Salı, Şubat 07, 2012

no hope no harm



Ne ekmeğini yedik, ne parsasını topladık şu yalnızlığın. Yalnızlık olmasa şairler boku yer,  bariton sesli  isyankar şarkıcılar üretkenliğini yitirir, entel sinema filmleri yarı yarıya azalırdı. Yağmurda sırtı bize dönük yürüyen şemsiyeli adamlar ilgisizlikten yakınır, martıların ve beyaz çarşaflı dağınık yatakların fotografları çekilmezdi bir süre.  Belki de hiç.  

Çünkü ancak yalnızım dediğimizde acıyorlar bize. Omuzlarını işaret edenler oluyor. Havada hoş bir ortak yalnızlık kokusu. Yalnızlıkta yalnız olmadığını görmek harika. En azından bir konuda yalnız değilsin bak.
Dostu çok olan insanı pek seven olmaz. Gürültücü, ukala ve alemci görünürler. Bu nedenle fazla kimse tercih etmez çok dostlu olmayı. Yalnızlığın artizliği kolay kolay bırakılacak bir kariyer değildir. Ondan değil midir popçu Can’ın bar çıkışı beraber yakalandığı kızı kaldırımda bırakıp kaçması. Sevgilisi olanın söylediği “bir başımayım yalnızlığın ıssız rıhtımlarında” şarkısına kim inanır? Kaç kadın şarkıyı dinledikçe anaç kollarına Can'ı almak ister ki bir daha?  Hayranları Can’ı yalnız sever. Can hayran olunmayı sever. 

 Asıl kim yalnızdır biliyor musun? Şarjı bir haftadır bitmemiş telefonunun mesaj kutusunda,  geçen yıl  semt polikliniğinden gelen "göz taraması" kampanya mesajını bile silmemiş insan yalnızdır. Eski mesajları silmediği gibi ara sıra açıp hepsini yeniden okur, her okuyuşta başka detaylar yakalar. Hımm bak o polikliniğin adı artık Şifa Klinik değil, geçen ay değiştirdiler.
 Uzun zamandır cesaret edipte yapamadığı bir şeyi yapar, rehberden birine mesaj atar. Adrenalini sever aslında. Attığı mesaja cevap gelecek diye elinde telefon beklerken, tuşlara rastgele basıp ekran ışığını hep yanık tutar. Ara sıra parmağıyla ekranı temizler. Dokundukça daha çok buharlanır meret. Sonra belki gelmiştir de görmemişimdir diye mesaj kutusunu açıp bakar. Hala defalarca okuduğu aynı mesajlar orda. Cep telefonunu çıkaranların Allah cezasını versin.
Kendi kendine yaptığı espriye “gülmedim” diye cevap veren insanda yalnızdır.  Aynalara bakmayı sevmez, çünkü bakarsa kendine “tipine bak” diyecek, bunu duyan aksi durur mu? Karşıdan cevap verecek “sen kendine bak asıl” sonra başlayacak bir ağız dalaşı. Böyle bir kavgaya girmemek için aksini muhatap bile almayan insan yalnızdır işte. Yalnız, öyle resmedildiği gibi eline kahve alıp battaniyenin altına girmez. Yalnız insan huzursuzdur.  Aynı yalnızlıkta uzun süre kalamaz.  Kendisine biçilen yağmur yağan pencere önü, romantik filmli kanepe üstü gibi  yalnız kalma alanlarına sığmayacak kadar sıkıntılıdır. Daralır. 

Evden kovuldum ben. Kasım ayıydı.  Akşam yemeği için sofrayı hazırlarken babamın bacağımdaki tayta kötü kötü baktığını fark ettim. Ne o kıçındaki götveren donu? dedi. Bu soruya sert bir cevap vermiş olmalıyım. Kopan gürültünün büyüklüğünden anladım. Yalnız insan sert cevaplar verir diyemem. Çoğu zaman konuşmaya bile üşenir. Hıhı veya ııh diye cevap verebileceği soruları sever. Demek ki ben daha tam yalnız olamamışım. Şuralarım da biraz kalabalıklık kalmış. 
Az sonra ayağımda ev terliği ile apartman kapısının önünde buldum kendimi.  Bir kenara çömdüm. İnsanlar pişen şeylerini yemek için evlerine dönüyordu.  Böyle hal içindeyken insan kendisi dışında kalan herkesin mutlu olduğunu düşünür. Bende öyle düşündüm. Yan apartmanda oturan Osman amca bir poşet mandalina almış eve gidiyordu. Belki beni görüp ne yaptığımı sorar diye bir kaç cevap hazırladım. Ama bakmadı bile. İnşallah mandalinalarınız çekirdekli çıkmıştır.
İstanbul’a gitsem dedim. Bu İstanbul’un dürzüleri onlara birşey verebilme ihtimalin yakınken “gel” diyorlar, galata kulesi manzaralı evim,  bir kişilik daha yatacak yerim var, gel diyorlar. Gidip cee ben geldim desen altlarına sidiklerler korkudan.  Eğlenmesi güzelde şimdi aynı evde böyle beleş beleş… Gözlerinin önünden sayıyla lokmaların geçer. Yatmadan önce koyun değil lokmalarını sayarlar. Bilirim, kaşık düşmanları hepinizin ciğerini bilir.

Dişlerim birbirine çarparken annem geldi.  Elinde kabanım vardı ve baya ağlamıştı. Kaban değil annem. Sarılıp yüzümü öptü. Yüzüme bulaşan göz yaşlarıyla ne biçim ısındım. Dişlerimin çarpması durdu. Ağlayarak yavrum abinlere gitsene burada ne duruyorsun dedi.  Sadece tamam deyip kabanımı giydim, abimin birkaç sokak ötedeki evine gittim. 
Yengem beni görmekten pek hoşlanmadı.  Hiç bir şey sormadan kapıyı dayalı bırakıp içeri döndü.  Kabanımı çıkarmadan bir saat öylece oturup, gidebileceğim başka yer düşündüm. Ama bulamadım.  Asalakların hayatı göründüğü kadar kolay değil. Ve kalabalık bir ailen olması yalnız olmadığını göstermiyor. Yalnızlık iman gibi, kimin yalnızlık içinde olduğunu asla bilemezsin. Telefon çaldı. Yengemin kız kardeşi erken doğum yapmış. Hemen hazırlandı ve hazırlanırken bana "iyi ki burdasın" dedi. Yanlış duymuş olmaktan korktuğum için cümleyi havada yakalayıp okudum, evet aynen duyduğum gibi söylemişti. Cebime attım, ara sıra çıkarıp okurum belki.  Giderken biri 10 aylık olan 3 çocuğuna göz kulak olmamı söyledi. Zaten onun için iyi ki buradaydım. Yoksa aynı evde böyle beleş beleş…
 Döndüğünde hastanede refakatçi kalıp kalamayacağımı sordu. İşte sevgili asalak kalacak yer bulmuştu. Sadece tamam deyip kabanımı giydim gittim. Bir hafta koğuş gibi bir odada; doğum yapan, yapmak üzere olan, daha yapmasına çok olan, yaptı yapacak olan 7 kadınla birlikte kaldım. Sandalye üzerinde uyumak, batikon çarpması ve götveren donumun aşırı dikkat çekmesi dışında bir şikayetim olmadı...

*( hastanedeyken tesadüfen arayıp moral olan kutup zencisi'ni ve bebeğe kıyafetle oyuncak yollayan ebru baranseli'ni unutmamalıyım. güzel şeylerdi bunlar. bi güzel şey daha oldu onu da başka bir yazıda anlatırım ) 

45 yorum:

  1. Tamamen yanlız olan var mıdır ki?
    Ah, kötü olmuş durumun. Evden de o kadar çabuk kovulmaz ki..

    YanıtlaSil
  2. siminya yalnız değilsin..okulum bitsin evlencem senle..sabret biraz..

    YanıtlaSil
  3. birisi sicarken evde tuvaletin kapaisini kapatmayan adam bilir yalnizligi demisti ama kimin dedigini animsamiyorum.

    YanıtlaSil
  4. uuuuuu uludum be yazıyı okurken ne biçim ağlattın beni sana ağlamadım kasma kendi yalnızlığımın resimlerine baktım ..varoluşsal yalnızlıkların hiçliğin deryasında balık olmuşum işim yok gücüm yok elim kolum yok dokunmak istediğim ne var sa tuz buz oluyor elsizliğimde param da yok Van'a bile gidemedim bu sebeple gidebilseydim hiç yalnız hissetmezdim oysa..hadi ben müzik dinleyeceğim ağlayacağım hoş ça kal

    YanıtlaSil
  5. yalnızlığın gerçektende çok ekmeğini yediler, bizde daha pay düşmedi.Çok yalnız kaldık ama yalnızlığın ekmeğin i yiyemedik

    YanıtlaSil
  6. belki onlarca kez dile getirildi ama yine getiricem sanırım sen neden bir kitap yazmıyorsun hayır sadece arka kapak yazına bile tav olup kitabı 1 günde hatmedecek binlerce insan çıkacaktır

    aman önüne gelen blogcu kitap çıkardı zaten gibi bir hissiyata kapılma dediğin gibi onlar önüne gelen blogcu :)

    sen siminya'sın...

    YanıtlaSil
  7. Siminya senin nazaman yüzün gülecek :/

    YanıtlaSil
  8. Bir çoğumuzun böyle kapı dışarı edildiği, yalnızlığı iliklerine kadar hissettiği zamanlar vardır Siminya.Ve öyle zamanlarda sana kucak acanlara duyacağın bir minnet duygusu vardır, bilir misin? Öyle beleş beleş almasa bile almıştır seni yanına. Almayabilirdi dersin ve minnet duyarsın. Ben böyle zamanlarımı anımsadığımda,en çok o alakasız insanlara duyduğum minnet duygusundan tiksinirim, en çok yabancılara muhtaç kalışıma ağlarım.

    YanıtlaSil
  9. hayat aslında yalnız olmayacak kadar güzel bişe..

    YanıtlaSil
  10. minnet etmemek için sokakta yatarım ben lan, minnet duygusu gibi insanın haysiyetini onurunu aşağılara düşüren bir ikinci şey daha yok, vardır elbette de şimdi aklıma gelmedi. ama soğuktu :/ sonuçta artık baya onursuz biriyim ben, kendime tüküreyim dur hele bi


    hala kitap diyor şu çocuk :9

    YanıtlaSil
  11. Yalnızlık... evet evet şuan geberene kadar yalnızım. yalnızlık benim.

    YanıtlaSil
  12. kitap konusunda bir şeyler yazmış mıydın yoksa blogta o.O sazan gibi oldum ama varsa bir link alabilir miyiz :/

    YanıtlaSil
  13. blogırlıktan yazarlığa bi kayma sezdim.insan kendini 1950 lerde ıssız bir banliyöde buluveriyor.bi don uğruna babanı kırma. o senin baban ennihayetinde :p

    YanıtlaSil
  14. geçen manisaya gittik otobüse pala bıyıklı esmer bir adam bindi aklıma sen geldin böyle adama dil çıkardım dalacam (çaktırmıyorum ona tabi)anneme dedim nerde pala bıyık görsem aklıma benim babayla siminin babası geliyo hepsinin ümüğünü sıkasım var falan diye anlatıyodum o ara baktım arkada hemşosuyla adam konuşmaya başladı bizde annemle kulak misafiri olduk ister istemez adam kızını evlendirmiş kızının olduğu yerde işi çıkmış bi uğrayaymım bakalım demiş benim kız napıyo diye bir bakmış kızı eli yüzü mosmor meğer kocası dövüyomuş bunu aldım kızı geldim eve tırnağını gösterirmiyim yavrumun birdaha diye anlatıyodu hemşosuna ama abi dedim o bıyıh oldu mu şimdi :))) bıyığına sıçiim ama afferin lan dedim içimden anam her bıyıklıyı benim babamla senin baba gibi sanıyorum iyi kafayı sırıyıp pala seri cinayetlerine başlamadım bu adamcağızda daha iyimser olmamı sağladı ;P

    YanıtlaSil
  15. Benim okurken içimden bir şeyler koptu. Ne olursa olsun, zamanla değişmesi gereken her şey değişeceğine yerinde sayıyor. Yalnızlığına sıkıca sarıl, ondan başka kimsen yok bu hayatta. O da seni terk ederse yaşamak için bir nedenin kalmaz.
    Her şey güzel olacak yalanına seni inandırabilmeyi çok isterdim...

    YanıtlaSil
  16. Yine döktürdün Siminya. Aslinda bizi en çok yalnizlastiran, en yakinlarimizin davranislari oluyor bazen sanki... Anne gibi.. baba gibi.. hiç beklemediklerimizden gelince darbeler!

    YanıtlaSil
  17. sende iyilik yapılmasını sevmezsin değil mi? iyiliklerden nefret edersin değil mi? kendin iyilik yaparsın da, sana iyilik yapılmasını sevmezsin diii mi?

    YanıtlaSil
  18. aslında ağlayıp şikayet ettiğim zannediliyor tamam ağlıyorum, o benim hobim de şikayet değil yazma nedenim. konuşmuş olmak için. ancak yazıya dökülünce bu çirkin hayatın eline yüzüne bakılabiliyor.

    yoksa biliyorum ki kimsenin hayatı güzel değil. dışardan bakınca mutlu görünmeseydik, bütün sıkıntılar açık seçik görünseydi düştüğümüz dehşetten birbirimize bakamazdık.

    mesela dün akşam üst kattaki adam yine karısını dövdü. geçen dövmesinde polisi aramıştım, blogumda yazdım. polisler geldiğinde saklanmışlardı. onlarda gitmişti. bu sefer ne yapacağımı bilemediğimden, sustum. şiddetin varacağı noktayı gözledim. çok şükür bu gecede öldürmedi.

    babasını yıllardır görmeyen arkadaşım jaska'nın bugün işteki son günü. istanbul'da işsiz ve parasız bir genç kadın daha.
    başka bir arkadaşım güvendiği biri tarafından dolandırıldı, beş parasız, dımdızlak oturuyor.

    kime değsen oluk oluk yalnızlık ve bir başınalık. yazıyorsam ben böyleyim sen şöylesin diye değil. olsa olsa ancak bak bende aynıyım olur, ama mıymıylık? şikayet?...asla!
    hele dur hele. intikamım acı olacak hepsinden. öpücem en narin yerlerinizden.

    kitapla ilgili birşey yazmadım O,gay. baskılar beni yıldıracak ahada lan kitap şapşiler diye geleceğim sanırım asfdasfd

    YanıtlaSil
  19. Ben senin hissettiklerini anlayabiliyorum ama senin bana hissettirdiğini kelimelere dökemiyorum acizim kızgınım biraz da kıskanıyorum seni..Ama sanki ben yazmışım gibi oluyor seni okuyunca aynı şeyleri yaşamadık yaşamıyoruz ama yaşasaydık ta senin gibi yazamazdım.Hissediyorum ben de .Ancak onu yapabiliyorum

    YanıtlaSil
  20. 2500 takipçiyle yalnızlık yazısı..
    bi biz ekmek yiyemedik yalnızlık mevzusundan..

    YanıtlaSil
  21. siminya ya nolur sanki daha sık yazsan hıı ?:/

    YanıtlaSil
  22. yalnızlıgından şikayet eden yalnızlar ve yalnızlığını seven yalnızlar kategorilendirilmeli bence. Bazen başkasının safına karıştık sanıyorlar... Ayrıca yalnızlık sevilmeli bence. En sonunda hep ona kalıyorsun çünkü.

    YanıtlaSil
  23. kimse kimseyi sevmezken, neden kimse kimseyi sevmez

    yazı da süper, aforizma da...

    YanıtlaSil
  24. Ya siminya senin yazılarında bir sihir var bence. İnsanı içine alan bir yanı var. Bu özelliğini çok seviyorum. Okurken kendimden çok şey buldum diyebilirim. Hemen hemen aynı hissiyattan mevcut bende. Yalnız insan huzursuzdur diyorsun ya çok doğru söylüyorsun canım, gerçekten.

    YanıtlaSil
  25. gel sen bize. bir tas sıcak çorba bulunur. evi yakma, su bastırma gerisi kolay..

    YanıtlaSil
  26. salak cocuğum siminya herşeyden önce merhaba. konu yalnızlık olunca kendimi bu konuda en uzman salak olarak görüyorum. nedenmi. şöyle diyeiblirim.ben tanıdıklarım arasındaki en yalnız insanım.zaten yalnız oldugum için hiç tanıdıgım yok hiç tanıdıgım olmadıgı içinde benle bu konuda yarısacak birisinin oldugunuda bilmiyorum.neyse salakca kıonustum.buraya yazmamın iki nedeni oluyor.ya canım bişiye cok sıkılmıstır ondan gelıyorum.yada işte digerini bulamadım şimdi.ama iki şey olması gerekıyor gıbı düşündüm bir an.neyse salak cocuk. cidden yalnız kalmak istemiyorsan istanbula gel:D sana boktan hayatımdan bir kesit sunuyim sonra geri dön ve bak bakalım bir daha yalnızlık hakkında bir yazı yazabilecekmisin:)... şaka şaka.ben yalnız falan degılım .zaten kendım sectım oyleysede.herkesin tek basına öldügü bir hayatta ben yalnız degılım dıyen adama götümle gülerim.neyse işte niye yazdım oraya gelelım:).bir defa sen tanımadıgım insanlar içinde bana en güzel salak gibi gelen insansın.düşün artık tanımadıgım insan sayısı bu dünyada 4-5 mılyar falan.anla yanı. neyse bre salak siminya benım bir insana güzel bişi yazma tarzım böyleymıs iste demek ondan yalnızım.kafam bok gibi buı gün bok gibi bir gün içinde kendimi bu saatte buraya attım. gerci bir anda sanada sinirlendim.insan en cok böyle seyler konsutugu insandan nefret ediyor.çünkü kendini olduğun gibi gösterdikten sonra artık kendını nekadar yukardanda göstersen senin ne bok oldugunu bilen birine karşı içinde bir nefret oluyor.neyse bok dedım aklıma ne geldı.bugun bokumu yaparken bir anda aklıma bir gari,p ilişki geldi bokla katil olmak arasında. eğer öldürme işinde manyaklıga baglayıp seri katil olduysan işledigin cinayetleri profesyonelce ortadan kaldırıyorsun.kimse anlamasın diye yaptıgın bu temizleme ile tuvalette sıçtıktan sonra yaptıgın temızlikte bir benzerlik oldugunu düşünüyorum.ikisindede aynı gerilim var.durmadan dönüp dönüp bakıyorsun bişi kaldımı diye:)...neyse işte yazınca aslında okadarda bir bağlantı olmadıgını anladım.bir bok buldum diye sevinmiştim oysaki.şimdi bukadar yazdım göndermesemde olmayacagından göndercem bu yazdıklarımı.bakalım buraya kadar okudunmu.okuduysan okudum de.eğer başka bişi yazarsan yada hiç bişi yazmassan buda demektirki okumamıssın.eğer öyleyse ozaman ağzına sıcıyım .degilsede sıçmıyım.hatta sıçmamakla kalmayıp çilekli vivident veriyim sana.ama okumadıysan sıçmakla kalmayıp birde ağzında bokum varken bokumun üstüne işiyim.parça parça olsun dağılsın ağzında falan.işallah okursunda olmaz öyle şeyler.durduk yere başıma iş açtım.

    YanıtlaSil
  27. asıl umut sarıkaya'nın ne ekmeğini yedik be

    YanıtlaSil
  28. ne biçim yazıyosun be. okumak da koydu. göt olmuş gibi bön bön ekrana bakıyorum. gülecektik, kusana kadar, kakara kikiri hazırlamıştık fon müziği ile kahkaha efektlerini. çok pis kelek attın şimdi oldu mu böyle...

    YanıtlaSil
  29. Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı
    Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım
    Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya
    Manzaraysa ayrılığa sıfır
    İşte her şey hazır
    Acılarımla iki lafın belini kırdık
    Yokluğunda bir kuş sütü eksik
    Yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik..

    siminya varya duygularıma tercüman oldun cansın

    YanıtlaSil
  30. İlk yazdığın gün okudum. Geldim şimdi bida okudum hala yazacak diyecek bir şeyim yok...

    YanıtlaSil
  31. yeni fark ettim blogunu ne yazık ki.
    okuması keyifli eline sağlık ve beyninin kıvrımlarına :)
    bi çok kez söylenmiş bana da aynı hissi verdi /ben yazıyormuşum gibi sanki/
    ama her zaman sen kadar eğlenceli montajlayamıyorum sanırım kelimeleri :)
    alkışlar ve ıslık efektleri...

    YanıtlaSil
  32. Yalnızlık zor şey arkadaşlar..

    YanıtlaSil
  33. of lanet olsun sana, çok iyi yazıyosun.
    kendimden mesleğimden varlığımdan tiksindim. yalnızım, kıskancım, öpüyorum.

    YanıtlaSil
  34. hadi bea! dalga geçme olum benle, üzülüyorum :((((

    YanıtlaSil
  35. peki tam yaziyi okurken telefonun calmasi ve arayanin opet musteri hizmetleri olmasi.

    YanıtlaSil
  36. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  37. Bloğunuzda birden çok güzel paylaşımlar var.Bu paylaşımlarınız için teşekkür eder ve Galvaniz çöp konteyner olarak başarılarınızın devamını dileriz.

    YanıtlaSil
  38. Just another false alarm

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...