Çarşamba, Mayıs 28, 2008

Nazardır nazar

İnsanların beni Türkan Şoray diye çağırdığı yaşlarım.O yaştaki esmer her İç anadolu kızı çoğunlukla Türkan Şoray'a benzetilir ya işte o mesele.Annemle çayır çimen geze geze bir ırmak kenarına park etmiştik ki yemyeşil gözleri olan bir kadın tepeden tırnağa süze süze yanıma yaklaştı.

-Kimin gızısın ?
-Naha şu yanımdaki kadının
-Kimlerdensin ? -Ebegömecigillerden.
(annem susuyor, seyirci kontenjanında)


Bu; yaşın kaç, kilon kaç, boyun kaç faslından sonra kadın,kafa ajandasına aldığı notlarla yanımızdan gitti.Bizde eve döndük.

Akşama doğru aniden rahatsızlandım.Göğüs kafesime sanki barikat kurulmuş ve derin nefes alamaz olmuştum.Önce; bugün aldığım oksijeni kaldırmadığımı düşündüm, ama gittikçe boğulmaya ve nefesimi barikattan aşıramamaya başladım, fenalaşıp acile kaldırıldım.Oksijen bağlandı. Doktor astım,zatürre gibi hastalıkların araştırmasını yapsa da o anda bir bulgu elde edemedi. Biraz düzelince bir kaç ilaçla eve geldik. O ana kadar sadece dizlerini döven annemin jeton hemen düşmedi ama akşam başımda otururken birden Arşimet'in "euraka euraka" nidası gibi çığlığı bastı.Bulmuştu; öğlen vakti dere kenarında ki yeşil gözlü fettan kadının nazarı değmiş, küt diye devirmişti aslan gibi kızı.

Ertesi gün büyük bir mahalle ayini başladı.Amcamın iki karısından biri "Üzerlik" denen ve büyülü güçleri olduğuna inanılan çok kıymetli otu başımda yakıyor,kızılderili gibi etrafımda dolaşıyordu. Öteki muska kolleksiyonunu deli kızın çeyizi gibi yakama,paçama,duvarlara ilştiriyor, pu pu pu puuuu diye tükürüp yerini sağlamlaştırıyordu.Ablam çokk uzaklarda adına"dede ocağı" denen bir yerde yaşayan zatı görmeye ve yıldıznameme baktırmaya gitmişti.Döndüğünde kurtulacaktım bu musubetten(!)

Ben ise olanı biteni gözlerimde ki sönmüş ışıkla izliyor ve aylarca sürecek korkunç bir hastalığı çekmeye hazırlanıyordum.Gün geçtikçe nefes alıp verişim başka odalardan duyulmaya başlamıştı.Şimdi bu yazıyı okuyan varsa derin bir nefes alıp versin işte o nefes en değerli hazineymiş.Ben onu kaybetmiştim ve milim milim aldığım ufak nefeslerle yaşıyordum.Annem sürekli ağlıyor, öleceğimi düşünüp kendini nereye sığdıracağını bilemiyordu.Babam; erkekliğin kitabında panik yok felsefesi gereği halime fazla aldırmıyor "bişeycik olmaz ben neler atlattım askerdeykene bir gün.... diye güya annemi teselli edecek kötü anılarını anlatıyordu.

10 günün sonunda abim geldi. Herkesten daha mantıklı abim (kötünün iyisi) beni çökmüş ve çaputa benzemiş halde görünce gözleri doldu.Üzerimdeki otları, samanları, muskaları temizleyip kucağına aldı "Eğer fiziki bir hastalığı bulunamamışsa o halde hemen onu psikiyatr'a götürmeliyiz" dedi.Başımda yas tutanlar,ağlaşanlar arkamızdan bakıp konuşuyordu:
"psi ney psi ney ? nereye götürüyormuş ? psi bişeye götürüyormuş.

Doktorum o güne kadar gördüğüm en güzel doktordu.Pamuklardan güzel yüzü ile bana bir kere bakması ile ilk nefesimi almıştım.Kısa sürede teşhisi koydu ağır depresyon....
Nedenleri;başarılı bir öğrenciyken okuldan alınmam, bu kızgınlıkla yıllardır babamla aynı sofraya bile oturmamam nihayetinde toplumdan kendimi dışlamam diye gidiyordu.  Esas neden aşktı..bilemediler tabii
..............................

Ayağını yere daha sağlam basmak için en az bir kere dibe vurmalısın.Benim dibim bu hastalıktı.Bana çok şeyin değerini üstüne basa basa, çize çize öğretti.7 ay süren tedavi sonucunda eskisinden daha sağlıklıydım.Hayata; bambaşka açılardan bakarak yeniden başladım...

9 yorum:

  1. "Nedenleri;başarılı bir öğrenciyken okuldan alınmam, bu kızgınlıkla iki yıldır babamla aynı sofraya bile oturmamam nihayetinde toplumdan kendimi dışlamam diye gidiyordu". Peki şimdi eğitim ne durumda ve nerelere gitmektedir?

    YanıtlaSil
  2. çok iyi yere gitmekte yakında şimşir olacağım...kel başa.Avcı yav elleşme ben rençberim dedimya.

    He bu arada seninle ilgili bir yazı yazdı arkadaşım donpunto linkini buraya koyayımda oku

    YanıtlaSil
  3. Görüşürüz gittim :)

    http://onpunto.com/ShowBlog.aspx?Web=donpunto&CId=145495

    YanıtlaSil
  4. Bişecik demiyorum :) yoruldum hemde çok yoruldum :(((

    YanıtlaSil
  5. 1 aydır mezun olmak için çabalamamdan kaynaklanıyor. Ödevleri yapmaktan ve o ödevlerin raporlarını hazırlamaktan, tezle ilgilenmekten ve tezin kitapcağını hazırlamaktan, sınavlara girmekten ve sınavlara hazırlanmaktan yoruldum. Son iki final kaldı. Ondan sonra yine mezun olmak için çabala. Son stajım eksik onu halletmeliyim. Ondan sonra bu finallerde hiç kırık olmazsa tek sınav için koşturmalıyım. Ordan belge al, oraya dilekçe ver. Oralardan cevap bekle. Ondan sonra meçhul bir zamanda geri gel, sınava çalış. Geçersem bekliyecem bir kaç gün. Ondan sonra şuraya buraya git gel transkirip al. Yetmedi eline tutuştursan bol bol boş belgeler. Şuracığa buraya git doldur, tekrar gel. Al geçici mezuniyet belgeni. İşte bu eylemler ve planlar beni yordu. Yorması bişe değil, ama neden artk beni tiksindiriyor ve midemi bulundırıyor? Bak yine aynı kanunları çiğnedim, aynı hatayı yaptım. Bir elektronik müh. olarak uzun cümleler ve limiti aşan cümleleri bir araya getirdim.Türkçe kitabı çarpsın beni.

    YanıtlaSil
  6. Aman yahu ne anlattın sen öyle ! bu eziyetleri çekip hala hayatta mısın ? Seni anlamak isterdim ama anlanasam daha iyi sağlığım için :)..Seni taktir ediyorum örnek birisin.

    YanıtlaSil
  7. vah anam vahh. ilk yazılarda öksüz kalmış, kimsecikler yorum neyin yapmamış.

    yeşil gözün nazarı değmez kızım, değse her baktığımı köksüz kavak gibi indiririm aşşaa. hatta arada bir yetenek denemesi hala yapıyorum, "yıkıl lan yıkıl" falan deyip müdürü devirmeye çalışıyorum arada, hiç bir numara olmuyor.

    YanıtlaSil
  8. bazen yazdıkların saçma geliyor okuldan almışlarda falanda filandaaa sonra lise sonda okuldan alınıp evlendirildiğimi hatırlıyorum ve özür diliyorum.

    YanıtlaSil

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...