Başlık, şimdi uzunnn upuzunn bir askerlik yapmakta olan fenasi'nin yazısından arlanmazca araktır, çalıntıdır.
4 aydır sıcak evimden ve mutluluktan kert diye kenetlenmiş (ünlem) ailemden uzaktayım. İpsizin ölümü sapzızdan olsun diye ha gayret istanbul'a gelmiştim. Şehrin muhtelif sokaklarında sürtüp sürtüp pirelendim, kuduzda olmuş olabilirim tahlil yaptırmadım ama ısırdıklarım yaptırsın ( ahmet, gökhan, emre, eren, okan, o şeydeki oğlan, ve öbür oğlan, maydanoz satan teyze ve tüm hepiniz)
Nihayetinde tükürdüğümü itina ile toplayıp abla kapısına tosladım. Günlerin akşamında mısır satıcısına anlatacağım çılgınlıklar yapamadım, ailenin yüz karası olamadım, hala bana "melek gibi kız" diyenler var. Bu kara leke alnıma yapıştı.
dün baktım bişeyleri özlemişim.
Burnumu sızlatanlar "annemin tarhana çorbasını, mutfaktan yükselen kek kokularını özledim bühüü bühüü" türünden şeyler değil. Mesela meselaaaa; babamın tüfeğinin şefkatli dipçiği sırtımda tütüyor. Eve gelince gıcır gıcır öttürdüğü karamel kaplı dişleri elime her diş macunu aldığımda gözlerimi yaşartıyor. Çoraplarımı çıkarın, sırtıma yastık getirin, çay demleyin, hani benim kızarmış hindi budum, hani benim bıyığımın 37. teli şıltakları bebeğin ninni özlemiyle aynı (şıltak: kapris) Annemin; üşüyosun sen üşüyosun yok yok valla üşüyosun, üşüyosun dedim!! Bak ayakların beyaz beyaz oldu, benzin sarardı, dudağın morardı diye beni bir gökkuşağı zannedip, dolaptan kaptığı yelek, hırka, şal, battaniye ile üstümden geçmeye çalışması ..
Ya mahalle ya çöpüne sarılıp uyuyasım gelen sokağımı özlemedim mi? Markete giderken ayağım içine girmesin diye kavis yaptığım taşı sökük kaldırımı... Başına poşetler dolandığı için dilek lambası dediğimiz hemen tüp bayiinin dibindeki sokak lambasını... Elinde kürdan habire sağ yanağına sondaj atan terzi, tırıvırı basri'yi... Kendini hep hasta hissettiği için "ayhh vıııyy vışş oyyy amaninnn offf üffff" sesleri çıkararak gezinen, orda burda karnını doyurup eve giderkende çıkınını fulleyen kocaboğaz satı teyzeyi...
Başka türkü bilmediğinden midir, yoksa ağız alışkanlığı mı "tren gelir düddürü, düdüğünü öddürü, bu zamane gızları, bir sakıza öptürü" türküsünü fermuarını tuta tuta icra eden kaldırım mühendisimiz halil'i.
Büyük ablamın zampara komşularının uçkur hikayelerini bile özledim. İçi kırkayak dolu rutubetli gecekondularda sadece fareler değil, tv dizilerine avuç yalatıp parmak emdirecek fantazilerde cirit atıyor. Dursun ve döndü'lerin entrika, tutku, ihtiras ve cinayet dolu hikayeleri, bihter ve behlül'leri evcilik oynayan bebeler kıvamına indirir, düdüklerini öttürür.
İşte aynen o şekil bu şekil, odamda uzanmış, sokağımızın kaldırım taşına olan aşkımı büyütürken, babamın "ınısını ıvrıdınıı miktiğimin ırıspısı" adını verdiği ve sık sık bana yönelik kullandığı şirin, sempatik tekerlemesiyle sıçradım. Ablamın elindeki telefonun teee ankara mamak bucağından bana küfürler saydırıyor. Oraya gittiğimde beni önce tüfeğiyle, sonra kasaturasıyla, sonra rambo bıçağıyla, sonra çakar çakmaz çakan çakmağıyla nasılda güzel güzel öldüreceğini anlatıyor.
Öldürdükten sonra beni kırk kocaya vereceğini, sonra o kırk kocadan alıp bir kırk kocaya daha vereceğini, sonra yeniden öldüreceğini... Babalar böyle günler için var, içim huzurla dolu..
Binbirgece masalı gibi geliyor anlattıkları. Yapılamayacak şeyler belki ama dinlemesi güzel, babamın hayal gücüne hayranlığımı artırıyor, marjinal adam. Aslında bana kısaca demek istiyorki "gel artık" Fakat herifin gelenek ve görenekleri gel artık demeyi gurur meselesi yaptırıyor. Onun literatüründe "seni seviyorum" demek, anneme karşı mesela "sırtıma çıksana lan gadın" çocuklarına karşı "hepinizi parpılarım" "konuşmayın şerefsizin kızları" "sütü bozuğun dölleri".
Buraya abimi yollayacak abimde beni paketleyip kargoya verecek, yurtiçi kargo olması tercih edilir. Kendimi ordan oraya postalanan kayıp mektup gibi hissediyorum, bir gün asıl adresi bulana kadar karanlık depolarda sarara sarara gezip duracağım. Eniştemde geçen gün beni 60 yaşındaki bir adama... :((
yok yav sadece beşiktaş'a kadar bıraktırdı. Ama yaşlı teke beni bir bıraktı, iyiki bıraktı. Bi önceki yazımda "ayhh dayanamıyorum biri beni taciz etsin yanıyoruum komşular" dediğimi duymuş olacak ki, beşiktaş'a kadar elinden geleni bi sonraki kurbanına saklamadı. Yok bunu anlatmayacağım hayır hayır ısrar etme anlatmayacağım.
Nihayetinde tükürdüğümü itina ile toplayıp abla kapısına tosladım. Günlerin akşamında mısır satıcısına anlatacağım çılgınlıklar yapamadım, ailenin yüz karası olamadım, hala bana "melek gibi kız" diyenler var. Bu kara leke alnıma yapıştı.
dün baktım bişeyleri özlemişim.
Burnumu sızlatanlar "annemin tarhana çorbasını, mutfaktan yükselen kek kokularını özledim bühüü bühüü" türünden şeyler değil. Mesela meselaaaa; babamın tüfeğinin şefkatli dipçiği sırtımda tütüyor. Eve gelince gıcır gıcır öttürdüğü karamel kaplı dişleri elime her diş macunu aldığımda gözlerimi yaşartıyor. Çoraplarımı çıkarın, sırtıma yastık getirin, çay demleyin, hani benim kızarmış hindi budum, hani benim bıyığımın 37. teli şıltakları bebeğin ninni özlemiyle aynı (şıltak: kapris) Annemin; üşüyosun sen üşüyosun yok yok valla üşüyosun, üşüyosun dedim!! Bak ayakların beyaz beyaz oldu, benzin sarardı, dudağın morardı diye beni bir gökkuşağı zannedip, dolaptan kaptığı yelek, hırka, şal, battaniye ile üstümden geçmeye çalışması ..
Ya mahalle ya çöpüne sarılıp uyuyasım gelen sokağımı özlemedim mi? Markete giderken ayağım içine girmesin diye kavis yaptığım taşı sökük kaldırımı... Başına poşetler dolandığı için dilek lambası dediğimiz hemen tüp bayiinin dibindeki sokak lambasını... Elinde kürdan habire sağ yanağına sondaj atan terzi, tırıvırı basri'yi... Kendini hep hasta hissettiği için "ayhh vıııyy vışş oyyy amaninnn offf üffff" sesleri çıkararak gezinen, orda burda karnını doyurup eve giderkende çıkınını fulleyen kocaboğaz satı teyzeyi...
Başka türkü bilmediğinden midir, yoksa ağız alışkanlığı mı "tren gelir düddürü, düdüğünü öddürü, bu zamane gızları, bir sakıza öptürü" türküsünü fermuarını tuta tuta icra eden kaldırım mühendisimiz halil'i.
Büyük ablamın zampara komşularının uçkur hikayelerini bile özledim. İçi kırkayak dolu rutubetli gecekondularda sadece fareler değil, tv dizilerine avuç yalatıp parmak emdirecek fantazilerde cirit atıyor. Dursun ve döndü'lerin entrika, tutku, ihtiras ve cinayet dolu hikayeleri, bihter ve behlül'leri evcilik oynayan bebeler kıvamına indirir, düdüklerini öttürür.
İşte aynen o şekil bu şekil, odamda uzanmış, sokağımızın kaldırım taşına olan aşkımı büyütürken, babamın "ınısını ıvrıdınıı miktiğimin ırıspısı" adını verdiği ve sık sık bana yönelik kullandığı şirin, sempatik tekerlemesiyle sıçradım. Ablamın elindeki telefonun teee ankara mamak bucağından bana küfürler saydırıyor. Oraya gittiğimde beni önce tüfeğiyle, sonra kasaturasıyla, sonra rambo bıçağıyla, sonra çakar çakmaz çakan çakmağıyla nasılda güzel güzel öldüreceğini anlatıyor.
Öldürdükten sonra beni kırk kocaya vereceğini, sonra o kırk kocadan alıp bir kırk kocaya daha vereceğini, sonra yeniden öldüreceğini... Babalar böyle günler için var, içim huzurla dolu..
Binbirgece masalı gibi geliyor anlattıkları. Yapılamayacak şeyler belki ama dinlemesi güzel, babamın hayal gücüne hayranlığımı artırıyor, marjinal adam. Aslında bana kısaca demek istiyorki "gel artık" Fakat herifin gelenek ve görenekleri gel artık demeyi gurur meselesi yaptırıyor. Onun literatüründe "seni seviyorum" demek, anneme karşı mesela "sırtıma çıksana lan gadın" çocuklarına karşı "hepinizi parpılarım" "konuşmayın şerefsizin kızları" "sütü bozuğun dölleri".
Buraya abimi yollayacak abimde beni paketleyip kargoya verecek, yurtiçi kargo olması tercih edilir. Kendimi ordan oraya postalanan kayıp mektup gibi hissediyorum, bir gün asıl adresi bulana kadar karanlık depolarda sarara sarara gezip duracağım. Eniştemde geçen gün beni 60 yaşındaki bir adama... :((
yok yav sadece beşiktaş'a kadar bıraktırdı. Ama yaşlı teke beni bir bıraktı, iyiki bıraktı. Bi önceki yazımda "ayhh dayanamıyorum biri beni taciz etsin yanıyoruum komşular" dediğimi duymuş olacak ki, beşiktaş'a kadar elinden geleni bi sonraki kurbanına saklamadı. Yok bunu anlatmayacağım hayır hayır ısrar etme anlatmayacağım.
Güzel aile, kıymetini de biliyorlar imiş, 'sütü bozuğun dölleri'nden daha naif bir sevgi sözcüğü olacak değil ya Babalardan xD
YanıtlaSilBence Beşiktaş yolculuğunu da anlatmalısın :)
YanıtlaSilHımm. 4 ay olmuşmu be ya. Ne çabık geçer zamanki.
YanıtlaSilBak içimden geldi yazıyorum, hayırlısıyla eli yüzü düzgün bi adam bulsanda. Kaş göz etsende o da enlasa da. Gelip seni istese de... Devenin şeyi dimi. Bir an hayallere daldımda. Taşı sökük kaldırımdan esinlendim heralde.
Ne zaman geliyo abin? Gidiyon mu :/
Siminyam ,sen niye ezilip büzülüyorsun.Yaz bir kitap,zengin ol,ayrı ev tut,yaşa gitsin.Senin kadar zeki biri niye bu sıkıntıyı çeker?Ankaraya gelince bende seni ziyaret ederim,söz.
YanıtlaSilAlem kizsin yaaa:))
YanıtlaSilff kullanıcıları son olayı da bildiği için şanslı:P
YanıtlaSilbabanın kötü sözlerinin altında saklı gerçek anlamları görebildiğin için seni kutluyorum :D
babacığının gel kızım demesi harikaymış :D
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSiletiket mp3 :PpPP
YanıtlaSilbeşiktaş yolculuğunu bi dost anlatsın :)
YanıtlaSilabim gelecekkkk akın akın gelecek, ben ondan nasıl kurtulurum bunu düşünüyorum en iyisi gene kaçayım :D
*UGK tamam maile bakıyorum ilk fırsatta cevap yazıcam ok, ama baya heyecan yaptım o şeye*
Hani birine benden selam söyleyecektin beşiktaşta ?
YanıtlaSilonçün gittim oraya zaten öhöh öhöh
YanıtlaSilabin eglip almazsa ben gelip getiricem ankaraya;)
YanıtlaSilBir paragrafta bir çok sıradışı cümle:!Şaşırdım dogrusu.Blog okumak güzel farklı yazı okumak tarif edilemez.,Yukarıda birisi kitap yaz demis.Belki bunu düsünmelisin.
YanıtlaSilHarbimi, e neler oldu peki, anlatsana? Görünüşe göre pekte güzel şeyler olmamış:-(
YanıtlaSilsaçımdan sürüye sürüye götür godi :)
YanıtlaSilarat, zampara sarkıntılıkta eşine rastlanmayan biriydi, hem araba kullanıp hem gözümün içine kadar inceledi, kulağımın kıvrımına bile övgüler yağdırdı. haaa senmisin taciz iyi bişidir diyen al sana taci.
bende muhakeme yeteneği yokki anında kafasını direksiyona indirsem "ay yok öyle dememiştir, yok ya yalnışlıkla elime eli değdi, ııh sanmam şaka yapıyordur" diye düşünüp sesimi çıkarmadım lan.
"Kendimi ordan oraya postalanan kayıp mektup gibi hissediyorum, bir gün asıl adresi bulana kadar karanlık depolarda sarara sarara gezip duracağım."
YanıtlaSilşu cümleye içim acımadı desem yalan olur. ama kafayı babanın bıyığının 37. teline taktığımdan tam olarak hislenemedim de yani. sahi, neden 37 ki?
Tam olarak nerelerinden ısırdın onları:D Neden normal olagan şeyleri özlemezsin sen Siminya :P
YanıtlaSilAnnemin yaptıgı keki özledim yea havuçlu ve çaylı yapar annecigim.
Simicim;
YanıtlaSilNe deyim ben şimdi bunca söze karşın..?
Hani, sakal-bıyık misali, şaşırdım kaldım..
Gitme diycem, "yazık kıza, evini, mahallesini, mahallesindeki deliyi özlemiş, nasıl gitme derim" diyorum içimden de..
Git desem, "ya bak kız alıştı da istanbula, ne güzel tacizci de bulmuş, angarada nerden bulacak şimdi bir tacizci, öyle her aradığında bulunuyor mu ki..?" diyor iç sesim..
Ben senin yerinde olsam, kararım ne olurdu diyecek olursan;
Ben olsam, evime dönerdim ve sebebini de çok sorgulamazdım..
Kendimce bir sebep bulup yaratırdım çünkü..
Senin de, hangi kararı verirsen ver, doğru kararı vereceğinden eminim..
Çünkü, sen de kendi sebebini bulacak ve bulduğun bu sebep de doğru bir sebep olacaktır..
Sevgiyle öpüyorum Simincim.. :))
Daha kısa ve keyifli yazabilirsin çok uzuun ve zor okunur yazıyorsun.
YanıtlaSilmefisto sanki duygusal bir yazıymışta hislenilecekmiş gibi durduğunu biliyorum ama değil, sen heryere parantez içinde ünlem serpiştir :)
YanıtlaSilarzu bir kaç fikir var kafamda birisi kankadan geldi, dediki, çanakkale'den ev tutalım sen blog yaz, ben çalışayım geçinir gideriz ama bilmiyorki herif kankalar aynı evi paylaşamaz! hele ben onunla aynı evde ıııhhh gözümün içine baka baka kız arkadaş getirecek eki eki eki diye odaya girecekler! vururum vururummmm oppp ne diyom ya haha
konu bu değildi türkiye nereye gidiyorrr du konumuz, ben gene dükkanıma döneyim dimi
Büyük ablamın zampara komşularının uçkur hikayelerini bile özledim :D:D ahhaha ... baba küfürlerinede hayran kaldım yaa :D
YanıtlaSilbu spanishler ne demeye seni izlio siminya =)grıbim ayhh vış vıy oy amanin off =)) sen dogru evine yaylandır hatuncuk ;)
YanıtlaSilTaciz iyidir. Ruha dinginlik verir. Hatta taciz candır canandır. Hatta ve hatta hepimiz taciziz tacizciyiz. Oh bee...
YanıtlaSilay dönme istanbul'dan simi yaa..berbat kasvetli iğrenç bir şehir bu ankara..dönmemek içinden elinden geleni yap valla..bak ben 2 aya gelicem istanbula..ev tutarız beraber..olmaz mı? :P
YanıtlaSilSeni ta nereden buldum biliyormusun?Wingman diye bir dergide yazın var oradan gördüm geldim.
YanıtlaSilBir kaç saattir okuyorum yazılarını çok çok akıcı ve ilginç yazıyorsun.Yazılarında gülümsedim kahkaha attım ve duygulandım tanıdığıma mutluyum.Takip edeceğim.
sevgiler
[Mustafa]
Kulak kıvrımı övgüsü süpermiş. Ama adam gerçek bi kazanova olsa örs över üzengi diller çekiç emer. Acemiymiş lanet olası! Hem dön tabi baba ocağına. Kız kısmısı öyle sersem penisin mahsülü gibi dolaşmaz ortada. Zaten bu blog da bi ahlaksızlık silsilesi. Hemen "siminyayla kaneviçe" dünyası isimli bir blog aç!
YanıtlaSilaha bak delininbiri'de evden ayrıldı korhan onada aynı öğütü ver ama o benim gibi "korhişşşş pörteleğim kedicikimm eşşoleşşekkciim" diye cicilikler yapmaz, tersi pistir, iki parmağını kullanarak o pörtlek gözüne katarakt ameliyatı yapar huhahah
YanıtlaSilben cüneyt arkının blok hareketini biliyorum kızım bişiycik yapamaz!!
YanıtlaSil.bu yazı gerçekte hüzünlü ama sen hep yaptıgın gibi yapıp hüznünü saklıyorsun.............
YanıtlaSil