Perşembe, Mayıs 12, 2011

Şu bayan şu şekil yaşar bu bayan bu şekil

Kim sildi bu yazıyı lan?!! Geri atıyorum bir daha silmez misiniz lütfen? teşekkürleeeer





Her gün sektirmeksizin berkay adlı veletin merdiven boşluğundan gelen "giymiycem işte giymiycem işte" sesleriyle uyanıyorum. Annesi hergün aynı enerjiyle ona ne yapması gerektiğini dayatıp ilgili ve fedakar anne egosunu ferahlatıyor ve bütün apartman sakinlerinin bu düşünceli anne çırpınışlarına şahit olmasını istiyor "giyeceksin berkay giymezsen üşürsün berkay giy dedim berkay bak beni bağırttırma berkay" O sırada açılan daire kapılarından diğer berkaylar ve düşünceli anneler çıkıyor. Hepsinin yüzünde çocuklarına zorla içirttikleri inek sütü memnuniyeti olmalı. O sırada yatağımda olduğum için yüzlerindeki inek sütlü rafadan yumurtanın gururunu göremiyorum. Ama tüm kulaklarımla hissediyorum. Asansör hiç durmuyor iniyorlar çıkıyorlar iniyorlar çıkıyorlar. Bu kadar koşturmacası olan insanın arasında işsiz, güçsüz ve yatakta olmanın utancıyla bembeyaz oluyor, yeniden uykuya saklanmak için yatağa gömülüyorum. Babam erkenden okeyin taş gibi kollarına kendini atmamış olsaydı beni yatarken her gördüğünde istisnasız söylediği kakışı haykıracaktı "it ölüsü gibi yatıyo şuğa bak şuğa"

Annem durmaksızın bir yerlere su döküyor. Lavaboya, tuvalete, balkona, çaydanlığa, sardunyaya sonra yeniden lavaboya, tuvalete..Gece 3'de bir uyanıyorum annem ve su yine büyük bir aşkla şapırdıyorlar. Senelerdir böyle. "siminya kalk gayri yavrum, çay kayna kayna acıdı" diye sesleniyor. Bu cümle bazen oluyor ohh iyiki annem var bazende off yine mi aynı sabaha uyandım duygusu veriyor. Kıvır kıvır olan saçlarım gece boyunca birbirine deli gibi sarmalanmış, zeka küpü gibi çözülmeyi bekliyor. Bazı sabahlar saçlarımı beni boğazlarken yakaladığım oluyor. Toplayarak yatıp gece uyanırsam uyku sersemi halimle başımda siyah bir lağam faresi oturduğunu sanıp paniğe kapılıyorum sonra "haa saçım bu lan" diyip vurup kafayı yatıyorum. Yüzümü yıkarken asla aynaya bakmıyorum. Sanki orada göreceğim kişi dün yatarken bıraktığım kişi olmayacak sandığımdan. Bazen kaçamak bakışlar atıyorum eğer hala kendimsem cesaretim geliyor ve tamamıma bakabiliyorum. Bu ender oluyor ama. Yani cesaret. Yer sofrası hazırlıyor annem. Komşular aldı diye masa aldırmıştı ablam. O gün bu gündür üzerinde çirkin bir vazo, içinde tozlanmış yapma çiçeklerle büyük yer işgal ediyor. Sadece yabancılara gösterdiğimiz  maskelerimizden biri olarak, o yabancıların geleceği günü bekliyor.
Sofrada garip bir kahvaltı düzeni. Asla birbirinin aynı olmayan ecüş bücüş kaplarda içine ekmek kırıntıları dökülmüş, sıvıları kenarlara bulaşmış zeytin, şeker ve reçeller. Koparılarak bölünmüş ekmekler. Tüm tüm konmuş sebzeler. Eksik olan çok şeyler. Bir ara televizyon dizilerindeki gibi olalım deyip kahvaltı seti almıştık üç gün sürdüremedik, çok yorulduk. Ablam evlendiği yıl ayrı kaplarda yemek yemeyi öğrenip bize öğretmeye çalışmıştı. Hepimize ayrı ayrı kaselere çorba bölmüştü. Biz sülalenin atalarından beri tüm yemekleri tek kaplara dolduruyor hepsini birden ortaya koyup çala kaşık yiyorduk. Hayır elimizle yemedik! Yedik mi lan yoksa? Banak (ekmeği kaşık gibi kullanıp yemek) diye bir gerçek var ama. Babam bu ayrı kase olayına üç beş kaşık sonunda tahammül edemedi ve "eğ iyisi depeye dikmek" deyip kasesini aldığı gibi tepesine dikti. Bıyığından damlayan tel şehriye çorbasını elinin tersiyle silip, hepimize dövecek gibi baktı. Korkup bir daha böyle alengirli adetleri sofraya getirmedik. Şimdi ayrı tabaklarda yemeye alıştıysak bile annem hala yıkadığı maydonozu makarna süzgeciyle sofraya taşımayı daha samimi buluyor. Bulgur pilavını kuru yufka ekmeği üstüne döküp yeme seromonimizi hiç anlatmayım artık. Bırak şuraya anlatmayı aynı sokakta oturduğumuz insanlardan bile sakladığımız bir yemek fetişimiz o. Ayıbımız.

Dışarı çıkıyorum, bazen bir iş bulurum umuduyla oluyor bu, bazende aylaklık. Hayatta hiç bir amacı olmayan insanların kendini ölüme daha hazır hissettiğini söylemişti bir bilen adam. Yaşamaya hazır hissetmediğime göre ölüme hazırımdır diye yokluyorum kendimi. Ama yok, ölmek falan istemiyorum. Belki bir amaç bulurum diye bütün çabam. Buna başka dilde umut deniyor. Kirli kirli kediler görüyorum, mutlaka onlara taş atan çocuklar ve tiksinerek bakan birileri. Kirli olunca sevenin pek olmuyor.
Devamlı muhabbet ettiğim bir adam var. Daha önce okul müdürüydü şimdi ise eski kitaplar satıyor. Benim liseyi dışardan bitirmeme vesile olan adam o. Okuldan alındığım yıllarda mahallenin tek gazete aboneliği olan insan oydu. Annesiyle birlikte yaşadığı evin kömürlüğüne gizlice girip, üstüne farelerin sıçıp kömür karalarının yağdığı gazeteleri kucaklar ve tüyerdim. Yani çalardım işte anla sen. Aylar önce almanya hayvanat bahcesinde doğmuş panda yavrusunun haberini yeniymiş gibi bahcedeki mısır dallarının arasında okurdum. Mısırlar uzun olduğundan saklanmak isteyenler için idealdir. Saatlerce orda otursan kimse farkına varmaz. Hatta sevgilini götürüp bebek bile peydahlayabilirsin. Hayır peydahlamadım! Peydah ne garip kelime. Üst üste peydah peydah peydah peydah peydah peydah deyince anlamsızlaşıyor. Black eyed peas şarkısı gibi oluyor.

Yaşlı adam beni görünce karate kid'in ustası miyagi'ye dönüşüyor. Verdiği nasihatleri, entellektüel boyutundan dolayı pek anlamıyorum "cilal parlat cilala parlat cilala parlat" diyor işte kısaca. Miyagi ustanın evini boyamakla şampiyon olan karate kid'den bu yana, dağılmış kitapları düzleye düzleye profösör olacağıma dair bir umut taşıyorum. Bazen bana bir kitap veriyor. En son verdiği kitap muhtarların bilmesi gereken ikametgah, ilmuhaber gibi şeylere açıklık getiren bir kitaptı. Hiç işe yarar bir kitap verdiğini görmedim, pinti. Zaten tek bir gün giyilecek kıyafete o kadar para verilir mi yahu, diye düşündüğü için hiç evlenmemiş.
Yolda eskiden beni görsün, bana baksın diye dükkanının önünden defalarca geçtiğim çocukluk aşkımı görüyorum. Çok sık görüyorum hemde. Ablamdan hoşlandığını öğrendiğim dakka gözüme ornitorenk hayvanı gibi göründü, daha ornitorenk diye bir hayvan var mı onu bile bilmiyordum. Düşün. Birini severken onun hangi hayvana benzediğini anlamıyorsun. Sevgi biter bitmez doğada bolcana bulunan hayvanlardan biriyle seviştiğini fark ediyorsun. Kim seviştiye gitmişin. Aşkın gözü kördür demek isterdim ama kendime karşı o kadar nazik değilim. Gönül düşmüş boka oda mis gibi koka bile kendime edebileceğim en iyi hakaret değil. Zaman zaman bir şey diyecek gibi bakıyor, o öyle ağzında birikmiş binlerce baklayla patlayacakmış gibi bakarken aklımdan geçen hareketler oluyor, hiç birini yapmadan önünden geçip gidiyorum. Durup dururken adamın birine başparmaklı, dilli, kollu birşeyler gösterip nanik yapana deli derler.

Bazen böyle yapayalnız "aa bak burada fön daha ucuzmuş, oha şurdaki bina nereye gitmiş! kız şeyinde çıban çıkmış gibi yürüyor de mi?" diye yanımda biri varmış gibi konuştuğum halime bakıp kendim için ağlamam geliyor. Dudaklarımı yavaştan titretmeye başlamışken halimi fark edip indiriyorum şakağına sümsüğü. Salak salak işlere gerek yok. Domates mi alıyon biber mi ne alıyon ne alıyosan alda eve git, menemen mi yapıyon ne yapıyon yap bişeyler otur götünün üstüne, durup durup halleniyon gebeş! Tamam işler yolunda gitmiyor, tamam meydanlara heykelin dikilmeyecek, evet biliyorum peru'ya asla gidemeyeceksin ama bu sadece sana özel bir kader değil. Senin gibi en az 4 milyar insan daha peru'ya gidemeyecek. Adamların memleketini talan ederler allah etmeye. Hem bu kadar insanın heykelinin meydanlara dikildiği nerde görülmüş? Adım atacak yer kalmaz salak!...Yürü eve yürü

43 yorum:

  1. benim de silindi yazım benim de.. hem de o benim ilk yazımdı, yıkıldım, depreştim:( bi daha da yazmam didim, didim ama kime didim. kırılmayasıca ellerimi yine tuşlar üzerinde fink atarken yakaladım.

    benim günümde bunun okullusundan geçiyo işte. monotonluk her daim var.

    YanıtlaSil
  2. hay sen aklınla bin yaşa simii

    aklıma bir şarkı geldi ''yazdığımı yeniden yazamam, sözlerimi geri alabilirim''

    yeni başlık daha bihavalı sankim:)

    YanıtlaSil
  3. bak yine değiştirdim fgklgfjkgfjgf sabaha gene silerlerse dahada yazmayım bunu, o kadar ısrar misafirlikte "yi yavrum yi küserim yi" teyzesinde bile yok

    YanıtlaSil
  4. lan olm yazılarınız geli gelcek, blogger'da sorun vardı dündendir. sorun halledilmiş, şu sıralar (birkaç saattir) yazıları geri getirmeye bakıyorlar. twitter hesabından takip edin istiyorsanız: http://twitter.com/#!/Blogger

    YanıtlaSil
  5. çok güzel anlatıyorsun. kelimeler sanki ekrandan fışkırarak gerçeğe dönüşüyor ve kendimi buluyorum.

    YanıtlaSil
  6. ahahahahha bu yazıyı daha kac defa okuyacagız arkadaş! linki twitter'a on yüz milyon defa dustu :)))

    YanıtlaSil
  7. kimse silmemiş kimse yazmamış aaa yeter ya bu kimse kimse se se se olmaz ki bu kadar ısrar ''yi küserim bak'' teyzesi bile hahaha

    anlaralı bay miyagi yaşıyor mu hala

    YanıtlaSil
  8. Siminya bitanesin. Berkay tanımadım hiç ama tanırsam soracağım annen sanada bağırıyormuydu diye :D
    Uyanmama o yataktan kalkmama muhabbetinde kim anneden babadan laflar yememiştir ki harikaydı.
    Hele babişin çorba kesesini kafasına dikişi bıyıkta kalan şehriyeler kırıldım koptum.
    Ellerine emeklerine kalemine sağlık.
    Kucak kucak sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  9. şunca yıllık blog vatandaşıyım başıma hiç böyle bişey gelmedi, şimdi bu yazının önceki sürümüde yeniden buralara gelirse ortalık çok karışacak, saç baş birbirlerine girecekler fşfşjıfgfhfghgfh
    tez canlıyım işte hep ondan

    öperim

    YanıtlaSil
  10. önceki sürüm geri gelse de bende şimdiden iki ayrı ve tuhaf izlenim bıraktı şu post.

    bir başlık farkıyla bile bence ikisi de ayrı dünyaları anlatır olmuş sanki.

    ikiz yaşamları anlatır gibi ''şu bayan bu şekil yaşar bu bayan şu şekil'' kromozom kardeşler gibi.

    ayrıca 3. bir postla da ''bu yazı şu şekil şu yazı bu şekil'' okunursa anlaşılır diye bir açıklama klavuzu şart oldu siminya hahaha

    YanıtlaSil
  11. Biraz zekayı azalt Siminya.Ciddi diyorum azaltmalısın.Sıradan bir blog sistemi için fazlasın sen.Yada şöyle diyeyim yazık oluyor yazılarına. Belki yazarken kendini bu kadar kaptırmamalısın.Uzun yazma nedeninde bu duracağın yeri bilmiyorsun.Sakın yanlış anlama beni.Okiş?
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Lan kadın formspring hesabım yok giremiyorum,neden kapattın hesabını!neden ha neden konuş!!!!
    aç lan nolur aç kilitleme :(((

    YanıtlaSil
  13. yazılarınızı okuyabilmek için kendime 85 bin 446 saat boş vakit ayırdım.eh bundan sonra yavaş yavaş okurum artık

    YanıtlaSil
  14. ağlasammı gülsemmi bilemedim :/&%

    YanıtlaSil
  15. Zekayı azalt ne lan?! asdafadfsdfsfda
    Eeet Siminya artık zekaya son!Yeni ürünümüz Embesilix ile gereksiz zekanıza son veriyoruz! 10 DK içinde arayana ikincisi bedava asdafasdsdsdfafads

    YanıtlaSil
  16. hahahaha enbesilix güzelmiş mndffjbjhfgbbhvfh

    adsız, formspring beni çok sıkıyordu, haftalardır cevaplamıyordum zaten ondan kapadım. delete ı bulamadım, bulsaydım silecektim. eğer yerini bilen varsa bana şeydebilir mi?

    YanıtlaSil
  17. delete derken soruları mı silmek istiyorsun kilidi mi kaldırmak istiyorsun?

    YanıtlaSil
  18. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  19. hesabı tamamen silmek, havaya uçurmak, gümletmek adsız

    YanıtlaSil
  20. şimdi burdaki anafikir ney? yani ne? yav zorlan kıl yapıyonuz adamı , öyle bir anlatıyorsunuzki; gelişen Türkiyeye ayak uyduramayışınız sebebi sanki benim. diğer taraftan en baştaki teorim gerçekten doğru galiba diyorum çünkü sizler gerçekten provakatörsünüz. kızım siminya!! belkide oluum siminya!! burda ifade etmeye çalıştığın şey tek şef döneminde güzel yurdumun eşsiz insanlarını baskı ile geri kalmış larmışlar gibi inandırılmaya zorlama çalıştırılmalarının bir ifadesidir. aynı kabtan yemek hatta ellerin ile yemenin geri kalmışlıkla bir bağlantısı yoktur. bu yazıda göze çarpan tek şey müstakbel eniştene asılma olayındaki sapıklık öne çıkmaktadır. ayrıca şu anlattıklarını güzel yurdumun hiç bir güzel kızı bu şekilde yapmaz, ancak yabancı hayatlara hayran olanlar müstesna.

    YanıtlaSil
  21. Olmaaaaz hayatta olmaaaz!silme hesabı sildirmem valla.silme lan nolur

    YanıtlaSil
  22. kitap yazsan neler olur neler..sende çok ama çok büyük bir yetenek var...yeni keşfettiğim bir cevhersin siminya..umarım bir kitap yazarsın..

    YanıtlaSil
  23. Senin yazılarına "sikindirik yorum" yapmadan duramayanlar var uyandırayım.

    Bence çok tatlısın ve bana evlenme teklif etsen kabul ederim.

    YanıtlaSil
  24. yazılarını beğeniyle takip ediyorum.hep yaz hep yaz :D

    YanıtlaSil
  25. "Kim seviştiye gitmişin" :-)) alemsin öldüm gülmekten!

    YanıtlaSil
  26. simii epeydir yazmıyon, çizmiyon iyi misin bari
    yoksa yeni projeler peşinde mi koşuyon
    bizi sensiz bırakma olur mu güzelim ;)

    YanıtlaSil
  27. psikolojim döngüsel atık uyarısı verdi iyi değilim pek, bilgisayarı açasım yok, cümle kurasım yok, müzik dinleyesim, uyuyasım, uyanasım, hapşırasım, tıksırasım yok. kafa ayarlarım normale dönünce geri geleceğim, umarım.
    nereye döneceğim?
    dönülecek bir yer yok.
    kime döneceğim?
    dönülecek kimsem de yok
    hem neden döneceğim?
    dönünce başım döner benim
    dönesim yok.
    balkona bir çiçek ekmiştim, kurudu. elimden çiçek bile yetişmiyor. ona baktıkça neden hala nefes aldığımı sorguluyordum, bir saksı toprakta bile hayatını sorgulamaya geldiysen
    yatacak yerin yok.
    telefonumda kontörüm bile yok
    kaldı ki telefonum kontörlü değil, faturalı.
    buradan o sarhoş adama sesleniyorum.
    sende de insanlık yok, sende de yok bende de yok.
    yok demişken eklemeden gitmeyim almanya'da ki dayımdan da epeydir haber yok, hayatından endişelenmiyoruz. çünkü bizim için almanya'nın da dayımında hayatınında zerre kadar kıymeti yok.
    yok allah yok

    bi çay içeyim bari, umuyorum ki o vardır çünkü şu memlekette demli çaydan bol bi sikim yok

    YanıtlaSil
  28. lütfen simii bu kadar karamsar olma, bizler seni seviyoruz, her halinle

    arada bir çıkıp dolaş, hayat her şekilde güzel, örneğin benim de bu aralar kafam çok bozuktu, birkaç saatliğine de olsa çıkıp dolaştım, inan çok iyi geldi. sürekli eve kapanmak da insanın morelini bozar, karamsar yapar

    hepimiz bazen çaresiz kalırız simii, kıvranırız, ama hayat bu neylersin :(

    ne yaptım bugün; dinlediğim tüm hüzünlü müziklere bir ara verdim, meğersem bu da etki imiş, hüzne,düşünmeye bir mola iyi gelir

    arada bir hüzünlü müziklerden uzak durmanı tavsiye ederim, ufak tefek değişiklikler de iyi gelir, lütfen ama:)

    pırıl pırıl bir yüreğin var, herşeyin üstesinden geleceğine inanıyorum, sen bir tanesin:)

    YanıtlaSil
  29. yorumundan blogun için post olabilir siminya çok da güzel olur :)

    YanıtlaSil
  30. ilginc blog icin tesekkur

    YanıtlaSil
  31. ÖZÜR (tekziptir)
    sayın siminya,
    bir yorumunuzu sonradan gördüm onlan alakalı olarak, terbiyemde bir bozukluk yokda, hani derlerye körlen yata şaşı kalkar, buralarda takılalı küfürlü konuşmayı erdem sandım galiba, özür dilerim.
    ancak hala anlaşamadığımız bir konu var, neden tartışmaya girmiyorsunuz. neden bu tür yazılar yazıyorsunuz? bu hayat tarzını neye göre şekillendiriyorsunuz. kim lan bu hayatımın erkeği bloğundaki denizin söylediği sosyal demokrasi herkese eşitlik ten kasıt nedir, sendemi öyle düşünüyorsun?
    hadi ama yararlı bir şeyler yapalım. bu arada yaygarayı koparıyorsunuz sansüre hayır, ama yorumlarımı yayınlamıyorsunuz, ne iş
    saygılar

    YanıtlaSil
  32. dönülecek bir tek yer var:
    "SEN"
    Ben deniyorum, başarırsam sana söylerim

    YanıtlaSil
  33. simii nerdesin ya, sesin sedan çıkmıyor yine, s.ortaç bile yaza tüm hazırlıklarını bitirdi, sen hala bahar sendromu modunda bekle, oldu mu yaaani, olmadı, hadi bu hafta ortac takıl iiy i gelcek:)

    YanıtlaSil
  34. geçti mi sıkıntın :)

    YanıtlaSil
  35. Yaaa ne zaman yeni yazı yazcaksın kadıııın !!1!!!

    YanıtlaSil
  36. içgüdüsel haykırışın ,dışçıksal höykürüsünü bizim kaportacı nihat ustaya göster.adam hukuk okuyodu kaportacı oldu.hakim yaka tulum giyer bıyıklıdır kendisi.sanayide kime sorsan gösterirler.

    YanıtlaSil
  37. siminya yazıların çok içten moralim sıfırdı kendimi sayfanda buldum sıkıntım dagıldı harikasın bacım

    YanıtlaSil
  38. ya simii nn f.springe gireyim dedim ''yassah hemşerim!'' dedi faceabi. allah seni innandırsın aynen bööle oldu.

    tabiiii ben böyle ortalıkta adsız adsız gezersem sende böyle böyle ayar çekersin.

    adınız, hesap, email adres, yaşınız, kütüğünüz, aile sıra no (yok bunu istememişti lan) neyse

    yaani sen şimdi buraya damsız (pardon hesapsız) giremezzzz (adın bilem yok) felan mı diyonn gız hııı!!!

    YanıtlaSil
  39. karanlıktan sonra güneşin yeniden doğduğunu unutma simii

    YanıtlaSil
  40. :)sabah sabah kendime geldim bu yazıyla...Bulgur pilavını yufka ekmeğe koymanın tadını hiçbir lüx sofra düzeni sağlayamaz.

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...