Pazartesi, Nisan 04, 2011

Başım belada, tabancamı unutmuşum helada

     Yazıların başlıklarına bak hele; memeydi, dondu, yırtıktı, helaydı. Diyorum ya internet beni bozdu. Eskiden Hüseyin Hatemi gibi insandım, yazılarıma mamafih ile başlar istirhamla bitirirdim. Bir de şimdi bak teeh. Evdeki jargonumda değişti. Abim ne derse inşallah, maşallah, estafurullah diye onaylardım şimdi artık "ama kapitalizm öyle yapmıyo işte, keza emperyalist güçler yarrak kürek durumlara şeyaparken, olmuyo yani..zati sosyalizmin özünde bir nevi şimdi şöyle bir durum var.." diye giden "lan yoğsam oralara gire çıka başımıza komunist mi oldun pezevengin tohumu!!" saldırılarıyla durdurulan garip bir konuşma diline sahibim. Eski beni özledim.

Neden başım belada? Yazayım.
Üst katımıza geçen aylarda bir aile taşındı. O günden beri kendilerini adam akıllı tanıyan olmadı. Bizim buraların insanları ben orda burda sürterken metropol hayatına geçmiş. Balkonlarda et kurutma, çimlerde yorgan yünü çırpma, çatıda inek besleme tunç çağından, bir sıçrayışta üst kat komşuyu bile tanımama çağına atlamışlar. Neyi kaçırdım bilmem. Biraz zaman geçince yukardan gelen ses popülasyonundan: erkeğin "kapa o çeneni dişlerini dökerim" tehditleri savuran bir despot:  kadının en hafifi "yiyosa ananın ağzını kapa, sen kapatamıyorsan ben bokumla kapatayım" diye başlayan ve dünya literatürlerine girmemiş küfürleri haybeye harcayan sağlam bir küfürbaz olduğunu ayırt ettik. Bu iki sesin arasına bazen ağlama, miyavlama ve darbuka sesi karıştı. Bu sayede evde bir çocuk, bir kedi ve bir müzik aleti de olduğunu şappadanak anlayıverdik. Ne kadar zeki bir apartman ahalisi. Bazen kavgaları çok şiddetlendi ama türk insanının duyarsızlaşmasına sebep olan "kol kırılır yen içinde kalır" meseli yüzünden kimse müdahele etmedi. Ta ki geçen gün ben edene kadar...

    Evde kimse yoktu saat 22:00 civarı, o sırada neyle meşgulüm hiç hatırlamıyorum. Yukarda yine bir ağız dalaşı koptu. Her zamanki kavgalarından biri, az sonra darbuka çalacak sonrada sevişmeye gidecekler diye düşündüm. Hayır sevişme seslerini dinlemiyorum! tamam bir-iki defa...  tamam beş-altı... evet kabul, denk geldikçe dinliyorum.
Ama malesef kavga, kırılma seslerine ve çığlıklara dönüştü. Çocuk ağlamaya, kedi miyavlamaya başladı. Darbuka sustu. Adam kadını salondan alıp (sanırım sürükleyerek) benim odamın üst katındaki odaya götürdü, ben de sesin götürdüğü yere gittim. Orada daha ciddi biçimde dayak atmaya başladı. Kafasını duvarlara vuruyor ve onu öldüreceğini söylüyordu. Darbeleri hissediyordum, yere yığılıp kaldım. Kollarım, bacaklarım titremeye başladı. Dayanamayıp ağladım.  Bu evde yani bizim evde de benzer olaylar hep yaşandı. Her seferinde en zayıf davranan, bayılan, aklını yitirip kendini camdan, bacadan atan ben oldum. Ama dayak ölüm gibi bir şey, ne kadar alışmış olursan ol her tekrar edilişinde ilk defa yaşıyor gibi hissediyorsun.
Dayakçının "ağzına şarjörü boşaltacağım dur seeen" demesiyle elime telefonu aldım. Önce ne akla hizmetse yöneticiyi aradım. Yönetici "aile meselesine karışamayız..döverde severde..kol kırılır yen içind..." diyordu ki kapayıp 155'i çevirdim. Polisi aramak olayın ciddiyetine bambaşka bir aroma katıyor. Genzin yanıyor, betin atıyor.
Önce bir ihbarda bulunmak istediğimi söyledim. Ne anasının gözü olduğuma sonradan kendimin bile şaşırdığı şeyi yaparak "olaylar üst katımızda oluyor" demedim, zanlı öğrenir ve gelir o şarjörü benim ağzıma boşaltır diye tedbir aldım kendimce. Telefonu kapatıp polislerin yolunu gözlemek için balkona çıktım. Zaten kadının ağlama sesinden evde durulmuyordu. Ne biçim bir apartmandı böyle? Benden başka bu sesleri duyan nasıl olmazdı?

   4 polis geldi. Ellerinde telsizlerle yukarı çıktılar. Telsiz ve ayak sesleriyle birlikte üst kattaki sesler durdu. Kedi bile yerini belli etmedi. Etini kesiyorlarmış gibi gıcır gıcır viyaklayan dış kapımızı aralayıp olanları dinlemeye çalıştım. Defalarca çaldılar, elbette açan olmadı. Açılmayınca binanın girişine indiler. Bu sefer telefonum çalmaya başladı. Açtım bir erkek "polisi aradınız mı?" diye sordu. Korkudan mantığımı kaybetmiştim. Dayakçı telefonumu öğrendi o arıyor sandım "hayır ben beben bebebebebeben aramadım" dedim. Karşıdaki ses "az önce bu numaradan ihbar yapılmış, ben polisim verdiğiniz adreste kimse yok" dedi. Bu sırada ben sesim yukarı gitmesin diye balkona doğru yürüdüm ve aşağıya baktım polisler orada duruyordu, galiba arayan onlardan biriydi. "evet ben aradım, hayır şu an evdeler ama kapıyı açmıyorlar" derken kafamı yukarı kaldırdım. Bingo! Dayakçı balkona saklanmış karanlıklar içinden ışılayan gözleriyle bana bakıyordu. O an kafamın etrafında kuru kafalar, şimşek sembolleri uçuşmaya başladı. Zamanın durdurulabilen bir kavram olduğunu keşfettim. Durdurup vücudumda dolaşan kanın kaç litre olduğunu hesapladım. Böbreklerimin salgıladığı hormonların gramını ölçtüm. Çişimin 15 litre su içmişim gibi kasıklarıma vızır vızır akışını görebiliyordum. Ağzımın içine kustum. Polisler milyarlarca ışık hızı uzaklıktan "şiköyötcüysönüüüz gerekeğn prösödürüü yağpölömblommbloom" diyordu. Ben berzah alemindeydim.. kargalarrr kargalarrr kargalarrrr.. "ııh yo yo yooyoyo şikayetçi değilim" demiş olmalıyım (bu saniyeleri hayal meyal hatırlıyorum) Telefonu kapadım. Adam hiç bir ses çıkarmadan orda öylece beni izliyordu. Yıllardır gözgözeydik. Asırlardır balkondaydık. Binlerce yıl önce balkona yapışıp kalmış fosillerdik.

   Nihayet eve girdim. Aklımdan geçen katledilme senaryolarımı yazsam "cellatın ordusu" diye kitap olur. Bir ara kafamdan abdest alıp vasiyet falan yazdım. Ara ara cahil cesareti geldi, kahramanca bişeyler yaptım; bütün dayak atılan kadınları kurtardım, dayak atan adamları öldürdüm, çocukları sakladım, kedileri besledim. Sonra geçti. Babamın silahını alıp hole oturup katilimin gelmesini bekledim. Sabaha kadar bekledim. Gelmedi. Ertesi gün evin ahalisi gittikleri yerlerden döndüler ama onlara hiç bir şey anlatamadım. Diyecekleri şey yöneticinin veya polislerin döverde severdesinden farklı olmayacaktı.  Kadını işe giderken görüp selam verdim, yaklaşmaya çabaladım "merhaba" dese "geçen gece neler olduğunu biliyorum" diye başlayacağım, sonrası allah kerim. Ama konuşmak istemedi. Odama her girişimde onun o geceki çığlıklarını yeniden duyuyorum. Hem korkumu, hem de üzüntümü atlatmak için ablamlara gittim kaç gündür orada kalıyordum. Dün geldim, buralar hala bildiğim gibi. Dayakçıyla görülecek hesabımız cepte duruyor. Yöneticimiz "yen kırılır kol dürülür iç bürülür" demeye devam ediyor. Kırık kol yenin içinde sessizce iyileşmeye çalışıyor.
Ne olacak bu işler Serhat, hı?

26 yorum:

  1. Acaba kapıyı açsalar naapcaklardı polisler. Muhtemelen hiçbir şey...

    Kolu kırılsın, taşakları patlasın, pipisi kopsun o göt oğlanı üst komşunun. Vurmasın kadıncağıza. Huh!

    YanıtlaSil
  2. Zaten hep "Kol kırılır yen içinde kalır" mantığından cesaret alıyor böyle kişiler. İnsanların böyle düşüneceklerini bildikleri için.

    YanıtlaSil
  3. uzun zamandir ortalarda gorunmemenin nedeni simdi anlasildi :) Gene harika bir yazi , harika gozlemler..Ellerine emegine saglik

    YanıtlaSil
  4. serhat babandır :D ne zamandan beri birbirimize ismimizle hitap edicek kadar samimi olduk ;)not:baş harfimi büyük yazmadığın için ayrıca kırıldım.

    YanıtlaSil
  5. iyi sana patlamadılar kızz :D

    YanıtlaSil
  6. Senin yazilarinin tadinda baska bir yazi yok Siminya !

    YanıtlaSil
  7. ıssırırım seni miiirim.

    YanıtlaSil
  8. siminyam gızııım eferim gızım doğru olanı yapmışsın her zaman ki gibi. öle şarjör boşaltmak göt ister karadeniz mafyasını ayaklarına sererim sen bir el et. öle ayıya böle ayı

    YanıtlaSil
  9. kimse böyle olaylara karışmak istemez korkar, sen cesaretli davranmışsın ve dayanamayıp şikayet etmişsin haklısın. bizim de üst katta tepinen ufak çocuklar var :/

    YanıtlaSil
  10. Anlaşıldı neden birkaç gündür sesinin çıkmadığı.Öncelikle manevi cesaretinden dolayı seni tebrik ediyorum.O anda polisi aramak ne kadar kolay gibi görünse de o psikoloji zor bir psikolojidir.

    Erkek kas gücüne güvenerek kendinden zayıf bir varlığı ezmeyi maharet sayar, kadın da gıcık olduğu konu da inadına konuşmayı...

    Sonuç,kafeslere hapsolmuş,lanet çevre baskısı ve mutsuz tipler.Sağlam gibi görünüp %95 inin psikolojik rahatsızlığı olan bir toplum.

    %95 e itiraz edebilirsiniz,%94 olsun.Bu milletin IQ sunu, daha türkçesiyle zeka seviyesini en iyi şekilde trafikte belirlersiniz.Trafikte biraz gözlem yapın,salak hareketler zincirini görürsünüz.İnsanlar arabanın kapısını açtığında "evet,bu sefer mantıkla değil götümle kullancam" bu aleti mesajını direk veriyolar beyinsiz beyinlerine.Sonra da sürekli götleriyle o arabaları kullanmaya başlıyolar.

    Senin yaşadığın bu olay maalesef bu ülkenin %90 ı için geçerli.huzursuz,mutsuz insanlar topluluğu.

    benliğini kaybetmiş,değerlerini,saygısını,sevgisini kaybetmiş,paraya tapar olmuş insanlar topluluğu,bi bok değilsiniz sadece başıboş bi topluluksunuz işte..

    Adil

    YanıtlaSil
  11. Mükemmel bir anlatım.
    izninle FaceBook üzerinden paylaşıyorum?

    YanıtlaSil
  12. lezzetli şeyler sağlıksız, doğru şeyler tehlikeli oluyo lan. asansörde karşılaşırsak işimi bitirir benim, sessiz atın çiftesi pek olacak, yüzde yüz aha şuraya yazıyom.
    niye bişey demeden beni izledi? çok korkuyorum. :/
    ama en çok istediğim eşini bu hayattan çekip almak, evimin komşusu yapacağım onu. kurtaracağım dayakçı adamdan. kediyi de alacağım.

    kadın için başvurabileceğim bir kurum adı bilen olursa bana bildirsin, ok.

    YanıtlaSil
  13. Şimdik bunların bir benzerinden bizim alt katta öğrenci versiyonu var bütün gün sessiz sakin otururlar gece 12 den sonra müziği sonuna kadar açıp bası dibe dayayıp bangır bangır dinlerler. Bizde öğrenciyiz olur demek zamanla kafamızı duvarlara vurmamıza neden oldu biz alttan aldıkça onlar bası daha fazla açtı bu basta ne biçim arkadaş hep üstemi gelir. Oturmuş tv izlerken basın sarsıntısından seke seke dolaşıyoruz salonda. Bir gün evde bir köşede usul usul duran pompalıyı ve 9mm Parabellum alıp kapılarını çalıcam o sistemi götlerine soktuktan sonra öldürmeyi düşünüyorum sende vakit kaybetme biran önce temizle hepsini

    YanıtlaSil
  14. yani olayı öyle bir anlatmışsın ki dramatik bir olayda deli deli kahkaha attım.

    Dayakçı erkeklerin çoğu zaten evde erkek kesiliyor dışarda gıgı bile çıkmaz ki senle tekrar yüz yüze gelmeye bile korkuyordur

    + şükür ki buralarda kapının önünde değil kavga hafif bir ses yükselse polis aranır esnafın hediye ettiği 29 adet transit'i bak kullanıyoruz dercesine 4 koldan polis otoları ortalığı sarar tüm apartman ve mahalle eşrafıda olayları balkon kapı pencereden izler.

    Dayakçı erkekimsiyi kınıyor sana da teşekkür ediyorum bu güzel yazın içün.

    YanıtlaSil
  15. http://www.booooooom.com/2010/08/27/photographer-kotori-kawashima/

    http://ffffound.com/image/1598f18253a46bf85cb75c917ca68b79aa8c51d0


    http://www.youtube.com/watch?v=60kHA1OTj5s

    eski hevesinden eser yok. zorlama bir yazı olmuş. real olduğuna inanmadığımı söylemeliyim. herneyse
    anladığını umuyorum. bide öpüyorum en güzellerinden, yerlerinin ...

    YanıtlaSil
  16. Ya fellik fellik kaçıcaksın adamdan yada gördüğün yerde "hey sen karısını döven korkak. seni tanıyorum karşıma bi daha çıkma. karını bir daha döversen seni pişman ederim " diyeceksin. ama boşver sen en iyisi gözüne görünme adamın :) (yok lam bi bok olmaz. bu tipler korkaktır. takıl istediğin gibi)

    YanıtlaSil
  17. Mesela bende deli cesareti var. Komşunun kocası karısını döverken hem polisi arayıp hemde şıpıdık terliklerimi giyip evlerinin kapısını çalıp "la mına koduklarım saat gece 3, evde kimse yok, ödüm bokuma karıştı" diyip cevaben dayağın kesilmesi ve içkili kocanın bana mal bakışlarıyla karşılaşmış biri olarak seni takdir etmedim. Kuvvetli ol, çantanda ekmek bıçağı taşı ve adamı "karını bidaha döversen pipini ekmek bıçağı ile keserim" de. Bi müddet şok olup cenin modeli alıyorlar, karılarıda bi kaç ay dayak yemiyor.

    YanıtlaSil
  18. daha sık yazmalısınn.neden bu kadar ara verdin?

    YanıtlaSil
  19. Şu kafaya da ayrı hastayım :D Bir yazını begenmeyince eski hevesin yok sen bu işleri bırak istersen kafasına
    Sanki Siminya'nın derdi yazı begendirmek ve yahut yıllarca kusursuz yazmakmış gibi :D
    Kaç şarkıcının albümünün tamamı dinlenesi olur? Yada kaç yazarın tüm kitapları okunası?
    Ara ara da kötü yazsın müsadenle hacı

    Te allaaam

    YanıtlaSil
  20. Ohooo hapı yutmuşun sen simi ahahahha
    Pardon tamam sustum :/

    YanıtlaSil
  21. Bu tür aile içi şiddetle ilgilenen SPK lara haber vermelisin Siminya. Şöyle bir yazı buldum incele istersen http://www.eyvahbosaniyorum.com/aile-ici-siddete-maruz-kalanlarin-basvurabilecekleri-kurum-ve-kuruluslar.html

    YanıtlaSil
  22. ben artık kapılarına dayanmıyor, polisi aramıyorum. geçen gece duvara tıktıklıyım belki susarlar dedim adam kapıma dayandı. gerçekten bir kadın olarak bulaşmamakta fayda görüyorum. zaten hatun da kapıya gelen polise şikayetçi olmadığını söyleyip ertesi gün herife fingirdemeye devam etmişti.

    YanıtlaSil
  23. Aynı girişimde bulunma gafletine düşmüş biri olarak takdir ettim şahsen ama aldığım sonuç ve hissettiğim g.t korkusu tıpkısının aynısıydı.Benim senaryomdaki tek fark polisler gittikten sonra kafayı duvara vurma ritminin daha bi hızlanmasıydı.

    YanıtlaSil
  24. "Yıllardır gözgözeydik. Asırlardır balkondaydık. Binlerce yıl önce balkona yapışıp kalmış fosillerdik." #mim #hımm #evetöyleoluyor


    Bir de; http://listen.grooveshark.com/s/Oh+Yeah/3lByc8?src=5. Demin yorum yaptığım (son) yazını okurken dinliyordum bu parçayı ve "Simi beğenir" geçti aklımdan. Dinleyiver sen de gari.

    YanıtlaSil
  25. içindeki hafif afrika tınısı dışında beğenmedim, affet :9 seninle oturup müzik zevklerimizi konuşmalıyız. R&B, amerikan zenci müziği, şarkı aralarına serpiştirilen rep gibi alerjilerim var. ama ritim iyi ritim

    YanıtlaSil
  26. benim babamda döverdi annemi şimdi dövmüyo bi 6 yıldır falan dayak yok evimizde akıllandı mı babam yoo yaşlandı ve şuan ağzıyla dövüyo annemi çenesi hiç durmuyo boğazı kanser olasıca bizim apartmanda da var babam gibi yaratıklar onlarda karılarına bağırırken yada dayak atarken çıkan sesleri duyunca annem dayak yerken hissettiklerimi hissediyorum titriyorum yanıyo bütün vücudum anneme yapılmış herşeyi kendime yapılmış sayıyorum bigün alıcam itikamımı ayrıca yazılarını çok beğendim daha yeni okumaya başladım yazmaya devam etmelisin

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...