Annem ve yengelerim
geceden evrile çevrile dövülüp sabah
olanları, neden dayak yediklerini muhakkak birbirlerine anlatıyorlardı.
Dayak yemek istenilen bir şey değildi emme, yapacak bir şeyde yoktu. Çünkü bir torba çel çocukla baba evine gitmek görülmüş duyulmuş şey değil. Eskiden okumak olaydı şimdi hanım hatun olduydular. Vereceklerdi kocaya bir tomar maaş bak bakalım o zaman kaldırıyo muydu elini. Hem kadınında kabahati vardı yok muydu? Koca dediğin zaten dürzü,ona sebep mi lazım?
Yıllardır kahramanlarına bizzat eşlik ettiğim, yer yer başrolü kaptığım hikayeler bunlar. Belki bunca sene bunları yaşadıktan sonra erkeğin efendiliğine, kadının suskunluğuna, çocukların ürkekliğine alışmış olmam beklenebilir. Ama yok her tekrarında yeni yaşıyor muşum gibi geliyor. Tarihin en eski hikayesi olduğu halde her anlatılışında aynı soğuk etkiyi yaymaya devam eden ölüm gibi.
Kızıyorum. Dayağın üstün tarafın konuşma stili olmasına kızıyorum. Havada uçan kazlara bile türkü yazabilen, evcil hayvanlarını çıkarttıkları seslerle ikna edebilen adamların sıra eşleri ve çocuklarına gelince beş parmaktan, inen tepikten başka iletişim şeklini becerememesine öfkeleniyorum. Tam öfkenin hapishanede olan kadınları çok iyi anlama seviyesine kadar yükseliyorum ki hoop kadın kahkahaları beni yükseldiğim yerden indiriyor. Amcamın ortanca eşi eline bir tencere arkası almış, yardırıyor:
-Dane dane benleri var yüzünde yüzünde, can alıcı bahışları gözünde gözünde gözünde.
Az önce ağlaşan mağdur kadınlar gemici düğümü gibi
düğümlenmiş varislerinin ancak çiftetelli oynadıkça açılacağını söyleyen
doktorun dediğini yapıyor, sallıyorlar göbeciklerini, kırıyorlar gerdanlarını. “keşke
olaydıda döveydi” demeye bayılan halamda katılıyor aralarına.
Bir vakitler, bu dengesiz yaşantının sadece benim çevremde olduğunu sanırdım, ta ki; sabah-öğle-akşam her yayın saatini kuşatmış kadın proğramlarını görene kadar.
Bu proğramların nevalesi insanları şimdi daha iyi hissediyorum; umutsuz ev kadını seyircileri, yüzü kağıt maskeli elemanları, halay ekibini, basma etekli, 6 bebekli, yüzü kezzaplı kadını, "haydi" dendiğinde sahneye fırlayan türkücü Nebahat Çiftetelli'yi, bas bas bağıran, hem gülen, hem ağlayan dengesiz kadın sunucuyu. Hepsini hepsini yakından tanıyorum.
Bütün bu tarifsiz alametlerin nedeni, ya dayak mutluluk hormonu salgılatıyor, çünkü dayak yemeden geçirdikleri 3-5 saat onlar için bir kazanç. İmkansızlıklar nasıl yeni keşiflere kapı açıyorsa, dayak yiyen kadınlar küçük şeylerden mutlu, komik, umut dolu insanlar oluyorlar.
Yada bu ülkede ki insanların 3 te 2 si manik. Şiddetle büyüdükleri evden şiddet olan başka eve gidiyorlar. Dayak atmayan, dayak yemeyen, dayak görmeyen yok. Kanıksıyor, benimsiyor, aksini düşünemez hale geliyorlar. Bilmiyorlar ki bu arada ruhları hastalanmış. Neyse boşver hadi gidelim Esra Ceyhan'la şıngır mıngır'a
Banada çok neşeli olduğum söyleniyor, hayatımı kakarayla, makarayla geçirdiğim düşünülüyor. Çünkü ben burada keyfim gıcırcılık oynamaya çalışıyorum, mağduriyet hikayesi yazmak ve okumak kimse için yeni birşey değil, benim mağduriyetimin seninkinden bir farkı yok. Zaten kendimi şu yukarda ki anlattıklarımın dışında tutmuyorum.
Bu hastalıklı toplumu bir insan olarak düşünürsek ben onun işaret parmaklarıyım. Klavyeye basan, işaret eden parmakları. Bu kadar enerji doluysam, gülümsüyorsam, güldürüyorsam bu benim allahın hastası, şizofreni, bölünmüş kişiliği olmadığımı göstermez. Belkide tam bunlara işaret eder.
Dayak yemek istenilen bir şey değildi emme, yapacak bir şeyde yoktu. Çünkü bir torba çel çocukla baba evine gitmek görülmüş duyulmuş şey değil. Eskiden okumak olaydı şimdi hanım hatun olduydular. Vereceklerdi kocaya bir tomar maaş bak bakalım o zaman kaldırıyo muydu elini. Hem kadınında kabahati vardı yok muydu? Koca dediğin zaten dürzü,ona sebep mi lazım?
Pilavı susuz pişirdin
diye de döver, sulu pişirdin diye de. Bulgurdan pilav pişirsen neden pirinç yapmadın diye parlar,
pirinçten yapsan neden bulgur yapmadın diye. Hadi bir ters cevap ver. Hadi bir manalı
manalı bak. Valla Allah yarattı demez şakağana indirirler sumsayı.
Yıllardır kahramanlarına bizzat eşlik ettiğim, yer yer başrolü kaptığım hikayeler bunlar. Belki bunca sene bunları yaşadıktan sonra erkeğin efendiliğine, kadının suskunluğuna, çocukların ürkekliğine alışmış olmam beklenebilir. Ama yok her tekrarında yeni yaşıyor muşum gibi geliyor. Tarihin en eski hikayesi olduğu halde her anlatılışında aynı soğuk etkiyi yaymaya devam eden ölüm gibi.
Kızıyorum. Dayağın üstün tarafın konuşma stili olmasına kızıyorum. Havada uçan kazlara bile türkü yazabilen, evcil hayvanlarını çıkarttıkları seslerle ikna edebilen adamların sıra eşleri ve çocuklarına gelince beş parmaktan, inen tepikten başka iletişim şeklini becerememesine öfkeleniyorum. Tam öfkenin hapishanede olan kadınları çok iyi anlama seviyesine kadar yükseliyorum ki hoop kadın kahkahaları beni yükseldiğim yerden indiriyor. Amcamın ortanca eşi eline bir tencere arkası almış, yardırıyor:
-Dane dane benleri var yüzünde yüzünde, can alıcı bahışları gözünde gözünde gözünde.
Bir vakitler, bu dengesiz yaşantının sadece benim çevremde olduğunu sanırdım, ta ki; sabah-öğle-akşam her yayın saatini kuşatmış kadın proğramlarını görene kadar.
Bu proğramların nevalesi insanları şimdi daha iyi hissediyorum; umutsuz ev kadını seyircileri, yüzü kağıt maskeli elemanları, halay ekibini, basma etekli, 6 bebekli, yüzü kezzaplı kadını, "haydi" dendiğinde sahneye fırlayan türkücü Nebahat Çiftetelli'yi, bas bas bağıran, hem gülen, hem ağlayan dengesiz kadın sunucuyu. Hepsini hepsini yakından tanıyorum.
Bütün bu tarifsiz alametlerin nedeni, ya dayak mutluluk hormonu salgılatıyor, çünkü dayak yemeden geçirdikleri 3-5 saat onlar için bir kazanç. İmkansızlıklar nasıl yeni keşiflere kapı açıyorsa, dayak yiyen kadınlar küçük şeylerden mutlu, komik, umut dolu insanlar oluyorlar.
Yada bu ülkede ki insanların 3 te 2 si manik. Şiddetle büyüdükleri evden şiddet olan başka eve gidiyorlar. Dayak atmayan, dayak yemeyen, dayak görmeyen yok. Kanıksıyor, benimsiyor, aksini düşünemez hale geliyorlar. Bilmiyorlar ki bu arada ruhları hastalanmış. Neyse boşver hadi gidelim Esra Ceyhan'la şıngır mıngır'a
Banada çok neşeli olduğum söyleniyor, hayatımı kakarayla, makarayla geçirdiğim düşünülüyor. Çünkü ben burada keyfim gıcırcılık oynamaya çalışıyorum, mağduriyet hikayesi yazmak ve okumak kimse için yeni birşey değil, benim mağduriyetimin seninkinden bir farkı yok. Zaten kendimi şu yukarda ki anlattıklarımın dışında tutmuyorum.
Bu hastalıklı toplumu bir insan olarak düşünürsek ben onun işaret parmaklarıyım. Klavyeye basan, işaret eden parmakları. Bu kadar enerji doluysam, gülümsüyorsam, güldürüyorsam bu benim allahın hastası, şizofreni, bölünmüş kişiliği olmadığımı göstermez. Belkide tam bunlara işaret eder.
siminyacım çok önemli bir konuya değinmişsin,ben de anlam veremiyorum bu "kocam hem sever hem döver","kocanın vurduğu yerde gül biter" diye diye toplum bu hale geldi ailede başlıyor herşey ama sonuçta bu yaşadıklarından yola çıkarak kendi doğrusunu buluyor insan.Ne diyelim allah iyilerle karşılaştırsın.Senin iyi bir aile kuracağına eminim bu kadar içten,iyi niyetli olduğun çok belli oluyor yazdıklarından.İnşallh şansında iyi olur canım.
YanıtlaSilSanem seni çok merak ediyorum, bloğun yok mu ?
YanıtlaSilkadını suya gitmeden önce dövecenki testiyi kırmasın testiyi kırdıktan sonra dövsen ne olru kı?
YanıtlaSil-niye dövdün karını
-sanane
...
-konuştu
-konuşmamamış ama
-konuşacaktı
Herşey yolundadır umarım siminya
YanıtlaSilArat
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilsen evlilik içinde dayaktan bahsediosun hepimiz ofkelenip ah vah dioruz ama bi de sevgili dayagi yiyip agzi yuzu parcalananlar var i.e ben gibi :(
YanıtlaSilerkek cinsinin adem genetiginde bi problem var bence !
ayh cok sinirlendim su an ozur :(
kisses
teşekürler arat, yolunda sayılır, sadece bazen hasta olduğunu, bir psikoloğa gitmen gerektiğini düşünürsün ve bunların nedeni ne olabilir ki diye kurcalarsın ya işte öyle birşeyler oldu tşk.
YanıtlaSillolla. çok üzücü sakin ol.. dayağın yeri, mekanı, kişisi yok, güya cennette bile varmış ya demekki ya seveceksin ya seveceksin- ki ben artık aldırmıyorum
Yani ne demek istedin şimdi ? dayak mı istiyon !
YanıtlaSilSen bunları düşünmeyi bırakta bir an evvel kitabını yazmaya başla, kendine iyi davran.
YanıtlaSilarat
Ah siminya kalbimi yaraladın :(
YanıtlaSilmazoşizm diye bişey var ya.. özellikle kadınlarda daha sık görülüyor.. ama bunun farkında bile değillerdir ... erkeklere gelince iğreniyorum hepsinden... özellikle kadını döven erkeklerden... çok güçlüsünüz değil mi? gün içinde yerle yeksan edilmiş egonuzu ancak böyle tatmin ediyosunuz... zavallılar sürüsü
YanıtlaSilhayir efenim ya sikeceksin ya sikiceksin sikilmeden :s
YanıtlaSilayh ozur kufrettim silebilirsin tabii ki .)
mmuuccks
Bence, dayak atan erkek yoktur, dayak yiyen kadın vardır..
YanıtlaSilKimse kusura bakmasın ama erkeğe bu cüret verilmemeli..
Haa, ayrıca ülkede hak hukuk var.. Dövüyorsa darp ediyorsa sevgilin, heen savcılığa verirsin.. görürsün bakalım bir daha 3 km yaklaşabiliyormu..
dayak atan adamın cezası hakim kararıyla dayak olmalı şöyle eşşek sudan gelinceye kadar kırbaçlanmalı, kazıklanmalı o zmaan anlasın bu ağlanacak haşline gülen kadınların psikolojisini. siminya sadece sen değil hepimiz psikolojik sorunluyuz bunun en bariz örnekleri diziler, varmısın yokmusun, sabah sabah seda sayan, başbakan, gazete ana sayfaları,cinsel açlık vs. diye sıralanabilir
YanıtlaSiltoplumsal konulara senn gözünden bakmak ayrı bişey.. Hem yaşamak.. HEm yaşadığı şeylerin acısnı hiç tatmamiş gibi anlatabilmek.. her yiğidin harcı değil be siminya.. Helal olsun sana...
YanıtlaSilKadın dayak yediğinde bile erkeğinin kendisini düşündüğünü,sevdiğini,kıskandığını düşünüyor niye mi ?
YanıtlaSilBabasından dayak yiyen kadın ,bu zorbalığa malesef küçük yaşta alışmış.Babası onu döverken,"şimdi seni dövüyorum ama ilerde neden dövdüğümü anladığında bana hak vereceksin "diyor .Ve maalesef kadınlarımız kocalarının hatta sevgililerinin bu hayvanlıklarına normalmiş gibi bakıyorlar.:((
Büyük konuşmayayım ama herhalde bana kalkan o eli şeriat usulü satırla keserim.
Dijital sevgi kelebeği'nin yorum şaşırtıcı hımm..Dayak atan erkek yokmuşmuş... erkekleri savunmanın bu kadar hipnozunu görmemiştim.Bu verilen bişey değildir güç kimdeyse zayıfı ezer, anotomik bir gerçek, yaratılış gerçeği.
YanıtlaSilSavcılığa vermek mi ? polislerin aile içine karışmadığını, kadını "keşke dayak yesem otursaydım bu aşağılamalara maruz kalmasaydım" diye düşündürecek bin tane hukuksal ızdırabı yaşadıklarını bilmiyor musunuz ?
Bizim ülkemizde tanıklık ve şikayet ekstra bir cesaret gerektirir zaten o cesaret bir kadında olsa bunlar olmazdı. Kadına cesaret verecek bir büyütme tarzıda bu ülkeye henüz gelmedi...
@Matmazel-suzi
YanıtlaSilLafı bana dokundurmuşsun ama hadi söyleyim..
Şimdi, dayak atan erkeğin seçimini dijital kelebek yapmıyor sanırım.. O kadın seçiyor o adamı..
ikinci konu:
Dayak atacak adamın emareleri vardır. Kıskançlık, takip etmek, arkadaşlarla ilşki kestirmek v.s gibi.. O kadar emareden sonra evlenirsen, beraber olursan bile bile lades dersin..
Ama bir onurun gururun varsa, adam gibi, öleceğini de bilsen hukuk a sığınırsın.. Hukuk biraz yavaş kalabilir ancak artık mahkemeler ve kanunlar eskisi gibi değil.
Şimdi benim soylediklerim madem doğru değil.. sen aksine şunu soyluyorsun.. Dayağı ye, ve otur kıçının üstüne.. Bravo yani..
ya hepimiz biliyoruz ki böyle erkeklerden sürüyle var. deniliyor ki kadınlar bu cüreti vermesin tamam bence de dik dursunlar ama kadının zaten toplumumzda asla bir birey olarak değeri yok. e sen şimdi mesleği olmayan, çocuklarından ayrılmak istemeyen ve dayak yediği için boşanması sebebiyle kendi ailesinden de dayak yiyen hor görülen bir kadın ol bakalım mecburen yaşamaya çalışıyormusun...
YanıtlaSilVallahi ne diyeyim, son yorumumu yapıyorum..
YanıtlaSilBir erkek olarak sanırım sizden daha fazla önemsedim sizi..
Benim yorumumu beğenmemekte özgürsünüz de o zaman siz bir çare bulun bakalım..
Sizin boyle , dayağımı yerim, kıçımın üstüne otururum duruşunuz beni çok üzdü..
Ben başka söyleyecek bişey bulamıyorum..
Eğer birgün bir bloğu ödüllendirmem gerekirse, sonsuz cesaret ödülü verecek olursam, beni güldürüken ağlatan blog yarışması açarsam, bir çırpıda sususluktan ölmüşken bir bardak suyu nasıl içer gibi okunan blog seçersem inan bu sen olursun, diyecek bişey bulamıyorum. sen hayal misin gerçek mi?
YanıtlaSilyok öyle adam seçme olayı, bu memleketin 4/3 ünde hala görücü usulü var birileri sizi, başta çok iyi görünen birileriyle kertiyor, evlenince ne menem bir herif olduğunu anlıyorsun ama eve dönsen burun kıvıracaklar,niye geldin diyecekler, kaşık düşmanı diyecekler, adi şerefsiz koca müsveddesi seni tehdit edecek, erkekler işte böyle "dayak yemeseydi" diye anlamayacaklar, kadınlar kendi dertlerine düşmüş yüzüne bakmayacaklar..daha birde bu işin çocuk kısmı var oraya hiç girmeyelim... hayat hiç kolay değil heleki kadınsan...
YanıtlaSildayağa karşı çıkmak ayrı, kadın olsunda yemesin demek ayrı beyefendi. bizi savunmayın lütfen, anca bu kadar oluyor savunularınız
Yukarda bir arkadaşın yazdığı bir anlamda doğru.
YanıtlaSilİnsanlar çiğ. Hemcinslerimizde çok çiğ. aldatılan kadın bir kez affeder ve kayıtsız kalırsa gerisi gelir. Tokadı yediği zaman orda kalırsa, gerisi gelir. Helede bunları yaşamasına rağmen hala o erkeğe ilgiliyse zaten herşeye müstehaktir...
Sadece dövüyorlarsa bu bir problem, eğer hem dövüyor hem de seviyorlarsa o zaman sorun yok Siminya. Bu yüzden manik depresifiz, gülerken ağlayabiliriz.
YanıtlaSilsiminyacım ebni merak edecek kadar değer verdiğin için sağoll:) malefes yok bloğum ben beceremem valaa elime yüzüme bulaştırırım aklıma bir cümle gelmio:) seni ve diğer blogger arkdadşalrı okumak yetio eğer bigün ola açarsam haber veririm canım,bu arada aklıma gelmişkene sitenin başındaki manken kızı bi yerden hatırlıyorum dergide görmüştüm bulursam sölicemmm:)
YanıtlaSilAilemde dayak görmedim, erkek arkadaşım beni 1den fazla olmak üzere dövdü.SEbepmi? Onu aldattım. Annem kadın sadece hırsızlık ya da ahlaksızlık yaparsa dövülür demişti.Bilmiyorum ama ben aldatılmış olsam çeker giderdim,dayak acizlik göstergesi. Ama adam hem seviyor hem dövüyor. Yaşayan biri olarak söyleyeyim dayak yemek fizikselin ötesinde psikolojik olarak sizi bitirmek amaçlı. O kadar aciz ve bağımlısınız ki terk edemezsiniz.
YanıtlaSilben kızlardan dayak yemekten korkuyorum açıkçası.. :D.. biri bi gün fena depicek de du bakalım :D .. piskolojik harp maduru etmek daha elegan hem.. kas gücünün yarası geçici, dil yarası fln olayları hani :D
YanıtlaSil-böyle hafif yorumlar yazim dimi, stress-free, rahatlatıcı, agresyonsuz-
bana bıraktığın yarı-kallavi yorumun içün de teşekkürler bu arada..
"ben insan biriktiririm, insan çeşitleri."
YanıtlaSilİnsan biriktirmek nası güzel bir iştir varya ahey tadından yenmez. belki yiyebilecegin tek şey kendi kafan olabilir ama "without pain without sacrifice, we'd have nothing" yaneee. =)
"O kadar aciz ve bağımlısınız ki terk edemezsiniz." demiş adsız.
YanıtlaSilNeden aciz ve bağımlısınız?
Eşiniz bile değil,sevgiliniz.
Kusura bakmayın ama hem aldatıp hem dayağını yediğiniz sevgilinizin yanında halen kalıyorsanız,dijital sevgi kelebeği'ne katılmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.Bu durumda siz de sevgiliniz kadar suçlusunuz.
Bu kadar "acizliği ve bağımlılığı" anlayamıyorum.
eğitim şart klasiğiyle yaklaşınca çok sıkıcı oluyor, Allah tüm o erkeklerin belasını versin demekse daha sıkıcı.
YanıtlaSilkadınlardan eziyet gören erkeklerin sayısı az olduğu ve kadın yaratılıştan naif olduğu için acınan cins kadınlar oluyor. fakat bilemiyorum tamamen savunmasız ve çaresiz midir kadınlar??
ben bu durumda sadece psikopata bağlamış adamları ve gidecek hiçbir yeri olmadığı için o adamlarla yaşamak zorunda olan kadınları düşünüyorum. işte o adamların yatacak yeri olmayacak.
diğer erkeklere haddini bildirmenin bi sürü yolu var bence. yeter ki sadistin önde gideni olmayıp kafası bişeylere basabiliyor olsun.
aa unuttum, müzikler fevkaladenin fevkinde olmuş...
YanıtlaSilBLOG ÖDÜLLERİ SAHTEKARLIĞI ve BİR KÜFÜRBAZ
YanıtlaSil2009 BLOG ÖDÜLLERİ ADI ALTINDA YAPILACAK OLAN YARIŞMAYI (yarışma denilirse tabi) ANLAYABİLMEMİZ İÇİN 2008 DE DÖNEN ''DOLAPLARA''(!) BAKALIM.
ASLA KAZANAMAYACAĞINIZ ve NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN BİR YARIŞMAYA KATILARAK, BİRİLERİNİN SİZİ SÖMÜRMESİNE İZİN VERMEYİN. GEÇEN YIL YAPILAN YARIŞMADA KİM NE KADAR OY ALDIĞINI BİLE ÖĞRENEMEMİŞTİ.
TÜRK BLOG YAZARLARI sitesinden bir sahtekarlığı ortaya çıkarttığım için kovuldum. Çok memnunum orası ayrı tabi.
2009 Blog ödülleri adı altında yapılan sahtekarlığın ve küfürbaz wolkancanın hakkındaki yazılar için ;
http://cemologyonuncukoy1.blogspot.com/2009/02/2009-blog-odulleri.html
Hepimiz hayat içinde hatalar yapabiliyoruz. Önemli olan, hatanın her anından tekrar tekrar özür değil, gerçek bir pişmanlıktır. Hata bizlere mahsus, ama ders alırsak. Yeterince açık sanırım.
YanıtlaSilÖdüllendirildiniz efendim. Kutluyor ve bekliyoruz. Hadi bakalım.
YanıtlaSilgel senle biz vampir olak simimya, sonsuza dek genç, takılır gideriz böyle insani ve tiksindirici olaylardan. ne dersin:))
YanıtlaSilbazen kelime bulamıyorum karşında:(
YanıtlaSilsiminya en önemli farkımız bu sanırım. ben geçmişi gömmeye çalışıyorum , sen geçmişe gömülüyorsun. Niçin bize acı veren şeyleri yanımızda taşırız ki hep. Sevgilisinden veya eşinden dayak yiyen kadınlar misali. Çaresizlik mi, sevgiyi boyuneğme sandığımız için mi yoksa böyle öğrendiğimiz için mi? Yoksa sistem mi bunu dayatır bize?
YanıtlaSilNe sevgililerimi ne karımı dövdüm hatta bir kadına tokat atmışlığım bile yoktur. Ama bazı kadınlar için daha değerli oluyorsunuz. Bu bir gerçek toplumdan aykırı olmanın bi alemi yok abicim. Kadın ona iyi davranan, ilgi gösteren, sevdiğini belli eden bi adamdan sıkılıyor nedense, belkide hastalıklı toplumun ona öğrettiği doğru budur. Bu toplumda kadınların çoğunluğu böyle. Birakınız size nasıl davranılması istiyorsanız öyle davranın yalanlarını, kadın nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranılması en sağlıklısı. Belki sevgiliniz aldatılmak istiyor, acı çekmek, dayak yemek, umursanmamak istiyor. Söylediklerim saçma gelebilir bazılarınıza. O zaman diyebilirim ki siz normalsiniz. Bir de diğer boyutu var bu işin. Belki o kadın dayak yediği için mutlu. Kocasıyla bir sevgi nefret ilişkisi kurmuş bununla mutlu oluyor. Bırakınız kadın belki aldatılmak ve hep ona dönülen kadın olmaktan mutlu. Kendi doğrularımızı dayatmayalım diyorum kısacası. Herkesin doğrusu kendine en doğru :)
YanıtlaSilJones: sevgilim dediğim adamla evleneceğiz. Dayak nasıl yersiniz gibi klişe cümleleri bii yana bırakalım artık, hayatın acı gerçeği, önceden sorsanız böyle bir şeyin başıma geleceğini hayal bile edemezdim, dayaktan daha beter şeyler var, izi kalan bir insanı aldatmak, kandırmak gibi. 2miz de hatalarımıza sünger çektik. İstemediğimiz şeyler yaşadık önemli olan tekrar yaşanmaması.
YanıtlaSilAldatma durumunda terk etmeli, terk edemediği için dövdü beni, kendince cezalandırmak istedi. yoksa onu aldatan kadınla nasıl beraber olabilirdi, böylelikle kendince vicdanın rahatlatıyordu. İlk başta çok korktum, beni aciz hissettirdi. Garip gelebilir ama korku duygusunu kullanmak insan psi.de çok etkili. Sonra ne oldu biliyor musunuz. Elinden dövmekten başka bir cezalandırma yöntemi gelmediği için bunu yaptığını anladım. 3.de hiç korkmadım. O kadar güçlü hissettim ki beni istediğin kadar döv korkutamöazsın dedim. Ve gerçekten dayağın beni değiştirmediğini işe yaramadığını kavradı ve bıraktı. Evet sevgi-nefret ilişkisi var.
YanıtlaSilDayak bildiklerimiz ve fark ettiklerimiz.
YanıtlaSilAsıl dille dövülenler.
Değersizlik ve önemsenmemişlik duygularıyla yaşamak ne kadar zor.
Fiziksel yaraları bir şekilde tedavi ediliyor. İnsan gördüğüne kolayca dokunuyor. Ama için yenidünya meyvesi gibi taş taş olmuşsa.. Taşlara hergün bir yenisi ekleniyor..
Herkes hakettiği yerde durur emin olun.
YanıtlaSilYorum yaparken bile, dayağa karşı gelirsek şöyle dışlanırız, böyle dışlanırız, şunlar gelir başımıza diyor memleketimin hanımları. Karşıdan karşıya geçmeye korkanı tamam araba çarpmaz ama , karşıyada geçemez.
Üzgünüm ama kadına uygulanan şiddet sorunun çözümünde erkeğin yapabileceği hiç bir şey yok.
Kocamdır döver diyip susan boyun eğen milyonlarca kadın yaşıyor bu ülkede belki anneniz,belki kardeşiin,komuşunuz etrafınızda gördüğünüz her 10 kodından 6 sı dayak yiyor ve son yapılan araştırmalara göre en çok da eğitimli kadınla yiyor dayağını ve ne acıdır ki bunu söyleye bilecek gücü bile bulamıyor kendinde Ve bundan da şu anlaşılıyor ki dayağın eğitimle eğitimsizlikle direk bir bağlantısı yok ve konuştukça tepki verdikçe şiddetin dozu ve sıklığı artıyor.Ve kadın susuyor başka delilerin kahrını çekmektense kendi delilerinin kahrını çekmek kolay geliyor....
YanıtlaSilMazo bu kadınlar yaa :D Dayak yemekten mutlu olmak da ne ki abicim?! Haha
YanıtlaSilSimi bu arada lafımı ne kadar dikkate alırsın bilmem ama üzme kendini emi. Header ve müziğine de bayıldım.
YanıtlaSilbu arada blogunda çalan uninvited şarkısı benim favorilerimdendi.. 1000 yıldır dinlememiştim.. çok güzel geldi şimdi girince sayfana :) hemen bende bulucam
YanıtlaSilSiddet siddettir, sozle hakaret ve tehdit de siddet, dayak da siddet...
YanıtlaSil-
koca dayagi, sevgili dayagi, baba dayagi, ogretmen dayagi.. her yerde dayak var ve her an magdur olabiliriz, universite mezunu koskoca bir kadin bile olsan, yine univ, mezunu sozumona aydin babandan dayak yemeye devam edebilirsin,
cesur olmak ve sayginligi kaybetmemek gerek. Dayakci dayak atmak icin neden bulmakta hic zorlanmaz,. o nedenle bir gun dayagin bitecegini dusunmek yanlis, o da bir aliskanlik gibi, dovmeye ve dovulmeye alismis ruhlar uslanmaz, en iyisi yollari ayirmaktir. Dayakcinin mali-kolesi olmadigini, yetiskin bir birey oldugunu gostermen gerek. Aksi takdirde sonmus hayatlara maloluyor.
Olaya kendi inimden baktığım için bana pek çok nasihat imkansız geliyor.
YanıtlaSilMesela annem, babamı terkedip gittiğinde babam onu gittiği yerden saçlarından sürükleyerek getirdi. Onun gözünü öyle bir korkuttu ki (ceviz sopası, elbiselerinin yakılması, saçlarınınn kesilmesi) bırak yasal ifadeyi bize bile rol yaptı, yalanlar söyledi. Bazen karda kışta kapının önüne bile kondu ama yine gitmedi, gidemedi....
Bazen insanlar dört koldan sıkıştırılır, seçeneksiz bırakılırlar, kime gitseler anlaşılmazlar, onları anlamak zorundayız, yedikleri dayağa rağmen o hayatı yaşıyorlarsa bu noktada yapacak birşeyimiz yok, onunda yok.
Ama şimdi biz gençlerin şansı daha çok şiddete karşı koyabiliriz, yasal haklarımızın farkındayız, birlikte olacağımız kişileri daha iyi seçebiliyoruz, şanslıyız.
Erkeklerin düşüncesini anlıyorum. Kadınların kendilerini ezdirmelerini istemiyorlar, ses çıkarmalarını dayak yemeyi sevmiyorlarsa karşı koymalarını istiyorlar, eh haklılar. Ama dayak seven var, dayağı basit gören artık canı acımayanlar var bundan eminiz.
SEVGİLİSİNDEN DAYAK YİYEN ADSIZ.. anlattıkların çok üzücü ve karmaşık, hele artık dayak yemekten etkilenmemen, dayağın seni güçlendirmesi çok tanıdık geldi bana belkide tüm "rağmenlerin" açıklaması bu.
müzikleri beğenmenize sevindim
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSiminciğim, ya bu sözleri duydukça, yapılan yorumları okudukça, yakındaki evlilik düşüncelerim nedeniyle, "acaba" sorusu geçmiyor değil aklımdan.
YanıtlaSilAma ben evimde dayağı görmediğim için, sanırım buna katlanmam. Bir tokata dahi tahammül edemem.
Ancak yine de, korkmayan gözümü korkutmuyor değil, bu sözleri ne zaman duysam, içim cız ediyor.
Hayat böyle bir şey işte, deneyip göreceğiz. Kavun gibi koklayıp alınmıyor pazardan malesef.
Bu arada, "kadınlara da çok sorumluluk düşüyor" diye beylik laflardan birini söylemeden geçemeyeceğim. Bizler, yani günümüz eğitimli veya tv eğitimli kadınlar olarak, çocuklarımızı bu konuda duyarlı yetiştirmeliyiz ki, gelecek nesiller de aynı şiddet ve baskı ortamı ile karşılaşmasınlar. Karşılaştıklarında da, yapmaları gerekeni yapabilme cesaretini bulabilsinler.
Umarım gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakabiliriz. :)
Öpüyorum Siminciğim... :)))
ne müziği??
YanıtlaSilSiminya bana kendimi yalnız hissettirmedin, beni anladığını düşünüyorum. Sanırım mesele kendine saygını kaybetmemek.Dayağı kesinlikle savunmuyorum ama 5 yıl bana çiçek gibi davranan adam 6. yıl niye dayak attı. kendime ve ona saygımı kaybettim, aldattım.kişiliğimi benlğimi kaybettim, yanlış insanlarla karşılaştım yine beni o kurtardı.
YanıtlaSilBazen vicdan azabı duyup uyuyamadığını söyler, hala kızgınlık var içimde ona karşı, ama ona yarattığım güvensizliğin tamiri çok zor. ota boka döven de var. yaptığı yanlıştı öfkesini kontrol edemedi ama ne kadar kötü yaptığını anladı.şimdi canımızı acıtsa da eskiye sünger çektik, birbirimize yeniden inanmaya başladık galiba başaracağız.
burda başına gelmeden yorum yapanlara da çok kızıyorum başınıza gelmeden bilemezsiniz.
çok uzun bir yorum yaptıum ama sonra vaz geçtim a.q
YanıtlaSilşiddete her zaman varım diyen birisiyimdir ama hiç bir kadına el kaldırmadım. kadına el kaldıran çok arkadaşım var -bunlar üniversitede okuyan çiftler- erkeklerin alayı diğer erkekler tarafından arkadaş ortamında ezilen kişiler ve büyük sorunlar yaşayan kişiler -hepsinin böyle olması belki de tesadüftür- fakat dayak yediği halde ses çıkartmayan sözde aydınım diye gezinen genç kızlarda var. eee onlar evli değil çoluğu çocuğu yok yıkılacak bir yuvası yok neden dayak yemeye evet diyor? eğer ben bu adamı seviyorum sevdiğim için hala ona katlanıyorum diyorsa sikeyim öyle aşkın ızdırabını.
kadına el kalkması aile içi şiddet. bunun bütün sorumlusu hem kadınlar hem erkekler. sadece tek tarafa yüklenmek hata olur diye düşünüyorum.
Siminciğim, o kadar parayı soyadımı yazasın diye mi verdim..? Blogumun adını yazasın diye verdim ben o TL'leri... :PpP
YanıtlaSilolay tamamen sosyo ekonomiktir...
YanıtlaSil"power is the money, money is the power" dır yani...
eğitim de şarttır... eğitimden ne anlaşıldığı da önemli tabi...
Üniversite mezunu olanların içinde dayak atma oranı epey bir yüksek. Her yerde bu yazıyor..
YanıtlaSilArada tek tük karısından dayak yiyen erkekler de çıkıyorlar..
Kadın narin,güçsüz bir varlık. Dövmek marifet mi? :(( Kadına kalkan eller kırılsın inşallah, ne diyeyim..
Siminyam, yazan ellerine sağlık ..
http://www.sosyomat.com/etiket/ger%C3%A7ek-hayatta-korkak-ve-sessiz-olan-kad%C4%B1nlar%C4%B1n-internette-feminist-ve-%C5%9Fuh-tak%C4%B1lmalar%C4%B1
YanıtlaSilBu coook güzel
Hak verilmez alınır mı desek?
YanıtlaSilYaşadığımız ülkenin göçebe kültüründen kurtulamamış insanından mı bahsetsek? Özgürlüklerinden vazgeçip tüm kişisel ve yaşamsal haklarını bir şeyhe ya da lidere devretmeyi de özgürlükmüş gibi gösterenlerden mi bahsetsek?
Bu ülke bir sorunlar yumağı, hepsini teker teker çözme ihtimali elbette yok. Ama temel sorunlar yakalanabilirse belki yumağı çözmek daha kolay olabilir...
Saygılar...
ulan bende diyorum benim karı niye mutsuz. akşama bir tepikleyeyim kendisini de, kendisine gelsin.
YanıtlaSilşiddet olayını yaşamayanların yorum yapmasını saçma buluyorum.yaşamayan hiç bir şey anlayamaz bu bir.
YanıtlaSilikincisi bir kadın erkeğine aşıksa aşkı o dayak yok etmez edemez.aşk acıyla beslenir.ve hep ikinci bir şans vermek ister düzeliceğine inanmak ister bu elinde olmadan görmek istediğini gördüğü istediği şeydir.
üçüncüsü, kadında piskoloji die bir şey kalmaz dahada güçsüzleşir ve mecbur hisseder bunun eğitimle kendi ayakları üstünde durmak ilgisi yoktur kesinlikle.
ben üniveristede okuyan biriyim çevremde okuyan okumuş maddi durumu çok iyi olan bir çok insan tanıyorum.ve bir çoğu sevgililerinden dayak yiyor.
dayak yiyeğinin aklı yokmu nasıl kalabiliyor adamın yanında hala? yada dayak atan nasıl atabiliyor? insanlık dışı bunlar... vb. laflar hiç birşeyi değiştirmez arkadaşlar. bizlere her iki insanın insan olamayı nasıl öğrenebileceği lazım bunları konuşun lütfen.
tüm yorumları sonuna kadar okudum... bende şiddete maruz kalanlardanım üni öğrencisiyim sevgilimden ilk tokatı yediğimde ondan ayrıldım ama sonra onun ısrarları ve kendi içimdeki sevgime inanarak şans vererek barıştım... çok söz aldım bir daha tekrar etmeyeceğine dair ama devam etti bu şiddet malesef. ayrıca hakaret ve şiddet patlaması yaşıyordum en ufak birşeyde... sadece onun bi önerisine ''hayır'' demek tüm çıkmazlara girmeme yetiyordu... ne zaman kaçmaya çalışsam tehditlerle köşeye sıkıştım... çok kere eve hırpalanmış gelip aileme hiç birşey yansıtmadım tv yi açıp acaba o yaşadıklarım bi kameraya rastladı mı diye de korktum... kendi psikolojim bozuldu kızdğım o değil ben oldum nasıl oldu da Annemin Babamın bi fiske tokatını bile yemeyen ben bunları gördüm diye... affettim baştan başladık olmadı olamadı... seviyorum diyebildim ben yine unutup psikolojim bozuldu... her şiddetinin arkasındaki şu laf beni gerçeğe götürdü... derdi ki babamda beni döverdi ama beni seviyor biliyorum ve yine derdi ki annemi de döverdi babam ama annem gitmezdi seviyordu... işte burda asıl gerçek şu ki ŞİDDET bence tamamen SOSYAL bir ÖĞRENME ve kendi hırslarını insanlar kendinden zayıflardan çıkarıyor... şimdi durum ne derseniz beni kendisi terk etti... beni adam edemediğini savunarak!!! benim istediğimde buydu! ama onu terkeden ben olamadım çünkü korktum daha çok zarar görmekten...
YanıtlaSiluzun oldu kusura bakmayın
şiddet kabul edilmemeli... şiddet saçan insanlara rahatsızlığı kabul ettirilip tedavi edilmeli... yoksa etrafındaki sağlam diğer insanlarda ruhsal olarak kendilerini yitirmeye devam edecekler...
bi türk kahvesi içmeye bekliyorum...yanında en bitterinden çikolata ve muhabbetimle...
YanıtlaSilhe bu arada bilesin kahveden sonraki 40 yıl hatırı da artı hediye...
sevgiyle sarılıyorum gülüşü yaralım..