Perşembe, Temmuz 02, 2009

Fakenizi fakeyim!

Küccük onur siminya kederlere düçar olur (düçar 5 aydır kullanayım diye beklettiğim janjanlı kelime, kaldı 34 kullanılmamış kelimem daha) alır dümbeleğini eline dümbürdetir.

Benim doğum günüm yok, bizimkiler beni kola kutusunda bulmuşlar. Babam adı "zencefil" olsun demiş annemin zencefile alerjisi olduğu için kabul etmemiş. Ablam "jale" olsun demiş babam ablamı eşek hoşaftan anlayana kadar dövmüş. Jale babamın ve gave ahalisinin en sevdiği türk porno yıldızının adıymış. Annem anamın adı olsun demiş anneanemin adı "hatun ana"ymış. Aylarca, melül bakışlı el kadar sabiye hatun ana demişler. Hiç hatun analar altına sidikleyip, omuzlara kusar mı? Benim bildiğim hatun analar savaşlara cephane taşır, elinde orak, sırtında sıpa erkeğine "bre koç yiğidim" der durur. Nihayet babamın avcı arkadaşlarından biri beşikteki hatun anayı fazla iddialı bulup adımı değiştirmiş "bıldırcın gibi kız maşallah adı bıldırsu olsun" demiş, türkiye'nin ilk tiky adı bana konmuş. İnanmayan mamak nüfus idaresinden öğrenebilir.

İnanmadın değil mi? tamam o halde buna inan.

Laleli'de yaşayan bir travestiyim. Adım önceden hüseyin'di şimdi damla. Geçen gece leğen kemiğimin 2 cm sağından bıçaklandım arkadaşım şahin beni bir kaç esnaf'ın yardımıyla acile yetiştirdi saolsun. Acildekiler artık bizi eskisi gibi yadırgamıyorlar, nüfusumuz çoğaldı hatta internet sitemiz, derneğimiz buluştuğumuz cafelerimiz var, daha iyi günlerimiz olacak, bizden başbakan bile çıkacak. Annem geçen yıl reflü asidinin ses tellerini yakması sonucu konuşma yeteneğini kaybetti. Üzülmüyorum çünkü konuşabilirken hep bana bağırıp, beddua ediyordu. Babam zaten yok, neden olmadığını anlatmak istemiyorum, benim için özel...

Buna benzer işkembe-i büşra'dan kırk tane "hayatım roman" hikayesi sıkar, sanalın sonsuz yalan kaldırma potansiyelinde kulaçlar atabilirim. Kendimi birilerine kanıtlamak için sertap erener'in mümtaz bir soysal site olan fefe'de yaptığı gibi, dakka başı fotolarımı yollamama gerek yok, çünkü ben sertap erener değilim, dimi? Ben nickgiller familyasının 1 milyarıncı üyesiyim, anonymousum. Seviyorum; reklamcı ağzıyla "viral" netin klişe ağzıyla "fake" kabul edilmeyi.

Ne iştir anlamadım sanalın evlatları; sanalda, sanal olanlara takmışlar kafayı. Akşama kadar o sanal benim, bu sanal senin dolaşıp sanal biriyle karşılaşınsa "sen sanalsın ben değil" diye bir garip iddialaşmaya düşmüşler. Bu sayın işkilciklilerle aynı ortamda bulunma inatçılığı gösteren biz nickgilcikler, tahmin edileceği gibi daha ağzımızı açmadan mağlupuz. Niye olmayalım? ad soyad onlarda, sıtarbıkta "frappiççuno" yudumlarken 32 diş tekmili birden galeyana gelmiş pozlar onlarda. Bebeğimmm sana aldığım kolyeyi takmamışannnn muhabbetiyle "nahada bak o kadar gerçeğizki somut delillerle konuşuyoruz boru falan değiliz" göndermesi onlarda. Görenleri var, duyanları var, dokunanları var hatta koklayanları.

Bizim gibi sahte profillerle, sahte isimlerle, sahte diplomalarla çıkmamışlar görücüye. Nereye gitsek nah diye çarpıyorlar yüzümüze civilerini, linkedinlerini, kariyerlerini, iş yerinde beni satın alacak leptoplarıyla çektirdikleri sırıtkan fotograflarını. O kadar gerçek ve mutlular ki oturdukları sandalyeler, önlerindeki dosyalar, kalem kutuları bile uzatsan elini dokunacakmışsın hissi veriyor, çok hislendim bak, ağlıycam bu sahicilik karşısında.

Bak siminya sana söylüyorum siminya sen anla! Millet reeli bırakıp internetin gerçeği olmuş sen daha sanal gerçekliğinin geyiğini çeviriyorsun. Burda salak salak tripler, cılk cılk evhamlar, kokuşmuş endişeler sergiliyor "ay gizemli olayım, kırk yıl uğraşılsam bile çözülemeyim heyhat! kimse bana ulaşamasın bak perihan mağden'e ulaşılamıyomuş banada ulaşılamasın, hii nete fotoğraf düşmesin arada düşer gibi olsun korkmuş gibi yapayım. ailem beni önce kızılırmak'a boğar, yuvarlar, sonra oltayla avlar, kılçığımdan kravat iğnesi yapıp, artıklarımı çiçek gübresi olarak kullanır valla yaparmılarmı yaparlar" diye ahmak ahmak yazılar yazıyorsun. Düşündümde galiba sana iyi ediyorlar. Bu zenci ağzıyla "kahrolası beyazlar" edebiyatıyla en fazla 3 yıl daha sebeplenirsin, söylemiştim ceza şarkılarını fazla kaçırdın.

Belki gidip sıtarbıkta "gerçektende gerçekim" fotoğrafları çektirmeliyim? Her diploması alnına yapışık, tavangöt elitin orada paççinolu, puççinolu bir içeceği yudumlarken fotosu var, benimde olsun. Geçen bi özsüt'e gittim o sayılır mı acaba? Adı türkçe olunca bilirim fazla süksesi yoktur, üstelik öz kahramanoğulları, öz bakliyat ticaret, öz bursalı kardeşler diye diye yıllardır soğuttular bizi öz'ümüzden. Belki menüsü türkçe değildir, inşallah değildir diye umutla baktım. Eh arza göre yapmış adamlar bir dolu yabancı isimli tatlı. Ama gözüme ürkütücü ürkütücülükte bir türkçe isim çarptı "kazandibi" !! İşte o an soğudum özsüt'ten. İnsan şunu italyancaya çevirir ( translate çevirdi: kazandibi=vincere inferiore della) mammamia!

Neyse ya sedata geleyim diyorum, ne kadar sahici olduğunu ispatlamak için kıçını yırtma, senin gerçekliğinle hiç ilgilenmiyorum. Kelimelerimden fallar tutup "bunları yazan bir kadın olamaz bu erkek" medyumluğuna memişliğine hacet yok. Aha burada sapına kadar fake siminya. Sen gerçek ol, ben yalan. Çok ırgalamıyor beni yalanlar, gerçeklerin bu kadar yalan olduğu hayatta. Eğer ıspatlar arıyorsan hadi benim kola kutusundan çıkmadığımı ispatla, yapabilir misin?

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...