Pazar, Nisan 05, 2009

Yaşanmış ve asla utanılmamış

zihincell bir ara yıldız haritama bakmıştı, en alakasız üç gezegenin açısında doğduğumu, uçlarda yaşadığımı, bir sesin sürekli keyfimin kaçmasını telkin ettiğini, kahırlana kahırlana gebereceğimi söylemişti. kahırdan ölmek kısmı bana çok cazip geliyor ama uzun vadeli bir ölüm bu, bekle bekle bekle.. kahır, ölüm için o kadarda iyi bir yöntem değil.

bir kaç gece önce aniden yanlızlaştım, bir kaç ses dışında tüm sesler sustu, odadaki saatin sesi, başka dairelerden gelen su damlaları, birde bebek ağlaması. saat 1'de silahı önüme koydum, kıpırdamadan uzun uzun seyrettim.tırnağımı kıvrımlarında gezdirdim, namlusunun içine gözümü soktum, kokladım, hemen az önce ateş edilmiş gibi kokmaz mı şu meret, garip.
silahın bana göre en garip tarafı, defalarca kullansan da tetiğe parmağını koyduğunda ilk kez koymuş gibi hissedip heyecanlanman, ateş basması.
bunun nedeni silahın asla sana yakın olmaması, hep mesafeli, yabancı, duygusuz. koynuna alıp yatsan, istediği şeylerle beslesen bile o hep yılan.tek istediği birisinin tetiğine basması, sonra yine basması, sonra yine.. varoluş amacı bu. istediğini yapsanda yine senin değil, sana teslim olmaz. onu, korku filmlerinde sıkça işlenen; bir kurbanının bedeni ölünce başka kurbanın bedenine zıplayan yaratıklara benzetiyorum. seninle işi bitince tavan arasına saklanan bir nesne değil. o hep yaşayacak, dünya infilak edene kadar elden ele dolaşacak.

bu vakitlerde cem karaca dinliyorum
Kırmızı uçurtması hep ağaçlara takılmış
Tüketilen bir gençlik orda yalnız değilsin
Yaşanmış, yaşanmış, yaşanmış
Ve asla utanılmamış

ben göründüğümden daha güçlüyüm. öyle her dertte canına kıyacak kadar zayıf değilim, saçlarımdan sürüklenirken bile asla seni dinlemeyeceğim diye bağırdım, hırpalayana. günlerce aç kalsamda yemedim verdiği ekmeği. çizdiğim resimleri sobaya tepip yaktığında, birgün bende senin yüreğini yakacağım diye söz verdim, sözümü tutacağım.

defalarca geldim, şuraya birşeyler karaladım sonra sildim, sonra yine yazdım,yine sildim. ben gülmeyi seviyorum, gülerken beni herkes seviyor, bugün bir başka güzelsin diyorlar. suratım asılınca bir tek dostum kalmıyor, kimse beni mutsuzken sevmiyor tabi ya neden sevsinler? romatizmasını anlatıp duran teyzeler gibi davranmanın sırası değil. herkesin hayatı zor, büyük dertleri, iyileşmez yaraları var üstelik onlar anlatamıyorlar, yazamıyorlar. parıltılı ışıklarla süslenmiş şehrin, her odacığında bir ağlayan vardır belki ve çok çaresiz olmalılar.
kendime acıdığım falan yok. yaşadığım ve yazmaktan utanmadığım duygularım var. bunun için yazdım başka bir manası yok.
ben gülmeyi seviyorum, beni gülerken seviyorlar. uçurtmam ağaçlara takılsa kalkar yenisini yaparım ipte var naylon poşette.

46 yorum:

  1. Sen çok iyi gidiyorsun bitanem. Yaşamayan, aynı kaderi paylaşmayan anlayamaz... O yüzden boşver, takılma ufak şeylere ve bence aynen devam et.. ;)

    YanıtlaSil
  2. eşşek bu güzel pazar sabahında yıktın yine beni. Ben seni her halinle seviyorum. Bunu öğrenemedinmi hala.
    Of ya hep güzel yorumlar yaptığımı söylersin. ama sana gelince takılıyorum. yazamıyorum, düşünemiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Canım benim..Sen tabii ki güçlüsün. hem de çok güçlü..
    İyi kalpli birisin,çok merhametlisin. Adım gibi eminim ki ne oluyorsa bundan oluyor.Çünkü herkesi insan yerine koyuyorsun...en kötüye bile değer veriyorsun.
    Hani ne derler ''Sinek küçüktür ama mide bulandırır'' ..Aynen öyle oluyor. Üstüne basıp ez ya da görmezden gel şu batakhane sineğini..Kural bu !!!
    Senin bu saf,temiz,dürüst halinde kiç çekememiş, kime batmış olabilir, anlamıyorum ki..
    Sebep SADECE ve SADECE kıskanıyor olması..
    Siminya milyonların sevdiği şahane bir blogger, gözbebeğimiz,ilacımız bizim..

    Lütfen eski haline dön tamamen.

    SEN ÇOK GÜÇLÜSÜN..Unutma..
    Tamam mı bebeğim :)

    YanıtlaSil
  4. :) gözlerim doldu en çok ihtiyacım olanda buydu bu kadar güzel bi yazı beni mutlu edebilirdi ancak teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  5. canım, seni anlıyorum...benimde zamanında karman çorman bi hayatım vardı çünkü. kinle doluydu içim. kırılmıştım, kızmıştım. bi yandan neden? diyor bi yandan ders çalışıyordum. seni anlıyorum neden anladığımı anlatamam senin kadar cesur değilim çünkü. ama diyebileceğim birşey var: herşey herzaman daha güzele doğrı gider...38 yıl içinde bu konuda hiç yanılmadım. hep öyle oldu. sen çok fazla zeki bir kızsın. başkaca bişey demek istemiyorum ama yanaklarını mıncırıp öpüyorum o kadar

    YanıtlaSil
  6. suratın asıkken de seni sevenler var bilgin olsun ;)
    ayrıca o ne öyle kahırlanarak ölmek falan, hadi ordan.. 'saçından sürüklenirken bile seni dinlemeyeceğim diye bağırdıysan, göründüğünden güçlüysen', o içindeki keyif kaçırıcı sese de, kes sesini! diye bağırabilirsin.
    şu ışıklı şehirde, evlerin içindeki bin çeşit dramı annem anlatır hep, çok dertlenir o akşamları camdan bakarken.
    bunu düşününce derdi küçülüo mu insanın? beterin beteri var hesabı.
    aman neyse, ne acı kendine, ne de utan.
    ne demiş sevgili tarkan,
    başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin.
    yeter ki senin olsun hem gözyaşın hem kahkahan:)

    YanıtlaSil
  7. Hüznünü de sinirini de seven biri çıkıyor. ama sen onu istemiyorsun. niye çünkü sen hırpalanmaya sevilmemeye alışmışsın garip geliyor onun varlığı. düşman oluyorsun sana iyi davrandığı için.
    Ve çıkarıyorsun onu hayatından. ama varlığını biliyorsun bu da güzel.
    benim durumum da bu işte.

    YanıtlaSil
  8. Hayat bi tiyatro sahnesi gibi.Dünyanın her yerinde tiyatronun simgesi yanyana duran gülen ve ağlayan maskeler. Sanırım en iyi ağlayanlar güldürebilir.Trajedi ve komedi yan yana durur.Mutsuzluğundan çıkardığın komediyi ve seni seviyorum Siminyacığım.

    YanıtlaSil
  9. Gülerken yüzler herkez ne mutlu ne mesut, peki asılınca suratlar neden yok olur insanlar, sabun köpüğü canlar, büyüdükce yalnızlık mı geliyor peşimizden ne ona sırt dönsek ben yeterim desek kanarmı bize ...

    YanıtlaSil
  10. '' Öyle bir dil kullanın ki, hikayeniz bedbahtları eğlendirsin, neşeli olanların mutluluğunu arttırsın,bilgisizlere cahilliklerini hissettirmesin, ustalar ise yeniliklerinize hayran kalsın,ciddi kimseler hor görmesin, bilgeler övsün '' Don Kişot (Don Quijote)/ Cervantes

    YanıtlaSil
  11. Pozitif olmaya çalışmışsın..
    Ama inanılmaz sitem var sanki yazdıklarında,acayip öfkeli??

    YanıtlaSil
  12. bu açıklama neden ki?

    YanıtlaSil
  13. Yüreğine sağlık Siminya. Herzaman seni güçlü görmek çok güzel:)

    YanıtlaSil
  14. işte bu kadar. yenisini yaparsın uçurtmanın, ağaca takılana takılı kalır aklın ama olsun.
    bak her ağaçta onlarca uçurtma.

    YanıtlaSil
  15. At o elindeki silahi, dellenme, senin gibi güclü bir kizin ne isi olur o aletle, at onu!!

    Siminya`cim neden bu kadar üzüldügünü bilmiyorum ama, bizim seni üzgün oldugunda, yüzünün asildiginda sevmedigimiz dogru degil. Tamam layloyloma gelenler cok oluyor, geyik yapmaya gelince herkesin söyleyecek bir seyi oluyor. Ama birisi üzülecek bir seyler anlatinca insan bazen ne diyecegini sasiriyor. Konusmak, icini dökmek istersen buradayim ve elimden geldigince yardim etmeye hazirim. Insanin derdini, tanimadigi birine acmasi ve anlatmasi bazen daha kolay oluyor. Sen ne zaman anlatmak istersen, ben buradayim.
    Bak at o elindekini, üzüyorsun beni de, ben senin her halini cok seviyorum:)

    YanıtlaSil
  16. Sevgili Siminya sakın kendini üzme biran önce eski haline dön evet biz seni hep gülerken görmeye alıştık ama insanız hepimizin ağladığı günlerde oluyor ama sakın yalnız hissetme kendini hiç kimseyi ve hiç birşeyi takma kafana sakın avatarınıda değiştireyim deme :) güzel yazılarından bizleri mahrum etme olur mu?

    Sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  17. sen haso kızsın gülüm dokanamazlar sana hep gül sen :D

    YanıtlaSil
  18. "ben gülmeyi seviyorum, gülerken beni herkes seviyor, bugün bir başka güzelsin diyorlar. suratım asılınca bir tek dostum kalmıyor, kimse beni mutsuzken sevmiyor tabi ya neden sevsinler?"

    aynı kaderi paylaşıyoruz desen :(

    YanıtlaSil
  19. ne kadar dengesizsin

    YanıtlaSil
  20. *Yüreğinden fışkıran bişey var dilinin ucunda
    Yüreğinden fışkıran bişey var dilinin ucunda
    Yüreğin cesur da dillerin yorgun yüz yaşında bir çocuk gibisin*

    :(

    YanıtlaSil
  21. kimse bişey yazmamışmı yaw, yoksa daha yayınlanmadımı.. pek yorum yapılabilcek yazı diil aslında. nasıl bi yorum ister ki bu yazı..klasik olanları da sevmem.."simicim yine döktürmüşün", "harika" felan..ama benim sevip sevmemem de bişeyi değiştirmiyo tabii. "güzeldi"! :)

    YanıtlaSil
  22. Aslı dedi ki...
    "Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeye iten bir kaygı. Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum. Herkes her geceki uykusunu uyuyor. Ev soğuk. Çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum. Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum. Kusmamak için üstüne reçelli ekmek yiyiyorum. Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun. Bir haykırış! Sessizce yatağa dönüyorum. Ölümü ve yokluğu üzerine uzun süre düşünmeye zaman kalmıyor. Şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor. Korkacak birşey yok. Kırlarda koşuyorum. Sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum. Hep kırlar. Esintiyle birlikte eğilen otlar arasında bir başımayım. Birazdan ölüm beni alacak." demiş Tezer Özlü. Lirik prensesi. Herkes her geceki uykusunu uyur.

    Bir de Virginia Woolf Mrs. Dalloway için şöyle söyler kitabında: "Bir gün bile yaşamak çok tehlikeliydi onca."

    Siminya, seni izliyorum. Çok uzun zamandır. Ve seviyorum. Garip bir itiraf bu, bunun da farkındayım.

    Nilgün Marmara ne demiştir biliyor musun:
    "Ey iki adımlık yerküre, senin bütün arka bahçelerini gördüm ben."

    Bunları neden yazdım veya neden şimdi yazdım bilmiyorum. Sadece, seninle Nilgünsüz Marmaraya da dalmak güzel olurdu sanırım Siminya.

    Tüm kaçışların dönüşü sende, içindeki kederi akıtıp ruhunu diriltmek senin elinde. Kimsenin seni anlamasını isteme. Bu dünyanın en büyük yalanıdır. Kimse kimseyi anlayamaz, anlamak için kılını kıpırdatmaz. Varlığını, özünü, nedenini bul sadece. Kendine bir neden yarat. Yoksa bir gün bile yaşamak çok tehlikeli, fazla tehlikeli gerçekten.

    Sevgiler

    Aslı

    YanıtlaSil
  23. Üzüldüm durumuna :(

    YanıtlaSil
  24. Tabancayla olan samimiyetin tuhaf geldi ve düşündüm, demek böyle bir ruh hali oluyor tabanca kullanarak intihar edenlerin ruh hali!!Manik durumun normal, ilkbahar ayında tetiklenen bir haldir,geçici inan ;)

    YanıtlaSil
  25. korktum nan!!!!ölümün kıyısında gezinme siminya,kaç kurtar kendini çiçek toplasana gidip =)

    YanıtlaSil
  26. HiÇ beğenmedim saçma sapan

    YanıtlaSil
  27. Ölümden sonrasından korkmasalardı dünya nüfusu şuan bililenin yarısı kadardı..
    Tüketilen bir gençlik "orda yalnız değilsin"
    Gerçekten yalnız değilsin.
    Mutsuzkende severler neden sevmesinler. Gülsende ağlasanda burada seni sevecek birçok insanın olduğuna inanıyorum. Veya çevrende, en azından aynanın karşısında. Sana güç veren sensin, kararlı olmanı seviyorum. Yoluna yoluna başında saç kalmasada, yoluna devam ettiğinde elde edeceğin sonucun ömrün buyunca seni mutlu edeceğine inanıyor, umuyor, istiyor, güveniyorum.

    YanıtlaSil
  28. kabul bazen her şey çok zor,hemde çok zor...ama bazende hiçbir şey oluyor o her şeyler işte, velhasılı kanat çırpmak gerek her şeye inatla krakerkelebeği...ve istemek

    YanıtlaSil
  29. Eski haline dönünce silmeyi unutma o zaman bu yazını.


    Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yaşamış bir divan edebiyatı şairi derki.

    "Cihanda adem olan bigam olmaz
    Onun için bigam olan adem olmaz"

    Unutma ! Dertsiz olanın sırtına binip minareye çıkıyorlar, hemde eşşek niyetine :-)

    YanıtlaSil
  30. Ben seni hep okuyorm ve yorumda yazıyorum profilimi önceden görebiliyordun da kapattım çünki bir ara sana kötü bir yorum yazmıştım şimdi pişman oldum bu yorumu yazmadan önce profilimi kapatmam gerektiğini düşündüm bazen insan böyle oluyor bunuda bloğuna yazman bence çok güzel bişey

    YanıtlaSil
  31. Hayat böyle bir şey işte koca bir kördüğüm çözmek için uğraştıkça çözülenlerin yerine yenileri eklenir gülmekte insan için ağlamakta önemli olan gülerkende ağlarkende herşeyin hakkını vermek yani gülmek elbette her insana yakışır ama ağlamakta insanı yüreğini yıkar temizler ve sadece vicdansız insanlar ağlamaz eğer ağlıyorsan ve hala umut ediyorsan işte ozamn gerçekten yaşıyorsun demektir simiciğim öperim :)

    YanıtlaSil
  32. böyle yazılar yazdıktan sonra kendimden tiskiniyorum hatta bu sefer dahada öldürmek istiyorum, şu an şu yazdıklarımı neden yazdım, ne haldeyken yazdım, ne gerek vardı, ben bu değilim taş olayım emi diye okuyorum. sanırım durumumu ASLI nın yorum özetliyor

    "Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeye iten bir kaygı."

    iğrencim daha ötesi yok, tamam git kendini geberteceksen gebert ne milleti yoruyon dağ ayısı

    YanıtlaSil
  33. bu boşluk anına gelen bi yazı olmuş sanki simincim, senin yaşama sıkı sıkı bağlandığına kanıt onlarca yazın, anın var bu blogta...
    kasımpatımdaki yorumu da gördüm, kafa toparlamak iyi olabilir..
    burada sana çok takan, inanmayan v.s. insanların davranışlarıda kıskançlık üzerine süregelen çamur at izi kalsın davranışıdır sanırsam...
    biz realitene ayak uyduramıyor olsakta şartlardan dolayı, seni çok seviyoruz... :))
    bu yazı silinmemeli ayrıca, her insanın böyle halleri vardır siminciim.

    YanıtlaSil
  34. düşündürüyor hayat böyle şeyleri. ne durumda düşündüğün çok önemli değil bence. ilk defa namluyu kafama dayadığımda 19 yaşımdaydım, hiç utanmadım, hatta iyi ki deneyip sıkmamaya karar vermişim dedim değişik bir şekilde. yüklenme kendine anlamsız bir şekilde, tabi ki bence.

    YanıtlaSil
  35. Atın beni denizlere (: Ah ulan ah yasanmaz bu dünya.

    YanıtlaSil
  36. tamda "ulaann yine şahane bi yere demir attın, ne şanslı hergelesin" modundaykene, biranda melankolik melankolik oluverdim...anılar depreşiverdi.

    bende fi tarihinde o makineyi karşıma alıp aval aval bakmış, konuşmaya çalışmış,nihilizm laynn bu nihil nihil nihilizm diye hönkürmüş bir zat olaraktan hislerinize arz-ı endam etmekteyim...

    velakin o anlarda ne bi ağlayan çocuk sesi,ne bi komşunun su sesi duymamış olmam tamamen benim hödüklüğümden kaynaklanıyordur eminim...kitaba uygun yapamamışızdır diyorum... bi dahaki sefere gerekirse gidip komşuya rica edeceğim suyu damlatabilir misiniz diyerekten...

    tabi o zamanlar blogum olmadığı için ve bi sürü abinin ablanın kardeşin bana " amanda aman biz seni ölede seviyoruz...amanda aman biz seni bölede seviyoruz...amanda aman biz seni evirip çevirip seviyoruz" deme olasılığı yoktu ne yazık ki :(

    bende imitasyon nietzsche -yazması bile zorken çözmesi imkansız dememek lazım :) -- olaraktan "insanların beni anlaması için henüz erken" demiş ve kendimi dağlara vurmuştum...

    "i love you i love youuu...du yu lav mi yes ay du " şarkısıyla dans etmiş bir kuşaktan, makul olması bekleniyodu ve ben buna hazır değildim...zaten ya aynanın karşısına geçip kadir inanır bakışı çalışması yapıyor...ya bir gün kant, birgün marks, birgün aristo, birgün topesto oluyorduk o günlerde...

    yıllar sonra çok şahane bi zat ve benim saygı duyduğum, görünce ayağa kalkıp alkışladığım psiyatr bi abimle rakı içerkene bu konuyu açtım...bana cevap vermek yerine, sen alkolik misin koçum dedi...hayır abi değilim, hiçbi alkolilk benim kadar içemez dedim...-neyzen abiden çalıntıdır bu muhteşem cümle :) --sonra derinlere daldık...snorkel yok, techizat yok bi halt yok...travmatik sorgulamalar yaptık...baca temizliği yaptık...freudu andık nefretle,kıskançlıkla falan filan...nihayetinde ikimizinde part-time alkolik olduğuna ve freudun bi boktan anlamadığına karar verdik...
    sarılıp öpüşüp evlerimize gittik...bu işin eğitimini almış, kariyeri şahane bi uzmanın da...bir zamanlar makineyle haşır neşir olması garip bir huzur vermişti içime...rahat hatta çok rahat uyumuştum...

    küçücük fıçıcıkken büyüyünce ne olacaksın diye sorulan arkadaşım " şezlong olucam " derdi...niye diye sorarlardı doğal olarak, bu çocuk embesil heralde modlarında..." şezlong güsel bi icat..üzerine eşek gibi yatarsın, kalkarsın çay kave bira dökersin gıkı çıkmaz...hem tekerleğide var...nereye çekersen oraya gelir " derdi.

    sende büyüyünce uçurtma olmak istiyorsun anlaşılan...

    şimdi " uçurtma dediğin rüzgara karşı durar" yaaa tadında aforizmalar yazmak adet amma...

    uç uç böceğim...annem sana terlik pabuç alacak...demek geldi içimden.

    YanıtlaSil
  37. olum kolay.marıfet yasamak.nekadar kotu bır hayat yasarsa yasasın nekadar zayıf gozukurse gozuksun yasamayı,hayatta kalmayı sectıgı surece ınsan guclu demektır.sende guclusun.senı tanıdıgıma cok memnunum.yuzun asık,moralın bozuk olsada :)

    YanıtlaSil
  38. yuregımı burkan , guzel yazın ıcın yuregıne saglık arkadasım.

    YanıtlaSil
  39. Bu çok samimi çok içten çok gerçek bir yazı olmuş Siminya.
    Sezen Aksu, Deniz Yıldızı albümü için :" Bu en kişisel albümümdür" demişti ya. Bence bu da senin en kişisel yazın olmuş.

    YanıtlaSil
  40. canımmm siminycacım bizz seni her halinlee seviyoruz canım inan geçicekk bu sıkıntın sabret sen çok güçlüsüünn güzel prensesimizsin hep öyle kalcaksın.sevgilerr

    YanıtlaSil
  41. canımm benimm biz seni her halinle seviyoruz.iyi ki senii tanımışım bu blog sayesinde vee okumaya hepp devam edeceğim nasıl yazarsan yaz.nevi şahsına münhasır kişilerdensin.seni çokkkkk seviyoruz güzel prensesimiz:)

    YanıtlaSil
  42. hep aynı düşünce düşümce düşüyor sanırım (:
    benim derdim de ne ki,somurtmaktan bende bazen utanıyorum ..
    herkes güLerken seviyor beni ,yoksa nedr bu depresifLik gene mi, :S oLuyorlar ..
    ama şu da var ki,gül gül nereye kadar ..
    arada benim de canım yanıyor be =|
    patLıcanLa akrabaLığımız yok ya ,dimi ?!
    " dprsf ,,

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...