Uzağa giden kadın benden çocuklar için bir şeyler yazmamı istediğinde klavyenin başına geçtim "çocuk çocuk sen ne güzel şeysin, böyle tam zopalık"... yok peki yeniden başlıyorum sakin ol siminya.. "Sen çocuk iyiki varsın, menim özüm baladır, bala bala yar bala cıngıllı daşlı balaaa"...off ııh mert gibi bir komşu çocuğuyla yaşayıp çocuklara methiye dizmek benim için sancılı bir iş.
Malesef yine kendi çocukluğumdan birşeyler anlattım. Onca edebi eserin arasında pek şık olmadı ama şebnem kırmayıp yayınladı, saolsun.
...................
Ne zaman bir misafirliğe gitsek babamın, ikram heyecanı içindeki ev sahibine söylediği “o çocuk, çocuklar çay içmez, çocuklar ondan yemez” cümlelerini duyardım. Bu nedenle, misafirliğe gittiğimde bana ikram edilen bir şeyi almadan önce, babamın kalın kaşlarının altında, yüzlerce kelime konuşan küçük gözlerine bakardım. Genelde “alırsan evde haşlarım” cümlesi okunurdu, bazen “hadi bakalım bu seferlik al”ı fısıldardı gözleri.
İşte sırf, alelade bir tepsi içinde dolaşan demli çaylara, lokumlara, türk kahvelerine özgürce uzanabilmek için büyümek isterdim. Büyüdüğümde, tepsinin içinde sunulacak şeyin ben olma ihtimalini bilmeden.
Annemle komşu teyzelerin, güneşin ısıttığı dam diplerinde yaptıkları konuşmalara tanık olurdum. Birisinin birisini kaçırdığını söylerlerdi, oradakinin şuradakine birşey dediğini, ötekinin berikine başka birşey dediğini. Anlattıklarından hiç birşey anlamazdım, tek anladığım, onların çok şey bildikleriydi.
İşte sırf, onlar gibi; kaçanları, kovalayanları, ötekileri, berikileri başkalarıyla konuşabilmek için büyümek isterdim. Büyüdüğümde, hakkında konuşulacak kişinin ben olma ihtimalini bilmeden.
Ablam ve Hülya abla gülüşmeler içinde bir odaya girer, arkalarında kuyruk olmuş beni usulca iteleyip kapıyı kapatırlardı. İçerde kısa aralıklarla konuşur, ardından şımarık kahkalar atarlardı. Bir sürü fıkra bildiklerini düşünür, gıpta ederdim. Beni odaya sadece, poşete sarılmış, yamuk yumuk paketleri sevdiklerine yollamak için alırlardı. Hep o poşete sarılı olan şeyi ve ablalarımın bildiği fıkraları merak ettim durdum.
İşte sırf, okuldaki aşkım Uğur’a poşet içinde gizli şeyler yollamak ve bi dolu fıkra bilmek için abla olmak isterdim. Büyüdüğümde, Uğur’un beni çoktan paketlemiş ve “adamın biri birgün” fıkralarına konu etmiş olacağını bilmeden.
Hep, büyüdüğümde yapacağım şeyleri düşünerek büyüdüm. Büyükler herşeyi yiyebilir, içebilir, konuşabilir,emredebilirdi. Büyükler gözlerini konuşturabilir, birilerini kaçırıp, odalarda sır saklarlardı.Büyükler küçüklerden mutluydu, büyükler küçüklerden özgürdü, büyükler kraldı.
Çocuk olmak; fotoğraf karelerinde hep yarım çıkmak, şarkı söylenirken sesi en az duyulmak ve balık ağındaki en gereksiz balık olmak gibidir...Ama aslında çocukluk; Uçsuz bucaksız bir krallık, küçük sanılmış bir koskocamanlıktır.
Cumartesi, Mayıs 02, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Kız ergenliğinin en mutsuz edici evresi sanıldığı gibi sivilceler değil erkek ergenlerin bacaksız birer sabiyken atlattığı " amcaya...
Bende hep peter pan olabilmek isterdim. Ben biliyordum büyümenin bi b.ka yaramayacağını...:)
YanıtlaSilbide misafirin el üstünde tutulması ve misafir geldiği günler evdeki meyve stoğunun tavan yapma olayı.
YanıtlaSilYinede büyüğün yanındaki küçük olmak hoş olsa gerek. neyse.
aneaa ehe ehe ehe. yazın biraz kalbime diken batırdı ama bugünlerde çocuklukla ilgili yazıları okumak hoşuma gidiyor. cidden büyüdük de ne oldu? der gibi herkes. der gibi değil sanırım herkes bunu diyor.
YanıtlaSilsiminya,
YanıtlaSilkonuk yazar olmak sana yaramış,kaleminin ince uçlu kenarından ince ince yazmışsın hepimizin yaşadığı çocukça şeyleri..
sen yazmamışsın ama birde misafirliğe gidilen evde bütün çocuklara bir tepsiye acelece konulan pastalara uyuz olurdum,gizli gizli annemin tabagıyla kıyaslardım hepsinden koymuşlarmı diye,çoğu zaman bende sırf büyümeyi bana da ayrı tabak verecekler diye isterdim;)
bişey yazmam gerekli...ne yazacağımı bilemedim.
YanıtlaSilçok klastı.
her gelen bir balyoz vurup yıkmadan once duvarlarımızı dokunabılmek ıcın buyumeyı bekledıgımız bır tablo asılıydı üstünde..yıkılmadan once,rengarenk,gerçek gibi hayallere benzeyen..cok guzel yazmıssın,hep yapıyorsun,gozum ustunde:P
YanıtlaSildün gece twitırdan yazdıklarını okuyunca çok üzüldüm haline.. meraktaydım..kaybolma siminya!!
YanıtlaSilBüyümek o kadar kötü o kadar kötü ama işte çocuk olmak güzel mi??? kolay mı?? değil :( acıttın beni
YanıtlaSilsana 2 gün önce bişey sordum simi mailine bak ne olur
YanıtlaSilahh ahh küçükken hep büyümek isterdim hayatın daha kolay olucağını umut ederek, ama sonra anladım ki tam tersi oluyomuş. kader utansın, alışıcaz başka yolu yok:/
YanıtlaSilİşte büyüdüğümüzde bize layık görülen şey!Bir tepside sunarlar bizi sonra arkamızdan konuşurlar sonra paketleyip bir köşeye fırlatırlar...Kaderimiz bu! O'ysa büyümek güzel olmalıydı!!
YanıtlaSilSenden beni hep ama hep güldürmeni istememiş miydim?
YanıtlaSilYarım kalmış bir yazı, devamı?
YanıtlaSilbende sevdiğim kızla evlenmek istediğim için büyümek isterdim küçükken, büyünce beni bırakabileceğini bilmeden, çocukluk işte, büyüdüm ama artık o yanımda değil..bide istediğim kadar çikolata yemek için isterdim büyümeyi, bak bu oldu işte:)
YanıtlaSilartisim yine çizgini korudun tebrikler...
YanıtlaSilve
çocuklar dünyayı tanrıya en yakın yerden görürler...
ilk olarak,çocuklara yalan söylemeyin lütfen çünki kandıramazsınız. ikinci olarakda söz vermemeye çalışın yahut sözünüzün ardında durun yoksa büyük umutlar kırar hayaller yıkarsınız.
Büyümeyi istemeye fırsatım olmadı. Daha çoçukken büyük gibi davranmak zorundaydım. Asli görevlerim arasında babamın arkadaşlarıyla oturduğu içki masalarına tekme atıp dağıtmak, annemin sigara paketlerini saklamak vardı. Çok fazla arkadaşım da olmadı küçükken, çoçuklar benim gibi büyük taklidi yapan bir çoçukla arkadaş olmak istemediler. Bende kendi arakadaşlarımı yaratıp onlarla dama, kağıt, futbol oynadım. Yirmili yaşlara geldiğimde aslında hiç çoçukluğu yaşamadığımı anlayınca kendime oyuncaklar aldım, çoçuklarla futbol oynadım. Etrafımda çoçuklara mantıklı olmasını öğütleyen büyüklere karşı çıktım mantıklı çoçuk olmaz diye.
YanıtlaSilSöylediklerin çok doğru,sanki benim çocukluğumu anlatmışsın şu misafirlik durumları falan...Lakin artık böyle icazetler kaldımı bu günlere bilmiyorum keşke geçmiş geçmemiş olsaydı.İnsan o günleri arıyor şimdi bu günlere ne kaldı.Bu günleri hiç sevmiyorum sevemiyorum...
YanıtlaSilşimdiye kadar okuduğum en güzel yazılarından olmuş... biraz daha lütfennn;)
YanıtlaSilBÜYÜMEK HAYATIMIN TEPETAKLA OLMASIYDI..
YanıtlaSilBÜYÜMEK ÇOCUKSU AMA GÜZEL RÜYALARIN BİTİP KABUSLARIN BAŞLAMASIYDI. .
BÜYÜMEK BİTMEYECEK DERTLERİN BAŞLAMASIYDI. .
BÜYÜMEK HAYAL KIRIKLIĞIYDI. .
BÜYÜMEK ÇOCUKLUK AŞKIMIN VE EN GÜZEL HAYALLERİMİN TÜKENMESİYDİ. .
BÜYÜMEK UMUTLARIMIN KÜÇÜLMESİYDİ. .
:(
"fotoğraf karelerinde hep yarım çıkmak...."
YanıtlaSilbu qala daşlı qala
çıngıllı daşlı qala
qorxuram yar gelmeye
gözlerim yaşlı qala.....
.....
Bir taraftan gülümsettin,bir taraftan hüzünlendirdin.Hepimiz çocuktuk...Ve sanırım çocukların büyük çoğunluğu ortak düşler kurarak büyümüşler,birbirlerinden habersiz :)Büyümek!İçimizi yakan bir heves,yerinde acıtan bir tutkuydu...Şimdi tekrar çocuk olabilmenin imkansızlığından daha az acı veren bir heves ve tutku! :(
YanıtlaSilişte o kolayca sanmalar sanrılar o çocukluğu uçsuz bucaksız krallık küçük sanılan kocamanlık yapan şeydir herhalde...büyüdükçe sanmalar sanrılar ortadan kalktığı için küçücük kalıyoruz ne kadar tezat deil mi beden küçükken dünyamız büyük bedenimiz büyüdükçe dünya küçülüyor...ya ogün Sanlısoy un "Büyüdük Aniden" şarkısı çok güzel ifade ediyor...bu şarkı ve klip için www.arayanbulur.com da albüm tüm müzik marketlere dağılmış vaziyette konser tarihleri için bknz www.arayanbunudabulur.com da...
YanıtlaSilçok, aşırı çok güzel bi yazı olmuş.. madem ben yazamıyorum bu kadarını, o zaman altına imzamı atmak isterim.. başka diyecek bişey bulamadım.. :(
YanıtlaSilYazarın söylediği ilk söz değil, okurun söylediği son söz önemlidir diyor İskender Pala.
YanıtlaSilBak soyadı PALA sen ve ben severiz:)
Okurun en özgür olduğu sayfalardan birisi burası. Onca edebi yazıyı, koy bir kenara. Sen ne anlatmak istediğini biliyorsun ve bunu da en iyi şekilde yapıyorsun.
Bu sayfaya yürek koyan, akıl eken eken neden gelir bir düşün bakalım. Onca kalabalığın elbet bir nedeni var. Mizah perdesi altında neler söylüyorsun bir bak.. Kaç kişi zihinlere sen gibi temas edebiliyor?
Yazına gelince......................
BirMilyonKalem 23 NİSAN ÖZEL sayısında pek çok dost kalem yazdı. Çocukluğuk ve sorunları anlatıldı. Ne güzel oldu bir duyarlılaşma mevcut diye düşünürken... Bu gün diyorum ki yazdıklarımız yetmemiş. Dün gece TV de elinde mikrofon 11 yaşında bir kız göbek atarak "ey Tanrım bana 3 tane diyor......." , bir diğeri "şarhoş" isimli şarkıyı söylüyor, sunucu yeni anne olmuş Pınar Altuğ şarkıya türkü diyor, daha acısı yılların sanatçısı Erol Evgin Bedri Rahmi'nin Sarhoş isimli şiirini okuyor... Çocuklar bacasız fabrika gibi aileleri için yarışıyor. Çocuklar neden çocuk halleriyle bırakılmıyor?
Bunca yalnışın içide sen kalk yazdığın yazıyı eleştir. Öyle ince vurgularıvar ki yazdığın yazının.
Uzağa Giden Kadın'ın yazı dünyasındaki en büyük şanslarından biri de sensin SİMİNYA!
İyi ki varsın...........
Çok güzel...
YanıtlaSilmükemmelliğin ötesine geçtiğin bir yazı olmuş siminya, valla ne diyeyim: seni kıskanıyorum:)
YanıtlaSilellerine sağlık canım çok güzel bir yazı olmuş...Gerçektende doğru.Çodukken büyük olmanın erdemli,onurlu bir şey olduğunu herkesten üstün bir kişilik olduğunu düşünüyor insan.En azından ben böle düşünüyordum.
YanıtlaSilOzaman her gece yatarken büyüyeyim diye dua ederdim,şimdi her an tekrar çoçuk olım diye dua ediyorum...
Keşke hep çocuk kalsaydık!
Yorumları yayınlamakta geciktiğim için özürdilerim.
YanıtlaSilBende yorum onayı isteyen bir yere yorum yaptıktan sonra onaylanmaktan, bir takım süzgeçlerden geçmekten hoşlanmıyorum.. sonra bişey oluyor,başıma birşey geliyor ve burayı tamamen unutuyorum, dün gece biraz rahatsızlandım ondan falan filan böyleyken böyle
Harika bir yazı olmuş Siminya. Eline, emeğine sağlık. Bırak bedenin büyüsün, yüreğin ve gülüşün çocuk kalsın. Yalansız riyasız, ve gerçek olsun. Keşke büyümeseydik te, kirlenen kısa şortumuzla, kanayan dizlerimiz olsaydı diyoruz ama büyüdük malesef.. Arada kendimizi kandırıyoruz işte..
YanıtlaSilBen yine de diyorum ki, İçimizde ki çocuktan çok uzaklaşmayalım, arada onu hatırlayıp gülümseyelim.
Okurken düşündüren, yazılarının devamlılığı, Kral'ın çıplak olduğunu gören gözlerinin, hep parlaması dileğiyle...
Sevgiyle kal.
A birde unutmadan, geçmiş olsun..
son paragrafın ne guzelmıs.
YanıtlaSilkelebeem özledim seni.
YanıtlaSiliyice gerinip öyle vurmuşsun bu sefer topa.
YanıtlaSilhelal.
her yazında değil ama bazılarında, ağzımda kekremsi bir tad kalıyor, elimle nemini alasım geliyor blogunun, deliriyorum sanırım.
teşekkür.
şu yorum onaylamayı kaldır be simi.
YanıtlaSiltamam tamam o pala dan kurtulma yontemini buldum. Evlat edincem seni. Bisiklette alırız sana. oyle elalemin bisikletini çalarak olmaz simi :)
YanıtlaSilÇocukken Türk kahvesini çok severdim ama arap olursun diye kandırıp içirmezlerdi. Diyemedik ki "arap olunca ne oluyor?" :) Şimdi çocukluğumda içemediğim kahvenin acısını, günde 3 fincan içerek çıkarıyorum.
YanıtlaSilBöyle duygusal yazılar yazabilmen beni dahada şaşırttı.
YanıtlaSilHep ele avuca sığmaz,zıpır,çılgın bir kız gibi davranıyorsun ama içindeki Siminya bambaşka biri bundan eminim.
Anathema-Violence ne demeli müthiş!
Of sen harikasın harikaaa
YanıtlaSil"Uçsuz bucaksız bir krallık, küçük sanılmış bir koskocamanlıktır"
YanıtlaSilişte bu cümleyle bitirmişsin. yüreğine sağlık...
ben çocukken diğerlerinin yapmaya cesaret edemediği şeyi yapan salaktım hep. yüksek bir yerden mi atlanacak, "kültür mantarı atlar", bir bostandan karpuzmu çalınacak, "gönderin gitsin alsın kültür mantarı". daha neler neler. kaç kırık, kaç yara izi.. hala yüzümde, ellerimde ..
YanıtlaSilbende bir sıkıntı varmış demek ki.
Çocuk olmak ,balık ağındaki en gereksiz balık olmak gibi..n'oluyor yani, balıkçı seni kendisi bile yemiyor da kediye mi veriyor, yoksa nehire gerimi atıyor..
Filiz, çok saol geçti bile, bana malesef bişey olmuyo taş gibiyim hala :)
YanıtlaSilNadir..haftada bir, gel, özle, git oh ne ala memleket :)) olum ben burda senin dedikodunu bile yapmaya başladım, kankamı öğğğğ işe yaramazın biri dedim, kulakları çınlamayasıca dedim çınladımı yoksa ?
Calculus, biliyorum o dediğinde çok haklısın ama bak sana bloxxo'dan anlatayım nedenimi ;)
E.E.. sana baba diyebilir miyim ?
Mantar..yani bu çocuktur denip iteleniyor, gereksiz balıkta suya geri atılırya onun gibi sana cevap vermemi sevmiyorsun ama verdim gitti bitti :)
Ahh!!.. Ah!.. Simincim.. Başardın işte!. Beni ağlatmayı başardın. Çocukluğuma götürdün. Bir daha geri gelmeyecek olan, o güzel günlerime.. Hepsi güzel miydi, o günlerin? Çocukça kötü sandığım, günler de oluyordu elbette. Şimdi o günleri hatırladıkça, her anının çok güzel günler olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilKeşke tekrar dönebilsem o muteşem günlere!!..
Bu yazını ben nasıl farkedemedim? Anlamış değilim. Ama, ben pazar günü hiç bilgisayara dokunmadığım için göremedim demek ki.
Canım, bana çocukluğumu tekrar hatırlattığın için, beni ağlattığın için, her şey için çok teşekkür ediyorum. Bol bol öpüyorum...
Sevgiyle kal, yaşam boyu...
gıcık şey, eskiden akşamları buralarda olurdun. artık akşamda gelmiyon. gündüz de ben denk getiremiyom. Telefon edecem ama tırsıyom biliyon:)nese akşam buralarda ol sen. bende olucam. Sanırım, belki, bi ihtimal, inşallah:))
YanıtlaSildede ben senin babanım tatlım. hem annen olmadan dünyaya getirdim seni. Sen simi mesihsin yavrum.
YanıtlaSil"Çocuk olmak; fotoğraf karelerinde hep yarım çıkmak, şarkı söylenirken sesi en az duyulmak ve balık ağındaki en gereksiz balık olmak gibidir...Ama aslında çocukluk; Uçsuz bucaksız bir krallık, küçük sanılmış bir koskocamanlıktır."
YanıtlaSilYetenek budur abi...
auto insurance quotes michigan
YanıtlaSil