Tıkadı" demesiyle bize hem zengin hem embesil nasıl olunur göstermişti saolsun.

    YanıtlaSil
  15. *esther..bırak 3 adet "çatal kaşık bıçağı" biz sofraya hiç bıçak getirmeyiz ne olur ne olmaz birbirimizi deşeriz diye :)Yenge bilmese bizim nasıl bir aile olduğumu hadi diyecem bizide kendi gibi "elit" sandı, geldi gecekondumuza sonra apartmana taşındık orayada geldi, yemeğimizi yedi falan, masus yaptı, bizi parasıyla dövdü lan :)
    Kuzen karısının yanında öyle tırsakta iş alanında tuttuğunu koparıyor bide bu var türk erkeğinde, ne işse ?

    *arti..öyle atmıştım ama tutmuş :) yok yav sen kimmm faruk abi kim seninle evlenen kadın 3 günde geyşa olur :)

    *çilekli..Arti sana benle ilgili bişey yollayacak aman gözünü seveyim yanlış çıkar ne dediyse, kendini beceriksiz hissetsin :)
    Belkide çok görgü böyle bişeydir yav ne bilim "kadın aşırı görgüden öldü" misal hı ?

    *Zeugma..patım yazımdaki bentderesi kelimesinden sonra gelen "dilenci" kelimesini tıklasana bi ? oonu anlatmıştım ama gülmeyi umma :)
    Zenginlik çok şekil bişeymiş ya, tamam rahatsız bir ev, herşey soğuk, porselen gibi nazik ama helal olsun kuzene bahy bahy bahyy.Bazen yine davet eder(f.abi)ler ama bir sürü bahane buluruz " basur olduk gelemiyoruz" gibi :))

    *judi grafiti..seninkide avrupa yakasındaki dilber teyze gibiymiş "ohyşş dıkandım vıyhhş " :))) sen beni gayet iyi anlamışsındır, hoş üstteki herkeste anladı saolsun, varolsunlar :)

    YanıtlaSil
  16. hepimizin içinde bir Faruk abi var :D
    hepimiz farukuz.
    3 gün mü?? beni hiç tanımamışsın.. 24 saat yeter bana.. filmini bile çekerim hatta..

    YanıtlaSil
  17. geçiyorken bi gürültü yapayim dedim şşşşt:)

    YanıtlaSil
  18. seni gerçek manasıyla tanımak olanaksız hele son tecrübeden sonra "aman allahım bu nasıl bir karakter ? ben nerdeyim ? bura nere ? prozaccc prozaccc" oldum :)

    YanıtlaSil
  19. Ve...senin belediye asfaltı benim bloğun üstünden mi geçirdi anacım :) o ne gürültü !

    YanıtlaSil
  20. merhaba yeni tanısıyoruz blogunla :D
    laf soleyim yorum olsun die yazdım
    kolay gelsin....

    YanıtlaSil
  21. Olur böyle şeyler Siminya takmayın..

    Ne demiş atalarımız, '' eşeğin bilmediği ot başını ağrıtır''...

    Sizinki de o hesap olmuş..
    Cümlede geçen eşeğin , siminya ve ailesi ile uzaktan yakından alakası yoktur..Lütfen yanlış anlamayalım..

    YanıtlaSil
  22. ehuhehe koptum ya:)
    Abov yinge fena bişeymiş...Ama en güzel kısmısıda "babamın ,aman aşaadan gelirde çobanın gızııııı oyyyy ooooy eyee eyee" türküsü:)

    YanıtlaSil
  23. "bişeye benziyen bişey"
    iyi hareket :)

    YanıtlaSil
  24. tecrübesizliğine veriyorum o zaman son tecrübeni.. sizin postaya gelmedi mi, Artificial'dan kıllanmadan kullanma kılavuzu?!

    YanıtlaSil
  25. Siminya sana inanmıyorum :((((
    Söylediğimn yeri tıklayıp okudum..Ağlayacaktım yaa..Gözlerim dolu dolu.Döküldü dökülecek.
    Sen ve bu kadar acıklı bir yazı? Hayal görüyorum sandım..
    Teyzene Allah rahmet eylesin.Çok ama çok üzüldüm :(((

    YanıtlaSil
  26. emrex..nasıl kaynaştınız mı ? oda senle tanıştığına memnun olmuş ama laf olsun diye laf atmanı sevmemiş :)

    Duru..lafı gediğine koymuşun :) eşekleri severim atların asaletine kurban gidip arka plana itilmiş çalışkan hayvanlar :)

    Sycorox..babamın bütün türküleri aşaadan gelen birileri ile başlar, bahtsız ozan :)

    Suphi..dığmıı dığmıı

    arti..cevap yazdımya sana, sen süpermişin :)

    patı..ben istesem ne dramlar çıkarırım gülüm bakma böyle işi kakara kikiriye verdiğime, üzülmeni istemem

    YanıtlaSil
  27. Haklısın Simincim..Bahsettiğin şey bende de var.
    Yani çok neşeli insanlar aynı oranda hüzün doludurlar.Dahası damarlarına basıldığında sinirden çıldırabilirler..
    Aynen ve ne yazık ki öyle :(

    YanıtlaSil
  28. Cidden bu herkesten aykırılaşmanın, böyle masaya 25 tane çatal koymanın bünyeye verdiği mutluluğun kaynağını çözemiyorum. İster elinle, ister 25 tane çatalla ye, sonunda gidip tuvalete sıçacaksın. Bu kadar basit bir olay, göründüğün gibi falan olma bencede Siminya hanım, nasıl olmak istiyorsan öyle ol. Bu yorum kısmında pek agresif oluyorum, kusuruma bakmazsın umarım. Ne kadar inkar etsemde, hergün buraya gelip okuyorum seni :)

    YanıtlaSil
  29. onu kastetmemiştim postaya geldimi derken :).. artiyi kullanma kılavuzun yokmu demeye getirmiştim de.. neyse.. sen manalardan mana beğenmişsin, o da güzel..

    süperliğimden ziyade tehlikeli olduğum gerçeğiyle yüzleşmen bikaç saniye alacaktır..:)

    YanıtlaSil
  30. Çekilin bekem orden. Ne var orada kızancıklar? Kay oğlum kenara. Kayda görelim meydeni. Oboovvv yine çıtır kraker çıkmış meydene. Merdane gibi yıkar ortaligi. İnşallah almışsındir zabit efendilerden izin. Bek sonracik gelik çömmesinler meydene.

    YanıtlaSil
  31. )

    gülmeli mi
    ağlamalı mı
    bilemedim
    güleriz, ağlanacak halimize

    YanıtlaSil
  32. Bu sosyete niye kasarki böyle abuk yemeklerle...Öyle abuk subuk ordöv tabakları koca tabağın içine minicik et gerisini sosla şekil yapmalar falan..Yap bir çorba,yanına pilav birde tavuklu mantar sote tamam...Daha ne işte.Senin yengede beceriksizmiş.

    YanıtlaSil
  33. Offf okurken sıkıldım seramoniden .Evdeki makarnanı ellerinle yeseydin de sen de biz de rahatlasaydık keşke.16 yüzyıldan bir soğuk saray esintisi gibiydi anlattıkların ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  34. Nihahauhauhu((:
    SimiNniyam yha.. Her hausun diibaynıı.. söyle yengene içi ketçapsız yengen olur bize mengene((:
    pyuahuhauha((:
    Yoruma gell yorumaaa!!!
    Okul mokul görüşemiyoruz. ama kalbimdesin siminiyaa.. Bizde senle semeyle kuzu gbi ortahh olalım dag tepe dolaslım(:
    mucxxx!!!

    YanıtlaSil
  35. DOĞAÜSTÜ GÜÇLERİN SAHİBİ
    (Eklenme tarihi:22.10.2008) DOĞAÜSTÜ GÜÇLERİN SAHİBİ

    "Alice Harikalar diyarında"! Tüm hayallerimi süsleyen, bir yapıt idi.

    Yaş – 15 henüz dünyayı keşfetmek üzere olduğum bir çağ, doğaüstü güçlerin sahibi olmak için, Alice’in Harikalar diyarında kendimi düşlediğim günler.

    Yaş – 20 Superman’i oynuyordum düşlerimde. Gündüzün acı gerçeklerinden bir an için kendimi rüyanın derinliklerinde kahraman olarak hissetmek istiyordum.

    Yaş – 30. Hayal ile gerçek arasındaki incecik çizgide yürüyenlerin sarhoşluğundan yeni kurtulmuştum. Kendi dünyamın içsel gücünün kullanımını uygulamanın gerekliliğine tüm kalbimle inandığımın farkındaydım.

    Yaş – 40. Birikimlerimi paylaşmak insanlığa, yaratıcıya olan borcum olduğunun bilincindeydim. Öğrenmek, öğretmek, birbirinden ayrılmayan iki nesne, bir bütünün parçaları olduğunu, fark etmenin zaman dilimiydi.

    Yaş – 50. Ne ekersem onu biçeceğim bir zaman dilimi. Yaptıklarımın, yapacaklarımın bir başlangıcı gibiydi. Yokuşu tırmanmaya alışan duygularımın, hislerim tarafından beslenmeye başladığı an.

    Yaş – 60. Henüz yeni yeni, dünyanın içindeki kozmik yapının enerjisini ciğerlerime doldurabildiğim bir başlangıç çizgisi. Bu çizginin düzlüğünden sapmak imkânsız olan gerçekleri, inkâr etmek kadar imkânsız.

    Geleceği kontrol edenlerin arasına doğru, adım adım ilerlemenin zevkine henüz yeni vardım. Kendimi kontrol edebilmenin geleceğim olduğunu, bunu baştan birileri söyleyiverseydi de…

    60 sene yerine 120 sene… Pardon, bir dakika, hey nereye gidiyorum. Pardon inecek var. Sadece bir ben miyim? Ya sizler? Veya ötekiler? Bizler, birbirimizin yansıması değil miyiz? Bazı kişilerin bu yazıya, uçuk diye adlandırılan, bir uçurtma misali gökyüzünün mavilerine yazılacak yazılarınızı bekliyorum. Saygılarımla.

    http://www.ahmetnuray.com/galery.asp?d=\bronz+heykeller\ Fazlasını okumak istermisin?

    Ahmet Nuray
    Kuantum Düşünce Gurubu Başkanı:www.ahmetnuray.com
    Yeni açılan sitelerimiz
    www.kuantumdusunce.net
    www.kuantumteknik.com
    www.ahmetnuraysanatmerkezi.com

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...