Sıcak toprakların sıcak insanlarıyız, ne yaşarsak zirvesinde yaşarız.Savaşımızda, sevişimizde, acımızda, mutluluğumuzda sınıra sıfır noktasından seslenir.Süngüyle savaş kazanırız, sevdiğimiz ya bizim ya olur ya toprağın, mutluysak havaya, sağa sola kurşun yağdırırız, her duyguyu ölesiye yaşarız.En çokta ağlamayı severiz, ağladıkça ferahlarız, içimiz açılır.
Ağlamanın marifet olduğu ve bunu kayda geçirmeyi öğrendiğimiz ilk yıllar.Arabesk filmler en çok iş yapan filmler. Filmde, geberene kadar ağlamanız için tüm sömürüler kullanılır. Esas kız, dişleri sarı etrafta "hu ha hu ha zu ha ha" diye gezinen gözü kör olasıca kötü adam tarafından tecavüze uğrar,mahvedilir,kirletilir. Esas kızın"yar"i arabeskçimiz kesin kaportacıda çalışır; fakirlik, sefalet,vah yazıkkk yavrucuk mesajı yavaşça ağlamaya hazırlanan seyirciye yollanır (yolla uğurcum) Kızın tecavüze uğraması karşısında vah yazığımız yavrucuğumuz, kızdan o dakka nefret eder, ciğerini yidiim delikanlı yapması gerek en doğru hareketi çeker "kahpeee şrank şrank"
Üstü başı araba yağı çamlıca tepesine çıkar mutlaka çamlıca tepesi olmalı ambians icabı. Başlar kasetindeki”yar” ile başlayan “kahpe felekle” devam eden önce A yüzündeki, sonra B yüzündeki şarkılarını bir bir okumaya.Film dediğin böyle olur hiç taş kullanmadan bir çuval kuş avlanır. Film bu rutinde (bakire olmayan kız kan kusar, arabeskci yar delirir, tecavüzcü parasız kalır, arabeskci yar iyileşir zengin olur, bakire olmayan kız iyileşir konsomatris olur, tecavüzcü itiraf eder ölür vs) sürüp gider.Seyirci perişan,yıkık, gözleri şiş sinemadan çıkar
"Ne ağladık bea ,adamlar ne film yapmış "
Aradan yıllar geçer Tv'de “Şebnem Kısaparmak'la paylaştıkça” “Mahmut'la duygu seli” “Safiye ve Faik'le gel beraber sümkürelim” diye bir proğram türü ortaya çıkar. Proğramda damardan şiirler, fondaki ninni gibi müziğin eşliğinde “mıhı mıhı, buhu buhu, ühüü” tınısında bir ses taşıyan kadın veya erkek sunucu tarafından okunur.Seyirciler az önce “Haniyada benim elli gram pırasam pırasam“ türküsünde gerdan kıvırdıkları halde,bu yırtıcı şiir dinletisine karşı koyamaz ve gözleri kan çanağı olana kadar ağlar. Proğram aralarına "kaynım beni şey etti" dramıda ekledinmi oh oh dünya görsün proğram nasıl olur behey yavrum.Seyirci birbirine tutunarak,yorgun ve bitkin halde kanal binasından çıkar
“Ne ağladık bea adamlar ne proğram yaptı”
Aradan bir kaç yıl geçer yıllar önce arabesk filmlerle kendini fes etmiş ,büyük hasarlarla yok olup gitmiş sinema sektörü yeniden canlanır.Bundan büyük sevinç duyarız ama gel görki, gemi yine ağlama sömürüsüne doğru yol alır. Bazen silkinip “Aman çok ağlattık birazda güldürelim ve korkutalım” deselerde ağlama filmi çekmeye alışık abiler Mehmet Ali Erbil'in don indirmesinden daha komik birşey yapamazlar. Yeniden dönülür ağlayışlı, ağlandırıcı, ağla babam ağlacı film anlayışına. Seyirci ağlamak için gider, ağlatılmak istendiği için gider,ağlamaya para verir (isteyen olursa ben parasız ağlatırım) Film ağlaması bol olduğu için ödüller toplar,eleştirmenler över, över, över (örn: babam ve oğlum )Seyirci sinemadan pürsümüş halde çıkar, birbirlerine bakar
"Ne ağladık bea adamlar ne film yapmış“
..............................
Yazının finali böyle mi olmalı ? Hayır ! ben aşağıdaki gibi bir final istiyorum.
Seyirci sinemadan pürsümüş halde çıkar, birbirlerine bakar " Yahu biz yüz yıldır bu adamlara gözyaşlarımızla para kazandırdık, derdimiz ne ? Ağlatan film demek iyi film demek mi ? Bir proğram ne kadar dramatikse o kadar iyi midir ? Gel bence bir daha ne böyle bir filme gelelim nede o proğramları izleyelim,yetti be ağladığımız. Biz gülmek ve düşünmek istiyoruz, biz bilmediğimizi öğrenmek istiyoruz ağlamayı zaten biliyoruz.
not: ağla halkım dizilerini saymadım bile dikkatinizi çekerim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Kız ergenliğinin en mutsuz edici evresi sanıldığı gibi sivilceler değil erkek ergenlerin bacaksız birer sabiyken atlattığı " amcaya...
O programlara dehşet içinde bakıyorum. Hele de ağlayanlara... Biri çıkıp yapay bir edayla şiir okuyor herkes salya sümük... Bizim gözyaşımız hep olmayacak şeylere akıyor. Bile isteye aldatılmaya, kandırılmaya gönüllü bunca gözü yaşlı adam kadın varken daha çok böyle programlar yapılır, diziler çekilir. Beyin kıvrımlarını azıcık gıdıklayan her program her filmde bir köşede tozlanır kalır.
YanıtlaSilağlatırken güldüren , düşündürürken taşındıran vs vs proğramlar istemen çok mantıksız.. olmaz öyle şeyler.. hangi dünyada yaşıyosun?? gerçekçi ol biraz.
YanıtlaSilsen bana şunu söle; en fazla hangi filmde ağladın, dökülen göz yaşların kaç galondu? saat en fazla kaç litre gözyaşı salgılayabilirsin? mesela elimiz kirlendi diyelim seni ağlatıp, sabunu da alıp elimizi yıkayabilirmiyiz? Bak ginese geçersin böyle bişiy yapabilirsen..
Ben sana yolu gösterdim , gerisi gene senin artık :D.. çok çalışmalısın güzel güzel ağlamak için.. mutlu bir hayatın sırrı ağlamaktan geçiyormuş.. nice üzgün günlere efenim
aydan.a.kidi...Şimdi bana şöyle denmezse " bak bak A sınıfı izleyici sansınlar diye hava atıyor" bir şey söylüycem...
YanıtlaSil-ki bende bol gözyaşlı yaprak dökümü hastasıyım-
...bazı yabancı kanallarda bir kaç proğram var.Mesela "cep boyutundaki herşeye karşı bir grup dünyadaki herşeyin dev boyutunu üretiyor, son derece yaratıcı, yada deyimleri ve şehir efsanelerini ıspata çalışan bir proğram var "efsane avcıları" sonra "pis işler" "basit mekanik araçlar üreten çocuklar" vs bir dolu şaşırtıcı, düşünmeye zorlayıcı proğramlar.
Efsane avcılarına "deveyi hendekten atlatma" deyimini mail olarak yollamayı düşünüyorum çünkü beni heyecanlandırıyorlar.
Benim istediğim böyle proğramlar yada "çok güzel hareketler bunlar "komedi dükkanı" ve "mahşeri cümbüş" gibi gülümseten proğramlardan yanayım , duygularımı sömürerek para kazanılmasından çok rahatsızım.Yorumun için teşekürler
arti...muhalif başbelası derdimi anlaman için birde izah mı etmeliyim sana ? Duygu sömürüsünden kazanılan paralara bir tepkin yok mu senin.Mesela şebnem kısaparmak ekranda " memedim memedim" şiirleri okurken aklından ne geçiyor ? Babam ve oğlumdan çıkanların "çok ağladık film harikaydı" demeleri sence bizim beğeni çapımızın düşük olduğu anlamına gelmezmi ?
YanıtlaSilsiminya, babam ve oğlum sadece birileri ağlasın diye yapılmış bir film miydi? ben filmi izlerken ağlamadım. Film daha çok bu yönü ile göze çarptı ama kaçırılmaması gereken bişey var. Babam ve oğlum bir dönem filmi idi. bu yöndede filme getirilen bi çok eleştiri var ama akıllarda kalan hep ağlamalar olmuş. Bende tersinden sorayım. eğer bir film sizi ağlatıyosa kötü müdür?
YanıtlaSilSinema insana dairdir. İnsanı anlatır. ordaki karakterlerle özdeşlik kurarsınız.İstediğini size anlatabilmesi için o duyguyu size yaşatmalıdır. Ama bunu söylerken kesinlikle duygu sömürüsünden şu arabesk filmlerden falan bahsetmiyorum. Onlar zaten sinema sanatı içerisinde bile sayılmazlar. Size bişey vermekten yoksun ilkel duygularınızdan beslenen canavar gibidirler:)
Yazını paragraf paragraf okurken yakaladın beni :P arada senin tavsiyen üzerine tuvalet molası falan veriyorum ne yazmışın öle be :))Film ağlatıyorsa kötü değildir ama ağlak filmler sırf ağlattığı için hit oluyorsa içindeki ana fikirden ziyade gözlerdeki tuzlu suya göre değer kazanıyorsa berbattır.
YanıtlaSilİnsanların değil bizzat yapımcıların katakullisidir bu işler, ne kadar kağıt mendil o kadar etkili reklam.Filmin tanıtımları acıklı sahnelerle doludur, bazı duygusal sahnelerde millet ağlarken ben çıkıp gitmek istedim o kadar abartılmıştı ki kusacaktım.
selam arkadaşım, bende çöpünü karıştırmaya geldim.Çok güzel demişsin.Ne günlerdi.O dönem onlar filimdi ama şimdi ise reality showa dönüştü öyle değil mi?
YanıtlaSilsiminya kolaymı diye deniyorum
YanıtlaSilBak benimki hazır cuk diye yazdım yolladım
YanıtlaSilağlatırken kötü de güldürürken mi iyi he??!
YanıtlaSilbence bi sakıncası yok, ağlarken eğleniyo millet, rahatlıyo, acıların çocuklarını karşılarında görmekten haz alıyo, onların dertleriyle dertlenip kendi gerçekliğinden uzaklaşıyor.. alaturka arabesk şeyler ama ben bunun bi seviye düşüklüğü olduğunu düşünmüyorum. bu sadece bir kültür..
hatta ufak&basit&çıtası düpdüşük şeylerden bile mesut&memnun olan polyanna türü bir millet olduğumuzu söyleyip yüceltebiliriz de ağlatanları& ağlayanları.
Varsa senin de farkettiğin, para kazandıracak inovatif bir sömürsel iş,oluş ve hareket söyle de bilelim icabında..şşş...
mehtap..çöpümde herkese yer var, o dönemlerde basit yoz filmlerin halka kakalandığını düşünürsek şimdiki yapılanlardan pek farklı değilmiş arkadaşım, yorumun için çokk teşekürler.
YanıtlaSilisimsiz...dene bakim kolaymıymış :)
ilham perisi..ne cukkalamaydı ama :P
arti...Evet güldürürken iyi bunu savunuyorum ya bende.Ağlamakla bi halt olamıyoruz kafanın içi boş ancak "bedbahtım,kadersizim,hayat ne kötü" enerjisi yüklüyor, ağlamak.Ağla rahatlarsın olayıda son derece kişiseldir genele yayılınca negatifleşir.
YanıtlaSilBen aydan atlayan kediye ne tür proğramları beğendiğimi yazdım, pozitif enerji veren ve düşünmeye sevkeden her tür proğrama açığım beni arayabilir yönetmenler :) sende yazında zaten türkün proje geliştiremediğini yazmışsın neden ? çünkü bedbahtız a kuzum
haha :).. yönetmenler kovalasın seni..
YanıtlaSilsenin ismin 5 harf ise: sinan, sinem, sanem, selin,celine,samet, salih,semih,senem,serra,mahpeyker, zühtü olabilir..hangisi? bence 2.cisi
''Seven ne yapmaz''da ''Selvi boylum al yazmalım'' da ve nice eski türk filmlerinde ağladık.Ve ağlamak doğal,içten ve çok güzeldi böyle türk filmlerinde...Ağlayınca oyuncunun acılarını yüklenir kederlerini paylaşırdık.Mutlu olmasını isterdik.
YanıtlaSilNe oldu da bize böyle oldu...
Uzayıp gider sakız gibi.
vaaay bu sefer sosyal içerikli bir mesajla kapatmışsın yazını. ağlatırken güldüren, düşündürürken de düşüren programlar istiyorum ben de hadi bakalım :))
YanıtlaSildünyaya bi daha gelse (tabi bu sefer kan tutmazsa onu) profil uzmanı olmak isteyen biri olarak testere, criminal minds ve csı tarzı dizi ve filmlerden (şaşırdın de mi hüzünlü gız psiko manyak falan bişi çıktı içten içe) hazeden biri olarak zaman zaman gözlerimin sulandığı oluyor elbette. ama geçen gün saçma sapan bir program yüzünde gözlerinden yaş gelen anneme sırf o ağlayıp üzüldü diye gözlerim dolu dolu izlediği programla ilgili tepki gösterirken buldum ki kendimi sanırım önce kendi profilimi çıkarmalıyım ben...
YanıtlaSilyazı çok güzel de... şu (örn:babam ve oğlum) olayına alındım resmen... tamam ağlatan film ama iyi filmdi o... ben ki kolay ağlamayan bi insanım, o filmde gözlerim sulandı, hakkını vermek lazım (:
YanıtlaSilhem film dediğin bi şekilde etkilemeli insanı... duygusalsa ağlatsın, komikse güldürsün...
napsın onlarda insanlara istediklerini vermeye çalışıyolar işte... ağlak bi milletiz napalım (:
benim anlamadığım, neden kaportacı? mesela muhasebeci yanında sekreterlik yapan oğlanın hikayesini de ceksinler. ya da ne bileyim, metalurji muhendisi olmuş ya da ziraat muhendsi olmus ama iş bulamamıs genc de aynı oranda acıklı değil mi yav? göz yaşlarımız arabadan akan fren yağına mı endeksli anlamıyorum?!
YanıtlaSilbir de görünmez orkestra vardır ya ona koparım. kızla oğlan çayır çimene giderler para yok diye. onlardan baska kimse yoktur, ama oğlan şarkıya başladığı anda 20 kişilik gazino orkestrası tam takır çalmaya başlar.
yine de ben hastasıyım türk filmlerinin ya. pride and prejudice'e koyim ferdi'yle ayşe'nin aşkına bir şey olmasın!
istismar sineması her ne kadar gücünü seyircinin tiksindiği ama bir şekilde izlemek istediği konulardan alıyorsa da, en temel insani duyguları istismar etmeyi görev bilmiş filmler de bu janr içinde yer alabilir. illa şiddetle yoğrulmuş olmasına gerek yok yani. sen babam ve oğlum'u örnek vermişsin ama, ki onun için de söyleyeceklerim var, ben bir an bile tereddüt etmeksizin beyaz meleğin adını vermek isterim.
YanıtlaSilher ne kadar babam ve oğlum kimi çevrelerce dönem filmi olarak lanse edilse de, hemen hemen her insanı avucuna alacak bir konu olan baba sevgisi, aile gibi temaları kendine temel alıp, filmi bunun üzerinden kurar. yani insanları alıp hoop diye geçmişe götürmesi esastır bir yerde. bu öyle sınırda bir konu ki, duyguları istismar etmesi, ki dediğin gibi biz bunu seviyoruz, ve bunun vasıtasıyla yolunu bulması, parsayı toplaması mümkün. beyaz melek'te benzer temalardan yola çıkıyor. ama babam ve oğlum sınırın ardına düşmemeyi başarıp, 'içten' olmayı ve içe hitap etmeyi becerebiliyorken, beyaz melek bunu dengelemeyi beceremeyip, üstüne üstlük abarttıkça abartıp elinde olmadan amacını ifşa ediyor, öyle ki ağlayacağın yere kızmaya, köpürmeye başlıyorsun. belki de bu biraz mahsun'un her daim mahzun duruşundan kaynaklanmakta.
ha bir de, dizi, film, program ile kalsa bunlar iyi. hadi bunlar kurmaca. haberlerde dahi bir şiirsellik, bir hüzün var.
film/dizi/program samimi olduğu müddetçe ben her türlü hissi yaşamaya, yaşatmalarına olağan bakıyorum. aksi olan da niyetini açık ediyor zaten. e acı müptelaları bunları göremiyorsa, ya da görmek istemiyorsa yapacak bir şey yok. arz-talep meselesi bir yerde.
@Arti ismimi sana söylüycem hemen şimdi oklavaya yazıp yolluycam :)
YanıtlaSil@Rectoa..Ben böyle sosyal içerikli bir blog yazarıyım senin gibi tırtım tırt yazılar yazmam en sonuna iyi bakarsan her yazımda bir mesaj kaygısı vardır :))Düşündürürken düşüren proğramlar mümkün uçaklarda belgesel yayınlayabilirler sonrada uçak kasten düşürülür böylece düşünürken düşüp zıbarırız :P olmadı evet..
@beenmaya..Çok şaşırdım hüzünlü de kim ? psikopatsın sen :)) bende malesef şiddet içerikli ve bol kan dökülen filmleri seviyorum.Kill bill, dövüş klubü, son samuray vs, gidiyor.Anneler ağlasın yav onların derdi çok elleme garibi
YanıtlaSil@Ciii..seni görmek ne güzel :) babam ve oğlumu sevenlerden özürlerim, fikrim buydu söyledim ama sevenlerini üzme maksadım asla yoktu.Ağlamaktan değil ağlamamı para kazanmak için kullananlardan rahatsızım en çokta asker proğramları ve müziklerine deli oluyorum.
@inflack..Hemüşerimmmmm :)
YanıtlaSilO orkestrayı kaset yapımcısı yolluyor.Önce kaseti piyasaya sürüyor sonra mevcut orkastraya diyorki:
gidin yatın otların arasına ikisi bir ağacın etrafında oynaşırken, ihi ihi yaparken çalın" diyor
biz göremiyoruz çünkü türk halkı kek.Tamam türk filmleri güzel, kıvamında olanları her zaman müstesna.
@emre..Beyaz melek filmini izlemedim ama çok övüldüğünü duydum eğer dediğin gibiyse aman benden uzak dursun.Babam ve oğlumda baba ve oğlun ilişkisi, anlattığı dönemi arka plana itiyordu ve son sahnelerde tahmin ettiğim abartı başladı.Daha filmin ortasında sonlarda neler olacağını anlamış bir izleyici olarak bu abartıya nasıl övgü yağıyor anlam veremedim.
umar...seni en sona sakladım yazına yaptığım yorumdan sonra seni burada görmek ilginç geldi :)Verdiğin örnekler gerçek sinemacıların yaptığı filmlerdi.Türkücülerin, arabeskçilerin bir tek türkü bile patlatmadan film yaptığını görmedim onların filmleri bir nevi reklamdı ve halk bu rezalete "film" diye para bayılıyordu.Yeşilçam sinemasıymış peh pehh
YanıtlaSil